Öğ-Der Eğitmi Raporu Yayınlandı

Öğ-Der Eğitmi Raporu Yayınlandı

ÖĞ-DER ŞUURLU ÖĞRETMENLER DERNEĞİ EĞİTİM RAPORU

KASIM - 2014

GİRİŞ

Talim ve Terbiyetoplumlar için çok önemlidir. Milletlerin gelişip kalkınmalarında ve gerileyip, yok olmalarının temelinde eğitim sistemleri ve okulları vardır. Talim ve Terbiyenin gayesi iyi ve faydalı insan yetiştirmek olmalıdır.Ferdi ve içtimaî hayatta barış, hürriyet, adalet, refah, itibar ve izzet ancak bu gayeye matuf insan yetiştirmekle mümkün olur. Günümüzde insan ve toplumun layık olduğu maddî ve manevî refaha ulaşmasını sağlayacak yeni bir eğitim anlayışına ihtiyaç vardır. Bu yeni anlayış ise Milli Şuur´dur.

Türk Millî Eğitiminin Genel Amaçları ( Madde 2) kısmında da belirtildiği gibi, eğitim sistemimizin genel amacı, Türk milletinin bütün fertlerini;

1. Türk milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan; insana saygılı, Türkiye Cumhuriyeti´ne karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek;

2. Beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek;

Böylece bir yandan Türk vatandaşlarının ve Türk toplumunun refah ve mutluluğunu artırmak; öte yandan milli birlik ve bütünlük içinde iktisadi, sosyal ve kültürel kalkınmayı desteklemek, hızlandırmak ve nihayet Türk milletini çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı, seçkin bir ortağı yapmaktır.

Özel amaçlar (Madde 10) kısmında ise,"Millî ahlâk ve millî kültürün bozulup yozlaşmadan kendimize has şekli ile evrensel kültür içinde korunup geliştirilmesine ve öğretilmesine önem verilir." ifadeleri yer almaktadır.

Gelişmenin ve kalkınmanın amacı da, aracı da insandır. Eğitim insanı tanımakla başlar. İnsanın maddi ve manevi her türlü ihtiyacını belirleyip, ona göre çözümler sunmak eğitimcilerin en önemli görevidir.

Çocuklar, Allah´ın bir emânetidir. Çocukların temiz kalbleri kıymetli bir cevher olup, su gibi, her kabın şeklini alabilir. Hz. Ali (r.a)´ nin buyurduğu gibi, "Çocuğun kalbi hiç ekilmemiş bir tarla gibidir. Ona ne verilirse kabul eder." Tarlaya hangi tohum ekilirse, onun mahsulü alınır. Bu örnekteki gibi çocuk da neye meylettirilirse, oraya yönelir. Eğer hayrı öğrenir, adet edinirse hayır üzerine büyür. Çocuklara iman, Kur´an ve Allah-ü Teâlâ´ nın emirleri öğretilir ve yapma alışkanlığı kazandırılırsa, onlar da dünya ve ahiret saadetine ererler. Bu saadete başta eğimi planlayanlar olmak üzere ana-baba ve eğitimciler de ortak olur. Eğer hayır öğretilmez ve güzel davranışlar kazandırılmaz ise bedbaht olurlar. Yapacakları her fenalığın vebali, öncelikle onlar için eğitim sistemini planlayanlara, anne-baba ve eğitimcilere sorulur. Herkes bulunduğu makamda emri altında bulunanlardan mesuldür.

Eğitimde asıl öncelik nasıl bir insan yetiştirileceği kararıdır. Bu karar sağlıklı bir şekilde verilmeden yapılacak çalışmalar asla sonuç vermeyecektir. Yetiştireceğimiz insan millî ve manevî değerlerle mücehhez faziletli bir insan mı olacak; yoksa seküler, dünyacı, materyalist bir insan mı olacak?

Eğitimin girdisi ve çıktısı insan olduğuna göre asıl olan insanın kalbine ne koyduğumuzdur.

Batı hayranı materyalist bir insan yetiştirmekten vazgeçip maneviyatçı sâlih insanlar yetiştirmeye karar verildikten sonra, meselenin büyük kısmı halledilmiş olur. En büyük kahramanlık bu kararı verip arkasında durabilmektir.

Geride bıraktığımız yüzyılda insanoğlunun başına gelen büyük felaketler şunu göstermiştir ki, dengeli bir insan olabilmek için akıl ve kazanılan bilgiler yeterli değildir. Mutlaka duyguların eğitilmeye, aklın da beslenmeye ihtiyacı vardır. Eğitilmemiş duygular ve maneviyatla beslenmemiş akıl, bazen insan için en tehlikeli güç haline gelebilmektedir. "Dinsiz ilim kör, ilimsiz din topaldır." (Albert Einstein) sözü de bu gerçeği çok açık olarak ifade etmektedir. Eğitimde hedef kâmil insan yetiştirmek olmalıdır. Milletimizin bizden beklentisi de budur.

Bunun gerçekleşmesi için, ilk olarak AB müktesebatı çerçevesinde kurulan komisyonlarla birlikte, materyalist, pozitivist, pragmatist eğitim sisteminden vazgeçilerek, maneviyatçı eğitime geçilmelidir.

"Fullbright" vb. eğitim komisyonları tarafından verilen burslar Millî Eğitim Bakanlığı´ nca tespit ve takip edilmeli, neye hizmet ettiği açık olan bu tür oluşumların gençler ve eğitim sistemindeki etkileri kaldırılmalıdır.

Yukarıda ifade edilen öncelikli meselelerden sonra,

Müfredat, eğitim kurumları, öğrenciler, öğretmenler ve diğer paydaşlarla ilgili yapılması gereken çalışmalar ve öneriler aşağıda ifade edilmiştir.


EĞİTİMDE TESPİT EDİLEN AKSAKLIKLAR

1. Mevcut Batıcı, Materyalist Eğitim Sistemi: Batı taklitçiliği ve buna paralel olarak düzenlenen eğitim sistemimiz nedeniyle çocuklarımız ve gençlerimiz milli, manevi ve kültürel değerleri ile inanç değerlerinden koparılmış, kişilikleri, ruhî ve davranış gelişimleri sağlıklı yapılandırılamamıştır. Bu nedenle merhametsiz, bencil, çıkarcı, hedefi olmayan, özgüvensiz, millî ve manevî değerlerinden kopuk, kişilik gelişiminde uygunsuz rol modellerle yetişen bir nesille karşı karşıya kalınmıştır.

2. Eğitim Sistemimizin Nesillere Etkisi: Çocuklarımızın ve gençlerimizin sorunlarının araştırılması, toplumsal yapının ve eğitim sistemimizin sorunlarının araştırılması anlamına gelmektedir. Çünkü çocukların ve gençlerin karşılaştığı sorunlar kendilerinin neden olduğu sorunlar değildir. Bu sorunları, çocuklarımızın karşısına çıkartan kendileri değil, içinde yaşadığımız topluma dikte edilen materyalist değerlerdir.

v Bugünkü eğitim sistemi çocuklarımızın sadece maddi ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olarak düzenlenmiş, akıl ve ruh sağlığı unutulmuştur. İhtiyaçları karşılanmayan çocuk, bu ihtiyacını farklı yollardan karşılamaya çalışmaktadır. Bu farklı yollar çocuklarımızı ve gençlerimizi, ister istemez şiddete meyyal yapmaktadır.

3. Ahlâk ve Maneviyat Eksikliği: Kalbi, ruhu doyurulmayan gençlerimiz, bu ihtiyaçlarını içki, kumar, fuhuş ve eğlence yerlerinde aramakta, birçoğu bu batakhanelerde yok olup gitmektedir. Toplumun en dinamik ve enerjik kesimi ve toplumsal gelişmenin, ilerlemenin, kalkınmanın en önemli gücü olan gençliğimiz heba edilmekte ve toplumumuzun geleceği dinamitlenmektedir

v Ahlâksızlık, fuhuş ve maneviyatsızlık nesillerimizi bir ur gibi sarmakta ve toplumumuzu içten içe çürütmektedir.

v Sokak çocuklarının sayısı hızla artmakta, bu da kapkaç, hırsızlık, cinayet gibi toplumsal olayları tetiklemektedir.

4. TV Programlarıyla Nesillerin İfsadı: Ahlâksız, sınır ve ölçü tanımaz TV programları, özellikle liseli gençliği hedef alan, gençlik dizileri ile nesillerimiz zehirlenmekte; gençliğimizi tatminsiz, saplantılı ve sapkın kişiliklere dönüştürmektedir.

v Ülkemizde haftada ortalama 80 dizi yayınlanıyor. Bu dizilerin 60 tanesinde gayri meşru ilişkiler ana tema olarak işleniyor. 60 dizinin elli ikisinde gayri meşru ilişki sonucu doğmuş çocuk karakteri yan konu olarak işleniyor. İlkokul ve ortaokulda okuyan çocuklarımızın %70´ i, liseli gençlerimizin % 85´ i bu dizileri izlediğine göre tehlikenin boyutlarını görmemiz gerekir.

5. Aile Kurumunun Parçalanmasının Getirdiği Sonuçlar: Ülkemizde ve dünyada meydana gelen toplumsal yozlaşma, çarpık kentleşme ve sanayileşmeyle birlikte ortaya çıkan sorunlar, iç göç hızının artmasını ve aile kurumunun parçalanmasını hızlandırmıştır.

6. Okullardaki Çeteleşme ve Madde Bağımlılığı: Okullarımızda mafya, çeteleşme ve gruplaşmalar artmış, çocuklarımız bu örgütlenmelerin içine itilmişlerdir.

Çocuklar arasında görülen şiddet olaylarının artmasının temelinde;

v Maneviyatsızlık ve inanç değerlerinin zayıflatılması,

v Son yıllarda toplumdaki gelir adaletsizliğinin ve yoksullaşma oranının artması,

v Gelecek kaygısının verdiği güvensizlik,

v Kültürel yozlaşma ve yabancılaşma ile seküler anlayış,

v Gelecekten umudu kesme,

v 28 Şubat darbesiyle zirve yapan karma eğitimde ısrar,

v Mutsuzluk ve kendine olan güven duygusunu yitirme,

v Nesillerin bencil, çıkarcı, emek vermeden kazanma duygusuyla yetiştirilmesi,

v Teknolojik bağımlılık ve bunun getirdiği yalnızlaşma, gibi etkenler sayılabilir.

 

7. Gelecek Kaygısının Getirdiği Yarıştırmacı Eğitim: Çocuklarımız ve gençlerimiz çok küçük yaşlardan itibaren gelecek kaygısı ve işsizlik nedeniyle bir yarış atı gibi koşturulmakta, tek tip ve materyalist eğitim sistemi yüzünden sağlıksız ve kişiliksiz bireyler olarak yetiştirilmektedir.

8. Özgür Olmayan, Otoriteye Bağlı Üniversite Ortamları: YÖK eski başkanının ifadesiyle; "Otuz yıl önce kurulmuş YÖK ile günümüz problemlerine çözüm üretilemez!" Özgür olmayan, otoriteye bağlı, yetersiz üniversite eğitimi ve eğitimdeki aksaklıklardan dolayı, eğitim sistemimizde köklü bir değişime ihtiyaç olduğu âşikardır.

Günümüzde üniversiteyi bitirmiş gençlerin büyük çoğunluğu aldığı eğitime rağmen,ancak şansları ve yakınlarıvarsa iş bulabileceklerine inanmaktadırlar.

MÜFREDATTA TESPİT EDİLEN AKSAKLIKLAR VE ÖNERİLER

1. Maneviyatsız Müfredat: Müfredat yeniden ele alınmalı, manevî değerlerle donatılmalı, içeriği millî olmalıdır. Tarihi birikimi günümüze taşımalıdır. Katip Çelebi ve diğer eğitimcilerimizin müfredatı incelenmeli, örnek alınmalı ve uygulanmalıdır.

v Eğitim sisteminin kesintili hale getirilmesi olumlu bir çaba olmakla birlikte, müfredat, millî, manevî ve ahlakî değerler ile İslam inancı doğrultusunda yeniden yapılandırılmalıdır.

v Özellikle Tarih ve Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinde gerçek anlamda bilimsel müfredata geçilmelidir.

v Osmanlıca her türlü ortaokul, lise ve yüksek öğretimde zorunlu ders olarak okutulmalı, milletimizin evlatlarının tarih ve ruh kökleri ile bağlantısı yeniden sağlanmalıdır.

v İsteğe bağlı olarak yerel diller (Osmanlı coğrafyasında yer almış toplulukların konuştuğu diller) seçmeli ders olarak müfredata girmelidir.

2Din Kültürü Değil, Din Dersi: İlköğretimdeki din dersi yeniden yapılandırılmalıdır. Karakter oluşumunda ve kişilik gelişiminde ilkokulun önemi büyüktür. Laikliğe uygun din anlayışı yerine gerçek İslam Akidesi çocuklarımıza okutulmalıdır. Dinî eğitim ana sınıfından itibaren verilmelidir. İslam, sisteme fayda temin etmek yerine çocuklarımızın gönüllerine iyi, güzel, faydalı ve hayırlı olanı işlemelidir. Bu nedenle bütün derslerde ahlakî ve manevî eğitimi verecek bir müfredat geliştirilmelidir.

 

3. Zorunlu Temel Dini Bilgiler ve İlmihal: Temel Dini Bilgiler dersi zorunlu hale getirilmeli ve tüm sınıflarda okutulmalıdır. Eğitim kurumlarımıza, İlmihal dersi konulmalıdır.

 

4. Hangi Değerlerin Eğitimi: Değerler eğitimi ile ifade edilen belirsizlik giderilmeli, İslam Ahlâkı Eğitimi konusunda daha etkin faaliyetler yapılabilmesi için yasal altyapı hazırlanmalıdır. Özellikle anaokulu ve ilkokul birinci sınıftan itibaren temel derslerin yanı sıra, İslam Ahlâkı Eğitimi de öncelikli olarak verilmelidir.

 

5. Teknoloji Üreten Eğitim: Teknolojiyi tüketen değil, üreten nesiller yetiştirmek eğitimimizin önceliği olmalıdır.

6. Programların Yoğunluğu: Teorik ders saatleri günde 3-5 saati geçmemelidir. Eğitimde pratiğe, pratik uygulamalara, deney, gözlem ve gezilere ağırlık verilmesi sağlanmalıdır.

7. Ev-Okul Projesi: Evde eğitim, "EV-OKUL PROJESİ" bir seçenek olarak hayata geçirilmelidir. (Halen Amerika´da 2 milyonu aşkın öğrencisi bulunmaktadır.)

EĞİTİM KURUMLARINDA TESPİT EDİLEN AKSAKLIKLAR VE ÖNERİLER

1. Karma Eğitim: Türkiye´de karma eğitim toplumun büyük kesimi tarafından yadırganmış ve mütedeyyin aileler eğitimsiz kalma pahasına çocuklarını karma eğitim veren okullara göndermekte isteksiz davranmıştır. Nitekim Cumhuriyet´in eğitim adına en nitelikli projelerinden biri olan Köy Enstitülerinin, arzulanan neticeler alınmadan kapatılmasındaki gerekçelerden biri de bu kurumlarda karma eğitimyapılıyor olmasıdır.

2. Özel İmam Hatipler: Özel İmam Hatip Lisesi açılmasının önündeki engeller kaldırılmalı ve kız çocuklarının okullaşma oranının artırılmasında önemli bir etken olan kız okulları teşvik edilmelidir.

3. Okul Mescitleri ve Cuma Namazı: Bütün okullarda, öğrencilerin ve öğretmenlerin dini vecibelerini yerine getirebilmeleri için mescitler açılmalı ve ders saatleri Cuma namazı saatlerine göre ayarlanarak, öğrencilerin ve öğretmenlerin en önemli insan hakkı olan dini vecibelerini yerine getirmelerine imkân sağlanmalıdır.

4. Zorunlu Lise Eğitiminin Olumsuz Etkileri: 4+4+4 Kademeli Eğitim Uygulaması olumlu olmakla birlikte, özellikle son dört lise eğitiminin zorunlu olması, eğitim sitemimiz ve eğitim kurumlarımız açısından birçok sıkıntı ve zorluğu da beraberinde getirmiştir. Nitelikli bir mesleki yönlendirme yapılamamasından veya ekonomik kaygılar nedeniyle, okumak istemeyen ya da ailesinin zoru ile liseye devam eden öğrenciler, okulların bütün disiplin ve işleyişini bozmakta, hiçbir kural tanımamakta ve arkadaş gurubuna, çevresine ve kuruma zarar vermektedir.

 

5. Okullar Parka Değil, Halka Açık Olmalıdır: Kurumların türleri, çevre şartları ve fiziki yapıları dikkate alınarak okul ve sınıf yapıları daha esnek ve verimli hâle getirilmelidir.

Okullar yaz tatillerinde yaz okulu, mesai dışında ikinci öğretim, gece eğitimi olarak STK´lara ve eğitim yapacak kurum ve kuruluşlara bilâ ücret veya kira karşılığı olarak tahsis edilmelidir.

 

6. Okullarımızın Eğitim Kalitesi: Birçok etkenle birlikte, özellikle eğitim sistemindeki sık değişiklikler okullarımızın kalite ve başarılarını olumsuz etkilemektedir. Okullarımızın kalitesini artırmaya yönelik ciddi ARGE çalışmaları yapılmalı, milletimizin beklentileri ve ihtiyaçları dikkate alınarak, ihtiyaca cevap verecek nitelikte eğitim programları uygulanmalı, eğitim kurumlarımızın niteliği ve kalitesi artırılmalıdır.

 

7. Meslekî Eğitim ve Kalite: Meslekî eğitimin kalitesinin artırılması sağlanmalı, uygulamalı eğitim önemsenmelidir. Meslekî eğitime orta okuldan itibaren yönlendirme yapılmalı ve meslekî eğitimde kalifiye eleman yetiştirilmelidir.

8. Takım Çalışmalarının Teşvik Edilmesi: Takım çalışmalarında başarıyı yakalayan ve iyileştirmeyi sağlayanlar (öğretmen, öğrenci ve idareci) ödüllendirilmelidir.

9. Programların Yoğunluğu, Sportif ve Kültürel Faaliyetler: Liselerde en az önemsenen alanlardan biri de sosyal ve kültürel faaliyetlerdir. Ders yükü azaltılarak bu tür faaliyetler için ders programında özel zaman ayrılmalıdır. Okulların sportif ve sanatsal faaliyetlere daha fazla katılabilmeleri için gerekli çalışmalar yapılmalıdır. Özel spor alanları ve imkânlarından yararlanılmalıdır.

 

10. Okulların Yardımcı Personel ve Temizlik Sorunları: Okullara, her eğitim-öğretim yılında öğrenci sayısı dikkate alınarak ihtiyaçlarını karşılamak üzere ödenek çıkarılmalıdır. Okulların yardımcı hizmetleri yerel yönetimlere devredilmelidir.

11. Askerî Okullara Geçiş Sorunları: Askeri liselere ve harp okullarına meslek liselerinden öğrenci geçişine izin verilmelidir.

 

12. DPY ve Bursluluk Sınavlarındaki Yanlış Uygulamalar: DPY ve bursluluk müracaatında somut maaşın kıstas alınması yerine kira, kredi taksitleri gibi net kesintilerin maaştan düşülerek hesaplanması sayesinde adaletsizliğin önlenmesi, parasız yatılılık ve bursluluk için sosyal adalet ilkesi gereğince hak edenin başvurması sağlanmalıdır.

 

13. TKY ve AR-GE: TKY uygulamaları ulusal bir ARGE konferansında masaya yatırılarak, yerel özellikler dikkate alınmak suretiyle yeniden değerlendirilmelidir. Çoğu göstermelik olan bu tür uygulamalar ve projeler, angarya olmaktan çıkarılıp kurumların stratejik planlaması içerisinde yer almalıdır.

 

v AR-GE birimleri, öğretmenlerin daha üretken ve verimli çalışmalarına katkı sağlayacak ve öğretmenlere yol gösterecek çalışmaların en üst düzeyde yürütüleceği yerler olmalıdır.

 

ÖĞRETMENLERLE İLGİLİ TESPİTLER VE ÖNERİLER

1Öğretmenin İtibar Kaybı: Yanlış uygulamalar, söylemler ve ekonomik nedenlerin öncelenmesi gibi sorunlar nedeniyle, toplumu eğiten ve yetiştiren öğretmenlerimiz, toplum gözünde itibar kaybına uğramış, değersizleştirilmiş, peygamberlik mesleği olan ve sevgiyi, saygıyı, doğruyu temsil etmesi gereken ve topluma model olması beklenen öğretmenlerimiz küstürülmüş, veli ve öğrenci nezdinde oyuncak haline getirilmiştir. Bu yanlıştan biran önce dönülmeli ve öğretmenlerimize gereken değer verilmelidir.

 

2Âmil ve Âbid Öğretmenler Yetiştirmek: Öğretmenin, özellikle de ilkokul öğretmenlerinin birinci görevi, çocuğun kalbine Allah ve Peygamber sevgisini yerleştirmek olmalıdır. Bu doğrultuda öğretmen yetiştirme kıstasları yeniden gözden geçirilmelidir. İbn Sina´ nın belirttiği gibi Allah ve Peygamber sevgisi taşıyan âbid öğretmenler yetiştirilmelidir. Dindar nesiller ancak bu öğretmenler eliyle mümkün olacaktır.

 

3Yetersiz Öğretmen Maaşları ve Ek Gösterge Sorunları: Öğretmenler, yapılan komik zamlarla, eğitimi düşünmesi gerekirken, geçim derdine düşürülmüş, aybaşını nasıl getireceğini, hangi ek işleri yaparak para kazanabileceğini düşünür hale getirilmiştir. Denetmenlere verilen 3600 ek gösterge, öğretmenlerden esirgenmiş, emekliliğinde de haksızlığa ve yokluğa mahkum edilmektedir.

 

4. Rehber Öğretmenin Rehberi Kim ? : Okullarda rehber öğretmenlerin sayısı bir an önce gelişmiş ülkeler seviyesine çıkartılmalı, mevcut rehber öğretmenlerin durumları ile nitelikleri ve yetiştirilmeleri yeniden ele alınmalıdır. Rehber öğretmenlerimizin, kalite ve bakış açıları İslam inancı, ahlâk ve değerlerine uygun hâle getirilmelidir.

Rehber öğretmenler, milletimizin değerleri ile örtüşen istekli kişilerden seçilmeli ve PDR, Felsefe eğitimi almış olma şartları esnetilmelidir.

5. Kariyer Basamakları ve Liyakat: Kariyer basamakları sınavı, rutin olarak her beş yılda bir tüm öğretmenlerin meslek ve alan bilgisinden gireceği zorunlu bir sınav olmalıdır.

Milli Eğitim Akademisi kurulmalı ve eğitim yöneticiliğinde görev almak isteyenler Millî Eğitim Akademisinde eğitime tabi tutulmalıdır.

 

6. Performansa Dayalı Adil Ödül Sistemi: Ödül sistemi öğretmenin performansını somut verilerle dikkate alacak şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. Yandaşlık anlayışından kurtarılmalıdır. Öğretmenlik memuriyet zihniyetinden kurtarılmalı, çalışan çalışmayana eşit olmamalı, net ayrımlar için objektif ölçü ve denetimler getirilmelidir.

 

7. Kurumlar Arası Geçişler: Bakanlığımız kadrolarına kurumlar arası geçişleri kolaylaştıran bir düzenleme getirilmelidir. Özel öğretim kurumlarından devlete geçişler kolaylaştırılmalıdır.

 

8. Eğitim çalışanlarının kamu-özel adaletsizliği: Eğitim sektöründe kamu çalışanı (devlet okulu öğretmenleri) ile özel sektör ayrımı giderilerek öğretmenler her bakımdan eşit statü ve özlük haklarına sahip olmalı, öğretmenler işverenin insafına terk edilmemelidir.

v Özel okul öğretmenleri devlete geçtiklerinde intibakları yapılırken çalıştıkları yıllar itibari ile bire bir sayılmalı ve mevcut adil olmayan durumun kesinlikle düzeltilmesi gerekmektedir.

 

v Özel sektör çalışanlarına sendikal haklar verilmelidir.

v Özel sektörde imzalanan sözleşmenin "Özel Şartlar" bölümü MEB tarafından denetlenmelidir. Böylelikle öğretmenlerin özlük hakları kişi ve kurumların vicdanî ve keyfi uygulamalarına bırakılmamalıdır.

 

9. Rotasyon Etkileri: Rotasyon uygulaması; genel idare hizmetleri, eğitim-öğretim hizmetleri ve yardımcı hizmetler olarak tüm personele âdil ve sürekli bir şekilde uygulanmalıdır. Aynı kurumda on yılını doldurmuş öğretmenler de rotasyona tabi tutulmalıdır.

10. Eğitim Mevzuatı: Eğitimcilerin bağlı olduğu bölük pörçük yasalar tek bir kanunda birleştirilmelidir.

 

11. Okul Yöneticilerinin Problemi: Müdür ve müdür yardımcılarına diğer kurumlarda olduğu gibi makam tazminatı verilmelidir. Müdür yardımcılarının zorunlu olarak altı saat derse girme uygulaması kaldırılmalıdır. Büro elemanı sayısı artırılmalı, idarecilerin kırtasiye yükü azaltılmalıdır.

 

12. Genel Sağlık Sigortasındaki Haksız Uygulamalar: Öğretmenlerden genel sağlık sigortası primi kesilmesi şarta bağlanmalıdır. Örneğin o ay tedavi olmayan personelin priminin bir kısmı bir dahaki maaşta iade edilmeli ya da sigortalarda olduğu gibi yıllık tedavi hareketlerine bakarak devlete çok fazla yükü olmayanlar için prim düşürülmelidir.

 

13. Öğretmenlere Yemek ve Yol Parası: Öğretmenlere yemek ve yol parası ödenmelidir.

 

14. Öğretmen Bütçesine Uygun Konut: Öğretmenler için ödeme şartları uygun konut projeleri geliştirilmelidir.

15. Kılık-Kıyafet Dayatması: Öğretmenlere kılık-kıyafet serbestisi getirilmelidir. Bu konuda yükseköğrenim kurumlarının yaklaşımı temel alınmalıdır.

16. Öğretmen İhtiyacı: Okulların birçok branşta öğretmen ihtiyacı varken ve atama bekleyenler olmasına rağmen dersler ücretli öğretmenlerle telafi edilmektedir.

 

 

 

ÖĞRENCİLER VE YARDIMCI KURULUŞLARLA İLGİLİ TESPİT VE ÖNERİLER

1. Öğrenci ve Disiplin: Okul düzenine aykırı tutum ve davranışları olan öğrencilere ciddi, caydırıcı ve sosyal projelerde çalıştırılma gibi disiplin cezaları verilmelidir.

2. Sorumlu Öğrenciden Görev Bilincine: Öğrencinin çevre ve toplum bilincine sahip olmasını sağlamak, içinde yaşadığı topluma karşı görev ve sorumluluklarını öğretmek ve davranış haline getirebilmesi için rehberlik etmek, okulun ve öğretmenin en önemli görevi olmalı ve bu konuda STK´lardan yardım alınmalıdır.

3. Zararlı Neşriyatların Etkisini Azaltmak: Çocuklarımızı televizyonların zararlı neşriyatlarından korumak için önlemler alınmalı, RTÜK ile iş birliği yapılmalıdır.

v Çocuk kanallarında yayınlanan çizgi filmlerin içerikleri gözden geçirilmelidir. Şiddet ve cinsellik içeren çizgi filmler yayınlardan kaldırılmalıdır. Gerek reklamlarda ve gerekse çocuk programlarındaki Subliminal mesaj saldırısını ortadan kaldırıcı tedbirler alınmalıdır.

4. Engelli ve Kaynaştırma Öğrencileri: Engelli ve kaynaştırma öğrencisi bulunan kurumların yönetici ve öğretmenleri, okullarındaki öğrencilerin engelleri doğrultusunda ders işleyişi, kaynaştırma eğitimi ile ilgili mevzuat, yönetmelik ve engelli hakları vs. konularında hizmet içi eğitimlere tabi tutulmalıdır. Eğitim kurumları engelli ve kaynaştırma öğrencilerine uygun hale getirilmelidir.

 

SONUÇ :

2014 yılında, 66 şubemiz vasıtası ile öğretmenlerimizin gözüyle Türk Eğitim Sistemi´ni ele alan bu rapor, birçok şeyi öğretmen gözü ile ifade etmektedir.

Bu rapor Türk Eğitim Sistemi ile ilgili karar ve uygulama merciindeki her yetkilinin dikkate alması gereken görüşler içermektedir. Rapordaki görüşler eğitim sisteminin omurgasını oluşturan öğretmenlerin, uygulamanın içinden gelerek bizzat tecrübeleriyle dile getirdikleri samimi, yapıcı, görüş ve önerilerdir.

Raporun diğer dikkat çekici vurgusu ise öğretmenlerimizin meslekî gelişim ve hayat boyu öğrenme konusundaki talepleridir. Bu talep ülkemizin geleceği bakımından önemli fırsattır. Bakanlığımız bu ciddi talebi görme ve gereğini yapma konusunda pratik, etkili ve verimli çözümler geliştirmelidir.

Öğretmenlerimizin eğitim sisteminde yapısal bir değişime duydukları ihtiyaç kadar; müfredat, içerik hakkında dile getirdikleri görüş ve talepler de oldukça gerçekçi, yapıcı ve uygulanabilir görünmektedir.

Çok iyi bilinmelidir ki, din bir ihtiyaçtır. Hem de hava, su, ekmek ve güneş kadar önemli bir ihtiyaç. Din insan için en büyük güç ve güven kaynağıdır. Bunu göremeyenler, insana hizmet götüremez. İnsanları din ve inançtan soyutlayamayız. Öyleyse, Müslüman halkımızın çocuklarına, İslâm dinini doğru olarak öğretmek zorundayız. Bu, devletin vatandaşına karşı anayasal bir görevidir.

Her türlü kötü huyları, ancak insanın fıtratına uygun olan dinî ve ahlakî kurallarla iyiliğe dönüştürebiliriz. Maneviyât bütün kötülüklerin frenidir. Maneviyât boşluğunun dinden başka hiçbir şeyle doldurulamadığı acı tecrübelerle görülmüştür.

Şurası bilinmelidir ki; eğitim gibi en hassas bir konuda yaşanabilecek her türlü olumsuzluk, o masum çocukların manevî duygularını besleyip geliştirmeyen yöneticilere ait olacaktır.

Bu vesile ile yapılan ihlâslı çalışmaların sonuçsuz kalmayacağına inanıyoruz. Eğitim sistemimizin, millî adına yaraşır bir niteliğe bürünmesi hususunda yapılacak millî ve maneviyatçı eğitim yönündeki tüm çalışmalara destek olacağımız bilinmelidir.

Hamdi SÜRÜCÜ

ÖĞ-DER GENEL BAŞKANI

FAYDALANILAN KAYNAKLAR:

  1. Merhum Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin ERBAKAN´ ın Ahde Vefa Konuşması
  2. ÖĞ-DER Eğitim Başkanlığımızın Çalışma Raporları
  3. ÖĞ-DER Genel Başkanımız İ. Hakkı AKKİRAZ´ ın Şube Başkanlarına Yönelik Yaptığı Muhtelif Konuşma Metinleri.
  4. 17. Milli Eğitim Şurası İçin Hazırlanan ÖĞ-DER Taslak Tebliğ
  5. Hüseyin MUTLU, ÖĞ-DER AR-GE Sorumlusu
  6. ÖZDER MEB Ziyaretinde Sunulan Bilgi Notu
  7. Prof. Dr. Mustafa ERGÜN´ ün Medreseden Mektebe Osmanlı Eğitim Sistemindeki Değişme Raporu
  8. OECD 2009 Yılı Eğitim Yılı Raporu Ve Değerlendirilmesi
  9. TÖS Devrimci Öğretmen Şurası
  10. İGEDER Öğretmenlerin Yeni Milli Eğitim Bakanından Beklentileri Raporu
  11. ÖĞ-DER Şube Başkanları Eğitim Anketleri
  12. Çeşitli Kurum Ve Kuruluşların Anket Çalışmaları
  13. Kamu Kurumlarından Alınan Veriler.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.