Öğretmen Alım Sınavını MEB yapabilir mi?
Öğretmen alım sınavını MEB yapabilir mi?... Tek kelimeyle HAYIR MEB bu işin altından kalkamaz aksine bu işin altında kalır, ezilir.
Aynı tarzda bir düzenlemeyi Hüseyin ÇELİK de yapmıştı ve yargıdan dönmüştü. O düzenleme sürecinde YÖK kesin bir dille karşı çıkmıştı. Bugün gelinen noktada YÖK'ten bu konuda en küçük açıklama yok. Çünkü o dönemdeki YÖK YOK...
Bu konuya olumlu yaklaşanların, yani savunanların savları;
Ben Beden Eğitimi Öğretmeni olacağım neden Matematik yapayım. Unutmayalım ki mevcut KPSS'de Beden Eğitimi Öğretmeni çok az Matematik yapsa da atanabiliyor.
Doktorlara da TUS var: Doktorlarda TUS (Tıpta Uzmanlık Sınavı) olduğu doğrudur adı üstünde Uzmanlık sınavı. TIP Fakültesinden Mezun olan kişi artık hekimdir. Belli bir alanda uzmanlaşacaksa TUS'a girer ve uzmanlaşır. KBB doktoru, Kadın Doğum Doktoru ya da Çocuk Hastalıkları doktoru olur. Yani bu alanda uzmanlaşır. Öğretmenlikte aynı durum söz konusu değildir. Öğretmenin üniversiteye girdiğinde ne öğretmeni olacağı bellidir. Mezun olduğunda da Matematik, Fizik, Kimya öğretmeni olarak mezun olmuş olur
(A Grubu memurluklar için) örneğin Kaymakamlık için ayrı sınav yapılıyor deniliyor. Evet bu da doğru. Yine aynı noktaya geliyoruz kişi kaymakamlık bölümünden mezun olup atanmıyor. Kaldı ki Kaymakam olabilmek için geniş bir yelpazede bilgi sahibi olmak gerekiyor. Bu nedenle bunu ölçmek için kaymakamlık için sınav ayrımı var. İşletme, İktisat, Kamu yönetimi gibi bir çok alan mezununun Kaymakamlık sınavına katılabildiğini unutmamak lazım.
Gelelim asıl konumuza;
MEB'e bağlı EĞİTEK alan sınavı yaparak YÖK'ün üzerinde bir kurum gibi Akademik unvan veren bir kurum haline gelir ki bu yüksek öğrenimimize vurulan bir darbe olur.
Milli Eğitim Bakanlığında en çok kadrolaşmanın yaşandığı en çok skandalların olduğu kurum Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü (EĞİTEK)'dür.
EĞİTEK'in yaptığı her sınavın sonunda tartışmalar olmuştur. Birçok sınav ya mahkeme kararıyla ya da bizzat kurum tarafından iptal edilmiştir.
Kaldı ki EĞİTEK'in akademik bir kadrosu da yoktur.
Alan sınavını ÖSYM'nin de EĞİTEK'in de yapması sakıncalıdır. Kaldı ki 2007 yılında Bakan Hüseyin ÇELİK aynı uygulamayı getirmek istediğinde ÖSYM bu sınavı gerek kadro gerekse olanakların yetersizliğinden yapamayacağını açıklamıştı. ÖSYM gibi bir kurum bunu yapamayacağını açıklıyorsa EĞİTEK'in hiç yapamayacağını söylemek kehanet olmaz.
Sınavın özü doğru olmamakla beraber EĞİTEK'e böyle bir sınavı yaptırmak en büyük yanlıştır. Milli Eğitim Bakanlığı siyasete alet edilemeyecek kadar önemli bir bakanlık olması gerekirken maalesef evet yüzbinkere maalesef siyasetin göbeğinde bir bakanlık halini almıştır.
ÖSYM gibi çokça güvenilen bir kurumda yaşanan bu sızmaların siyasi bir kurum haline gelen MEB'de yaşanmamasını beklemek hayal olur. Zaten MEB'e sızmaya gerek de yoktur deniliyorsa o başka.
En azından oluşan güvensiz ortamda hiç kimseyi şaibe olmadığına inandıramazsınız. Güvenini yitirmiş (belki de hiç kazanamamış) bir kurumun insanlardan öteye ülkenin geleceğini belirleme misyonuna sahip olması düşünülemez.
EĞİTEK'in yanlış yaptığı ve skandallara, soru ya da sınav iptallerine yol açan sınavlarından birkaçını kabaca sayalım: OKS, SGK,SSK, 2005 Eğitim Kurumları Müdür yardımcılığı, 2009 Eğitim Kurumları Müdür yardımcılığı, 2009 Eğitim Kurumları Müdürlük sınavı
Bu sınavlardaki iptalleri bir tarafa bıraksak dahi EĞİTEK'in yaptığı sınavlarda Ölçme Değerlendirme İlkelerine uygun bir soru sistemi bulunmamaktadır. Bir müdürlük sınavında mevzuat sorusu sorduğunuz için soru hazırlamak zor değildir çünkü mevzuatın bir bölümünden alıntı yaparsınız ve soruyu çıkarırsınız soru da cevabı da doğru olabilir iptal dahi edilmez. Bunun dahi becerilemediğini gördük: Örneğin kanun maddesinde iş veya ikametgâh adresi ibaresi varken soruda iş ve ikametgâh adresi olarak sorabilmiştir EĞİTEK Bunları çoğaltmak mümkündür.
EĞİTEK'in hazırladığı sorularda, neyin ölçmek istendiği, bu sorunun neyi ölçeceği noktasında da analız yapıl(a)mamaktadır. Aslolan budur çünkü yapılan bir sınavın amacı vardır ve bu amaca hizmet etmelidir. Aksi halde benim çalıştığım konulardan çıkmadı ya da biz o konuyu işlemedik, hiç şansım yoktu şeklindeki klasik öğrenci cümleleriyle karşı karşıya kalınır.
Alan sınavı uygulaması doğru olmadığı gibi KPSS olsun ya da Alan sınavı olsun bu tür sınavları MEB'in yapması hiç doğru değildir. ÖSYM bölünecek, DMSS kurulacak açıklamaları, söylemeleri de pek yerinde görülmemektedir. İşin adı ÖSYM'de olsa DMSS'de olsa önemli olan oradaki kadrolar, teknik donanımlar ve yapılanmalardır. Bizce hataları minimize edilerek, çöpleri ayıklanarak, teknik ve kadro olarak donatılarak, Vazgeçmek Yok ÖSYM ile Devam demek durumundayız.
Saygılarımla
Maksut BALMUK
Eğitim Yöneticisi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.