ŞEYMA ULUSOY

Bir devlet lisesinde bir buçuk yıldır Edebiyat Öğretmenliği yapan F. İ., kendisine mobbing yapan okul müdürü M. K., yardımcıları S. T. , A.H.T. ve öğretmenler C. Ş. ve A.B.K. hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na 05.11.2009'da suç duyurusunda bulundu. 2010'da 5 öğretmen hakkında 'Kamu görevlilerine işkence yapma' iddiasıyla 3 yıldan 12 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Adli Tıp raporuyla da mobbing doğrulandı. Savcı, mağdur öğretmene yönelik mobbing süreci içinde uygulanan fiillerin işkence suçuna uygun olduğunu belirtti. Ancak Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık olan okul müdürünü ve 4 öğretmeni mobbingi kanıtlayan delil olmadığı gerekçesiyle beraat ettirdi. Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Alper Yüksele Bikirli, sanıklar tarafından F.İ. öğretmene zamanla sistematik işkence yapıldığını ileri sürdü.

Kararın bozulmasını talep eden Savcı Bikirli, dosyayı Yargıtay 8. Ceza Dairesi'ne gönderdi. Bikirli mütalaasında şu tespitlere yer verdi, "Okul yöneticisi olan sanıkların, mağdurun sanıklardan S.T. ile aşk yaşadığı dedikodusunun çıkartılması, okulda görev yapan diğer öğretmenlerin mağdur ile ilişki kurmaması için öğretmenler üzerinde baskı kurmuş ve bu baskı sonucu öğretmenlerin idarecilerin göreceği yerlerde mağdurla ilişki kurmaktan kaçınmışlardır. Okul müdürü M.T. mağdurun hastaneye gitmesini dahi bahane ederek 20'nin üzerinde idari soruşturma açmıştır."

Beraati bu kararla bozdu

Yargıtay Savcısı, "Sanıkların sistematik uygulama halini alan ve asgari şiddet düzeyine ulaşan eylemlerinin, mağdurun ruhsal yönden acı çekmesine neden olduğu ve bilirkişi raporuna göre de mağdurun sağlığının bozulduğu anlaşılması karşısında sanıkların işkence suçundan cezalandırılmaları yerine, yetersiz gerekçe ile beraat kararı verilmesi, yasaya aykırı bulunduğundan" diyerek hükmün bozulmasını talep etti.

Vatan