Burada kamuoyu tarafından öğretmen ders işlemediği halde ek dersini istiyor diye bir algı bulunmaktadır. Oysa ki yıllardır konuşulan husus bakanlığın öğrencilere sınava hazırlanmak için izin verdiği günlerde yani öğretmenin okula gelip öğrencinin gelmediği günlerde ders ücretinin kesilmesi hususudur. Burada üç durum vardır;

1- Bakanlık öğrencilere geçmiş yıllarda son hafta size sınava hazırlanmanız için izin veriyorum demişti. İşte bu günlerde öğretmene ek ders ödenmemekteydi. Oysa ki örneğin Matematik Öğretmeni sabah ders programına göre derse gelmekte son sınıfın olmaması nedeniyle arada boşluk oluşmakta ve öğretmen yine okulda kalmak zorundaydı. Burada son sınıflar izinli olduğundan öğretmen önceden haberdar olup geliş gidişini ayarlaması da mümkün olabilmekteydi.

2- Öğrencilere 2009-2010 ve 2010-2011 eğitim öğretim yılında 45 güne kadar rapor almaksızın izin verilmişti. Bu durumda da öğrencinin okula gelip gelmeyeceğini öğretmen bilememekte fakat gerekli hazırlıklarını yaparak ders saatinde okula gelmek durumunda kalmaktadır.

3- Öğrenci yasal olan devamsızlık hakkını son haftalarda kullanmakta ve sınıfa hiçbir öğrencinin gelmemesi söz konusu olabilmektedir. Yine öğretmen geldiği halde öğrenci yokluğundan ders işlenememekte ve ücret kesilmektedir.

Toplu sözleşme görüşmelerinde mutabakata varılan yani hükümet yetkilileri ile yetkili sendika olan Eğitim Bir Sen’in imza altına aldıkları hususlardan bir tanesi;

“Madde 24- …. öğrencilerin çeşitli nedenlerle sınıf veya okul bütünlüğünde izinli sayılmaları sebebiyle eğitim ve öğretim faaliyetlerini fiilen yerine getiremeyen yönetici ve öğretmenler, bu sürelerde üzerlerinde bulunan aylık karşılığı ders, varsa ek ders, ders niteliğinde yönetim, hazırlık ve planlama görevlerini yapmış sayılırlar.”

Şeklindedir.

Bu madde ile sorun çözümlenmiş midir?

Maalesef hayır. Bakanlık kendisi öğrenciyi izinli sayarsa yani yukarıdaki 1.madde gerçekleşirse ücret ödenecektir. Yeni bir düzenleme yapılmazsa daha çok mağduriyet yaratan diğer iki durumda ödenmeyecektir.

Şöyle açıklayalım: Bakanlık yada valilik herhangi bir nedenle okulları tatil ederse yani grip salgını, doğal afet… vs ücret ödenecektir. Bu durumda doğal olarak öğretmende okula gelmeyecektir.

Öğrenciler birlik olup hadi ailemize de haber verip bugün okula gitmeyelim pikniğe gidelim yada yarınki sınava hazırlanalım yada devamsızlık hakkını kullanalım (özellikle son haftalarda) derler ve sınıfa hiç öğrenci gelmezse öğretmen okula geldiği halde ücreti kesilecektir.

Madde hükmü aslında amaca hizmet etmemektedir. Bu nedenle gerekli düzenlemelerin bu doğrultuda yapılması gerekir. Öğretmenin okula gelmediği izin durumlarından daha önemli olan öğretmenin okula gelmek zorunda kaldığı halde ders işleyememesi nedeniyle ücretinin kesilmesi hususudur.

Buradaki bir başka önemli husus ise 2006 yılından itibaren ek ders hesabı günlük değil hafta bütünlüğünde yapılmaktadır. İşte asıl sorun da buradan kaynaklanmaktadır. Şöyle ki; 5 günlük bir haftada bir sınıf öğretmeni 15 saat ek ders ücreti alır. Öğretmen bir gün ders işleyemezse yada raporlu olursa 7 saat ücreti düşer ve 8 saat ücret alır. 2 gün ders işlenemez yada raporlu olursa hiç ücret almaz. Oysa ki o hafta okula hiç gelmeyen raporlu yada izinli olan öğretmen de hiç ücret almaz. Yani üç gün gelen ile hiç gelmeyen ücret olarak eşit olmaktadır. Asıl mutabakat sağlanması gereken husus budur. 2006 öncesi uygulamada ise 2 gün okula gelmeyen öğretmen geldiği 3 güne tekabül eden 8 saat ücretini almaktaydı.

Bu arada yukarıdaki mutabakat hükmünün 01.09.2012’den itibaren geçerli olduğunu vurgulamak isteriz.

Saygılarımla…

Maksut BALMUK
Eğitim Yönetcisi