'Öğretmen Mülakatla Belirlenmeli!

'Öğretmen Mülakatla Belirlenmeli!

Çocuğu sevmeyen, iletişim becerisi olmayan, bu mesleği sadece iş garantisi olduğu için seçen gençler, bu meslekten uzak tutulmalıdır.

Ülkemizde diğer meslek alanlarına yönelik eleman yetiştirmede ciddi değişimler söz konusu değil. Örneğin doktor, mühendis, yargıç, asker ya da diğer meslek alanlarına baktığınızda, eğitim sürecinde ciddi değişiklikler yok. Zaman zaman çağın gereklerine yönelik geliştirmeler yapılıyor o kadar. Ama öğretmen yetiştirme sistemine baktığımızda, Osmanlı’dan günümüze, neredeyse her 10 yılda bir değişti. Üstelik her defasında daha da kötüleşti. Şimdi yine tıpkı daha önce olduğu gibi, iyileştirme adına eğitim fakülteleri yeniden yapılandırılacakmış. Yani 10 yıl sonra bugünleri de ararsak hiç şaşırmayalım.

Peki böyle bir revizyon ihtiyacı yok mu? Kesinlikle var. Ama aceleye getirilmemeli. Bugünden yarına A’dan Z’ye değişime gidilmemeli. Önce ciddi bir araştırma yapılmalı, sonra pilot uygulamaya gidilmeli, ondan sonra da genel uygulamaya geçilmeli. Yoksa, maceranın ötesine geçilmez...


Neden değişiyor?

İsterseniz önce gelin bu konudaki haberlere bir göz atalım:

Her yıl Eğitim Fakültelerinden mezun olan binlerce öğretmen, işsizler ordusuna katılıyor. Sayısı 300 bine ulaşan atama bekleyen öğretmene bir de yeni mezunlar eklenince sayı kaçınılmaz şekilde artıyor.

Atama bekleyen öğretmen sayısı yaklaşık olarak 300 bin civarında ve eğitim fakültelerinin yeni mezunlarıyla bu rakam her yıl 50 bin kişi artıyor.

Milli Eğitim Bakanlığı bu rakamı eritmenin yollarını arıyor. 17 bin öğretmen atamasının ardından gözler, ağustos ayında yapılacak öğretmen atamasına çevrildi. Başbakan Erdoğan, ağustostaki atama sayısının esnetilebileceği sinyalini verdi ancak sayı Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçesi doğrultusunda belirlenecek.

Bakanlık atama bekleyen öğretmenlerin sayısını Eğitim Fakültelerinde yapılacak bir dizi düzenlemeyle eritmeyi planlıyor. Değişiklikler için temaslar da başladı. İlk görüşme dün, YÖK genel kurulunda gerçekleşti ve Bakan Dinçer değişikliklerle ilgili ilk sinyali verdi..

‘Acaba biz atama bekleyen öğretmenlerimizin sorunlarını nasıl çözeriz o çocuklarımızın  istihdam edilmeleri konularında ne tür tedbirler almak mümkündür konusunu tartıştık. Eğitim fakültelerinin eğitim, yetiştirme konularında daha etkili ve daha başarılı bir sürece dönüştürülmeleri mümkün  mü değil mi gibi konular üzerinde tartıştık.’

Bakanlık düzenlemeyle eğitim fakültelerinden mezun olan öğretmen sayısını azaltmayı ve uzun vadede sorunu çözmeyi planlıyor.

Peki, eğitim fakültelerinde ne gibi değişikliklere gidilecek?

Bakan Dinçer’in stratejik plan olarak değerlendirdiği düzenlemelere göre; nerede, hangi alanda, ne kadar öğretmene ihtiyaç olduğu tespit edilecek ve eğitim fakültelerindeki kontenjanlar buna göre tekrar düzenlenecek.

Bazı eğitim fakültelerinin kapatılması gündeme gelebilecek. Ayrıca yeni açılan üniversitelerde de eğitim fakültesi bulunmayacak.

Kapatılacak eğitim fakültelerinin başında Fizik, Kimya, Biyoloji, İlköğretim, Matematik gibi branşlar geliyor...”


En önemli sorun ne?

Öğretmen yetiştirme sistemi kadar atama sistemi de sil baştan ele alınmadığı sürece, bu konuda yol kat etmek mümkün değil. Eğer ille de bir düzenleme yapılacaksa, bu konu mutlaka birlikte ele alınmalıdır... Bu arada eğitim fakültelerine alınacak öğrenci seçiminde de, yeni metotların getirilmesi kaçınılmaz. Çocuğu sevmeyen, iletişim becerisi olmayan, bu mesleği sadece iş garantisi olduğu için seçen gençler, bu meslekten uzak tutulmalıdır. Yani bir mülakat ya da lise öğretmenlerinin bu yöndeki bir tavsiyesi olamadan, sadece YGS, LYS tipi sınavlarla öğretmen yetiştirmek yanlışların en büyüğü olmaya devam eder...

Bakan Dinçer, sorunların tespitinde çok başarılı ama operasyonlar konusunda ne kadar başarılıolacak onu zaman gösterecek. Gelen ilk sinyaller, doğru stratejileri belirlediğini ortaya koyuyor ama uygulamada fazla “gaddar“ deniliyor. Yani olaya işletmeci gözüyle bakıyor, pedagojik değil diyenler çoğunlukta.

Özetin özeti: Eğitim sisteminin ciddi anlamda silkelenmesi gerekiyordu. Ve bu niye yapılmıyor diye eleştiriliyordu. Şimdi onu yapan birisi çıktı ama o da eleştiriliyor. Bakalım sonu nereye varacak...

 

ABBAS GÜÇLÜ
Milliyet


 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum