Bakan Dinçer'in bazı sorulara verdiği cevaplar özetle şöyle:

 

Eğitim Sisteminde Değişiklikler Hızlı mı Yapıldı?

 

"Aslında çok hızlı değişiklikler yapmadık. Ama bir çok alanda değişiklik yaptık. Bu nedenle insanlarda değişiklikler hızlı yapıldı algısı oluştu. Bu değişiklikleri köklü yapmak zorundasınız. Biz zihniyet değişikliğine niye ihtiyaç duyduk. Biz eğitim sisteminde ciddi anlamda bir paradigma değişikliğine gitmek zorunda kaldık. Biz ülke olarak dünyada egemen olan eğilimleri göz ardı ettik ve geride kaldık. Biz tek tip eğitime ve tek tip insana çok bağlı kaldık. Toplumun farklı kesimlerinin taleplerini hiç hesap etmeksizin ben böyle bir eğitim tasarlıyor ve sunuyorum diyen bir devlet var. Bizim okullaşma oranımız düşük. Dünyada 2009’da orta öğrenimde okullaşma seviyesi yüzde 88. Türkiye'de ortaöğrenimde okullaşma oranı yüzde 67.7.. Bu mesafe niye ortaya çıktı. Bu eğitim zihniyetinin toplum tarafından az kabul edilmesiyle de alakalı. Eğitim sisteminin paradigmasını değiştiriyorsanız, bütün unsurlarını da değiştirmek zorundasınız. Tabi ki bende normal bir insan gibi uykularım kaçıyor. Bu kararların tedirginliğini yaşıyorum. Ya sonuçları iyi olmazsa diye. Ama bu adımları atmak zorundaydık ve attık."

 

60-72 aylık öğrencilerin okula gitme durumundaki kaygılar sona erdi mi?

 

Umuyorum sona ermiş olacak. Bu yıl bizim tahminimiz 1 milyon 626 bin civarında öğrenci bekliyoruz okullara. 350 bin veya 450 bin civarında artı bir öğrenci sayısı bekliyoruz ilköğretime. Liseleri de ilave ettiğimiz zaman 650 bin ila 700 bin civarında yeni öğrenci bekliyoruz. 17 bin yeni derslik eklendi. Derslik ihtiyacı çok fazla kalmadı. 66 aydan sonrası öğrenciler için bu yıl müfredatımızı değiştirdik. Çocukları gülerek eğlenerek öğrenecekleri bir sisteme doğru kaymaya başladık.

 

4+4+4’e karşı çıkmayı ancak PKK ister mi dediniz?

 

Türkiye'de bilim dünyasında da çocukların erken yaşlarda eğitime başlaması konusunda çok ciddi tartışmalar var. 1960'ların mantığıyla konuşanlar var. Tüm dünyada genel eğilim, çocukların erken yaşlarda eğitime başlaması ve mesleki eğitimin ise giderek ötelenmesi..

 

Bu tartışma PKK'ya kadar nasıl geldi ?

 

İtiraz, eğitim biliminin gerçeklerine dayanarak yapılmıyor. Bugün itirazların önemli bir kısmı ideolojik mahiyettedir. Onlardan bir tanesi daha çok belirli bir sendikanın yaptığı propaganda ile yürüyor. Bu sendika çocuklar için ne rapor alın, ne okula gönderin dedi. Bu çok açık ortada varken, sendikanın da ideolojik yapısı ortadayken biz buna dikkat çektik. Doğrudan PKK'nın adını kullanmadım. Bu sendikanın PKK ile bağlantısı biliniyor dedim.

 

Raporlar olumsuz tesir yapacak mı?

 

Rapor alan veli sayımızın toplumda tartışıldığı kadar yüksek olmayacağı kanaatindeyim. Rapor alan veliler bile aslında yaptıkları şeyin doğru olmadığını anlayacaklar bir kaç hafta geçtikten sonra…

 

Rapor alanlar okula isterlerse dönebilecekler mi?

 

Tabi ki okula dönebilecekler. Bu rapor meselesi yeni bir uygulama değil ki. 72 aylık çocuklar da rapor getirirse biz bunu tehir ediyorduk. Rapor alanların çok az olacağını düşünüyorum ben. Ne kadar öğrenci rapor aldı bunu kamuoyuna bildireceğiz. Göreceğiz ki bir bardak suda koparılan fırtına bize yapılan haksızlıktır.

 

Seçmeli Dersler

 

Öğrencilere artık kendi ilgisine göre bir alternatif sunuyoruz. Eskiden tek tip elbise sunmak bir yana herkesin o elbiseyi kendine uydurmasını istiyorduk. Şimdi artık bunu çeşitlendiriyoruz.

 

Uygulama Nasıl Olacak?

 

12 Eylül’e kadar çocukların seçmeli derslerini yapmalarını istiyoruz. okul yönetimi bunları tasnif ettikten sonra 10 ve daha fazla öğrencinin seçmiş olduğu dersler açılacak. Daha az seçilenler için öğrencilere yeniden tercih yapmalarını isteyeceğiz.

 

Öğrenci her yıl aynı dersleri seçmek zorunda mı?

 

Her yıl çocuklarımız seçmeli dersleri değiştirebilirler. Bir sonraki sene başka bir dersi seçebilir. Dersler ve müfredatlar yıllık olacak.

 

Seçimli ders almama ihtimali var mı?

 

Hayır yok. Belirli sayıda seçilme zorunda. Ortaokullarda lisede ders saatleri artırıldı. Yine artılacak onu da söyleyeyim. Tekli eğitime geçtiğimizde bazı ek dersler daha koyacağız. Derslik sıkıntısı nedeniyle bunu bu yıl artıramadık. Yılda 720 saat eğitim veriyoruz. Biz 8 yıllık eğitim sırasında aslında 1 yıl az eğitim veriyoruz ders sayısı açısından. Singapur'dan 198 saat daha az matematik dersi veriyoruz. Eğitim sürelerini uzatıyor, kazanımlarını çoğaltıyoruz.

 

Çocuklarımızın yüzde 51'i ikili eğitim yapıyor. Eğitim sistemimizdeki değişiklikler nedeniyle ikili eğitim yapıyor değiliz. Yeni sistem nedeniyle sadece 1-2 puanlık artış olabilir. Bizim ek derslerle birlikte tekli eğitime geçmek için 170 bin dersliğe ihtiyacımız var. AK Parti iktidarları döneminde 181 bin derslik yaptık. Şimdi 170 bin yeni derslik yapmak 10 yıl sürmeyecek diye düşünüyoruz. Öğretmen açığı sorununu da gideriyoruz. Bu yıl 57 bin öğretmen atıyoruz.

 

Öğretmen atamalarının biraz daha erken olması lazım değil miydi?

 

Normal şartlarda bunun 1 Ağustosta bitmesi gerekirdi. Ama bu yıl özel bir yıl yaşıyoruz. Hangi okullar ilkokul olacak, hangileri ortaokul olacak bunları belirledik. Sonra okulların ek öğretmen ihtiyaçları belli oldu. Bütün bunları yaptıktan sonra atamaları yapmak zorunda kaldık. Bütün bakanlık bu yıl tatil yapmadı. Sistemdeki değişiklikten kaynaklanan bir sıkıntı oldu. Bütün bunları düşününce atamalar için evet geç kaldık. Bunun için kamuoyundan anlayış bekliyoruz. Gelecek yıl bunların hiçbirisinin olmayacağını ifade edebilirim.

 

Eş durumu tayinleri neden yapılmıyor?

 

Sadece bu yıl, sadece eş durumunda 25 binden fazla öğretmen iller arasında yer değiştirmek istedi. Aynı il içinde ise eş durumundan değişiklik talep eden öğretmen sayısı 26 bin. İsteğe bağlı yer değiştirme talepleri de var. Kadrolarımızın doluluk oranı yüzde 83. 25 bin öğretmenin 16 bininin atamasını yaptık. 9 bini için uğraşıyoruz. Sivas’ın doğusuna gitmek isteyen bütün öğretmenlerin eş durumundan atamasını yapacağım. Bunu buradan ilan ediyorum. Ülkeyi sıkıntıya sokmayacak ve öğretmenleri memnun edecek her türlü çözüme hazırım.

 

Memurlar.net