Mustafa Kır: Öğretmenler günü kaldırılsın
24 Kasım 1928'de Atatürk'e Millet Mektepleri Başöğretmenliği unvanı verilmiştir. Atatürk'ün 100. Doğum yılına isabet eden 24 Kasım 1981 yılından itibaren ise her 24 Kasım gününün öğretmenler günü olarak kutlanması kararı alınmıştır.
MEMUR-SEN ANKARA İL BAŞKANI MUSTAFA KIR'IN
ÖĞRETMENLER GÜNÜ MESAJIDIR.
Öğretmenler günü lağvedilmelidir.
24 Kasım 1928'de Atatürk'e Millet Mektepleri Başöğretmenliği unvanı verilmiştir. Atatürk'ün 100. Doğum yılına isabet eden 24 Kasım 1981 yılından itibaren ise her 24 Kasım gününün öğretmenler günü olarak kutlanması kararı alınmıştır.
Tıpkı 1982 Anayasası olduğu gibi öğretmenler günü de darbe ürünüdür. 12 Eylül 1980 darbesinin baş mimarı Kenan evren ve cuntasının ihdasıdır. Kenan Evren ve arkadaşları yargılanmış, mahkeme kararıyla rütbeleri sökülmüş hatta ölümüne bile sahip çıkılmayarak garipler mezarlığına defnedilir gibi defnedilmiştir. Buna rağmen Kenan Evren döneminin bir çalışma ürünü olan 1982 Anayasası ve Öğretmenler günü aramızda hala yaşatılmaktadır.
64. Davutoğlu hükümetinin M.E.Bakanı öğretmenler gününü lağvetmelidir.
24 Kasım öğretmenler günü öğretmenler nazarında devlet erkanı tarafından zevahiri kurtarma adına methiyelerin düzüldüğü, 23 Nisan Çocuğu muamelesine tabi tutulduğu bir gün olarak eğitim emekçilerinin hayatına girmektedir. Edinilen intiba öğretmenlerin moral ve motivasyonuna hiç bir katkısının bulunmadığı yönündedir.
Diğer taraftan kendilerini öğretmenlerine hediye vermek zorunda hisseden ve bunu yapma imkanı olamayan öğrencilerin mahcubiyetine, hatta öğretmenler arasında hediye alan almayan hediye verilen verilmeyen öğretmenlerin oluşmasına sebep olan pek çok garabeti beraberinde taşımaktadır. Bu yüzden 64.Davutoğlu Hükümetinin Milli Eğitim Bakanı tarafından 24 Kasım Öğretmenler günü lağvedilmeli 20 -25 yıl gibi başarılı hizmet veren öğretmenlere başöğretmenlik gibi bir unvanın verildiği gün olarak tüm eğitim emekçilerinin içine sineceği ve ebediyen unutamayacakları bir gün öğretmenler günü olarak kutlanmalıdır.
Öğretmenlik gelir düzeyi düşük riskli meslekler arasındadır.
Halen öğretmenlerin yetiştirilmesi, istihdamı özlük, idari,sosyal ve ekonomik olmak üzere pek çok sorunları vardır. Aldıkları maaş halen yoksulluk sınırının altındadır. OECD ve Gelişmiş Batı ülkelerinde öğretmenlik mesleği kamuda en primli ve geliri en yüksek meslek grupları arasında yer aldığı halde, ülkemizdeki öğretmenlik mesleği aldığı maaş bakımından OECD ortalamasının gerisinde ve riskli meslek grupları arasında yer almaktadır.
Yine ülkemizde eğitim emekçileri OECD ülkeleri ile mukayese edildiğinde okuttukları sınıf başına düşen öğrenci sayısı bakımından en yüksek, çalışma saati bakımından en fazla olmasına rağmen maaşı en düşük olan eğitimci konumundadır.
Şura kararlarının uygulanmaması sorunlarının önemsenmediği fikrini doğurmaktadır.
Öğretmen dağılımında bölgeler arasındaki dengesizliklerin giderilmesi, Öğretmenlerin zorunlu hizmet bölgelerinde çalışmalarını özendirici düzenlemelerin yapılması, gelir düzeyi statülerinin yükseltilmesi, Öğretmenlik mesleğinin yıpratıcı bir meslek olması nedeni ile meslek güçlüğü zammının verilemesi, Öğretmen ve yöneticilerin ekonomik durumlarının iyileştirilmesi, 3600 Ek Gösterge sorunlarının giderilmesi, öğretmenlik bekleyen adaylara istihdam yolunun açılması amacıyla emekliliğin cazip hale getirilmesi, öğretmenlerin yetiştirilmesi, istihdamı özlük, idari, sosyal ve ekonomik olmak üzere pek çok sorununun çözümüne yönelik MEB Şuralarında önemli kararların alınmasına rağmen bir türlü hayata geçirilmemesi eğitimin ve eğitim emekçilerinin sorunlarının önemsenmediği kanaatini doğurmaktadır.
Öğretmenlere sahip çıkmak kendimize ve geleceğimize sahip çıkmaktır.
Öğretmenler sadece yaşadıkları çağı değil, çağlar ötesini aydınlatan manevi mimarlarımızdır. Görevleri kutsal, sorumlulukları büyüktür. Geleceğimizin huzur ve refahı maddi ve manevi anlamda onlara vereceğimiz değerle orantılıdır. Onlara sahip çıkmak kendimize ve geleceğimize sahip çıkmaktır.
Emekli öğretmenlerin ekonomik yetersizliğe terk edilmesi üzücüdür. Öte yandan emekli öğretmenlerin durumu son derece düşündürücüdür. Çünkü Emekli öğretmenler çalışırken aldıkları eğitim tazminatı, çalışmayan eşleri için ödenen aile yardımı, çocuk yardımı ve ek ders ücretleri gibi maaşlarının önemli bir bölümünü oluşturan kısmının emekli olduklarında alamadıkları sebebiyle sefalete mahkum edilmişlerdir. Özellikle emekli öğretmenlerin kendilerini yetiştirenler tarafından ekonomik açıdan yetersizliğe terk edilmesi son derece üzücü bir durumdur.
Halen emeklilik yaşları geçmelerine ve iş heyecanını kaybetmelerine rağmen emekli olduklarında eğitim tazminatını, ek ödemesini,ek ders ücretini ve aile yardımını kaybetmelerinden dolayı karşılaşacakları ekonomik sıkıntıyı göğüsleyememe korkusundan dolayı ne yazık ki on binlerce öğretmen emekli olmaktan kaçınmaktadır.
EK ödeme ve diğer tazminatlar emeklilik maaşına yansıtılmalıdır.
Oysaki çalışan öğretmenlere verilen EK Ödemenin emekli öğretmenlere verilmesi, EK Gösterge rakamlarının günün şartlarına göre yeniden değerlendirilmesi eş ve çocuk yardımının ödenmesi durumunda on binlerce öğretmen emekli olacak onlardan boşalacak kadrolara atanmayı bekleyen yüz binlerce öğretmen adayı atanma imkanına kavuşacaktır.
Eğitim-öğretim gelişmiş ülkelerin birincil meselesidir. Öğretmen ise eğitim öğretimin lokomotifi ve en önemli unsurudur.Nitelikli eğitim ancak nitelikli öğretmenler eliyle verilebilir.Bir ülkede eğitim önemli görülüyor,eğitimci tartışma konusu yapılıyorsa o ülkede istenilen hedefe ulaşmak mümkün değildir.
Öğretmen mutlaka eğitimin merkezine oturtulmalıdır. Müfredatın belirlenmesinde ve yenilenmesinde,kitapların seçilmesinde,öğrencilerin disiplin işlerinde,okulların dönüştürülmesinde ve sınıf tekrarı gibi hususlarda mutlaka söz sahibi olmalıdır.
İtibarsız öğretmen itibarlı nesiller yetiştiremez.
Bilindiği gibi fert ve toplumların maddi ve manevi alanda ilerleme ve yükselmelerini sağlayan unsurların başında, okumuş ve eğitilmiş insan gücü gelmektedir. öğretmenlerimiz ise bu gücün baş aktörü ve geleceğimize yön veren manevi mimarlarımızdır. İyilik ve kötülük adına yapılan her şey onların eseridir. görevleri kutsal sorumlulukları büyüktür. geleceğimizin huzur ve refah içinde olması maddi ve manevi anlamda onlara vereceğimiz değerle doğru orantılıdır.
Öğretmen bir öğretici olduğu kadar aynı zamanda eğitici ve öğrenicidir. Eğitimci olduğu kadar aynı zamanda bir yol göstericidir. Öğretmene sahip çıkmak geleceğimize sahip çıkmaktır. Öğretmeni itibarsızlaştırmak kimliksiz kişiliksiz nesillerin yetişmesine sebep olmaktır. Çünkü itibarsız öğretmen itibarlı nesiller yetiştiremez.Şartlar ne olursa olsun hiçbir ekonomik kaygı onları yokluğa yoksulluğa, korumasızlığa ve itibarsızlığa terk etmenin mazereti sayılmamalıdır.
Mustafa KIR
Memur-Sen Ankara İl Başkanı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.