MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLERİ SUÇ MU İŞLİYOR?
Son günlerde okul yöneticilerinden web sitemize gelen e-posta ve telefonların ardından ülkemiz okullarında yaşanan bir konuda hep beraber düşünmek için bu yazıyı yazmaya karar verdim.
Ülkemizde siyasetçilerin dilinden düşmeyen, sıkça duyduğumuz bazı cümleler vardır. Bunlardan biri de “Türkiye bir hukuk devletidir” cümlesidir. Hukuk devletinden benim anladığım başta anayasa olmak üzere, onu açıklayıcı ve tamamlayıcı diğer kanun ve yönetmelikler çerçevesinde ülkenin yönetilmesidir. Bu kanun ve yönetmeliklere de ülkede yaşayan herkes uymak zorundadır.
Devlet memurları da herkes gibi bu kanunlara uymak zorundadır. Memurların uyması gereken 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 10. maddesinde şöyle yazıyor; “…. Amir, maiyetindeki memurlara kanunlara aykırı emir veremez…..”
11. Madde’de de şöyle devam ediyor, “…..Devlet memuru amirinden aldığı emri, Anayasa, kanun, tüzük ve yönetmelik hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı o emri verene bildirir. Amir emrinde ısrar eder ve bu emrini yazı ile yenilerse, memur bu emri yapmağa mecburdur. Ancak emrin yerine getirilmesinden doğacak sorumluluk emri verene aittir…….”
Buradan çıkarılacak sonuç şudur; Kanuna aykırı bir emir varsa, yerine getirilmez, ısrar sonucu yerine getirilirse sorumluluk emri verene aittir.
Şimdi de bir 1739 sayılı Kanuna ve devamındaki emirlere bakalım:
1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 16. maddesi diyor ki; “Okul-aile birlikleri, ayni ve nakdi bağışları kabul edebilir….
Temmuz 2011, 2011/40 sayılı MEB Genelgesi şöyle diyor; …”kayıt ve diplomalar için bağış alınmasın…”
Eylül 2011: Bazı Milli Eğitim Müdürleri de şöyle dedi; “Eğitim denetmenleri okullara giderek okul-aile birliği hesaplarını incelesin, bağış alanlara soruşturma açsın…”
Sizce burada bir suç durumu var mı? Varsa, Kanuna aykırı emir veren, bakan mı, milli eğitim müdürleri mi? Yoksa kanuna aykırı emri yerine getirmeye çalışan eğitim denetmenleri mi suçlu?
Çok bilinmeyenli bir denklem olduğunu biliyorum. Ama şu var ki; suç kimde olursa olsun, eğitim yöneticilerinin büyük bir töhmet altında bırakıldığı bir gerçektir. Okulların yeni açıldığı bir dönemde, temizlik, güvenlik, boş dersler, kalabalık sınıflar, vb. sorunlarla boğuşan yöneticilerimiz huzursuz edilerek ne yapılmak isteniyor?
Neden MEB yetkilileri, bazı il ve ilçe müdürleri anlamazlıktan gelerek yöneticilerin üzerine gidiyorlar?
Gerçekten anlayamıyorum, biri bana anlatsın…
Sencer KAYA
Eğitim Yöneticisi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.