MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİMDE YAPISAL ARAYIŞLAR ÇALIŞTAYI GERÇEKLEŞTİRİLDİ

MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİMDE YAPISAL ARAYIŞLAR ÇALIŞTAYI GERÇEKLEŞTİRİLDİ

MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİMDE YAPISAL ARAYIŞLAR ÇALIŞTAYI GERÇEKLEŞTİRİLDİ

Ülkemizde örgün- yaygın meslek eğitimi ve yönetimi sorunlarının bilimsel veriler ışığında tartışılacağı ve çözüm önerilerinin geliştirileceği “Mesleki ve Teknik Eğitimde Yapısal Arayışlar” ana temalı çalıştay Eğitim Yöneticileri ve Uzmanları Derneği (EYUDER) ve Ankara Ticaret Odası (ATO) işbirliği ile 24 Ocak 2012 Salı günü ATO Konferans salonunda açılışı yapıldı ve 5 ayrı salonda çalıştay gerçekleştirildi. 
Eğitim Yöneticileri ve Uzmanları Derneği ile Ankara Ticaret Odasının işbirliği ile ülkemizde örgün ve yaygın meslek eğitimi, yönetimi sorunlarının bilimsel veriler ışığında tartışılması ve çözüm önerileri geliştirilmesi ve örgün-yaygın meslek eğitimine yönelik politika oluşumlarına ışık tutması amacıyla düzenlenen “Mesleki ve Teknik Eğitimde Yapısal Arayışlar” konulu çalıştay 24.01.2012 tarihinde Ankara Ticaret Odası Konferans Salonu’nda bilim, eğitim ve iş dünyası temsilcilerinin katılımı ile gerçekleştirildi.

“Mesleki ve Teknik Eğitimde Yapısal Arayışlar” başlıklı çalıştayın açılış oturumunda konuşan bilim, eğitim ve iş dünyası önderleri ülkemizin kalkınmasında mesleki ve teknik eğitimin önemini vurgulayarak bu çalıştayın yeni fikirler ve açılımlara yön vermesi arzusunu dile getirdiler.

 

 

Çalıştayın açılış konuşmasında EYUDER Başkanı Adem ÇİLEK, “Türkiye’de Mesleki ve Teknik Eğitim önemi sürekli vurgulanan ancak bir türlü atılıma geçilemeyen bir alandır. Bu konu ile ilgili sürekli çalışmalar ve projeler üretilmiştir. Mesleki Yeterlilik Kurumunun kurulması, MEGEP Projesi ile modüler eğitim sistemine geçilmesi, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının katkılarıyla yürütülen faaliyetlerle ekonomik ve sosyal kalkınma yolunda eğitimin özellikle mesleki ve teknik eğitimin geliştirilmesine yıllardır çalışılmaktadır. EYUDER, Türkiye’nin eğitim sisteminde önemli sorunları olarak gördüğü eğitimde fırsat eşitsizliği ve eğitimde niteliksizlik sorunu gibi konularda farkındalık yaratmak ve  bilgilendirme sağlayacak organizasyonlarla bu alandaki politikalara yön vermeyi kendine misyon edinmiştir.” dedi.  EYUDER bünyesinde Mesleki ve Teknik Eğitim Platformu METEP’i  METEP’in oluşturulduğunu belirten Adem ÇİLEK, bu platformun  mesleki ve teknik eğitime yönelik projeler ve okul sektör işbirlikli pilot uygulamalar gerçekleştirdiğini ve kısa sürede bununla ilgili raporun kamuoyu ile paylaşacağını ifade etti.

 

EYUDER Başkanı Adem ÇİLEK, istihdam alanındaki pek çok problemin temelinde mesleki ve teknik eğitim sorunu olduğu tespitinden hareketle ulusal politikalara yön verebilmek amacıyla bu çalıştayı organize ettiklerini belirterek mesleki ve teknik eğitim sistemindeki sorunların doğurduğu şu sonuçların altını çizdi.

  -Ortaöğretimdeki okullaşma oranının düşüklüğü

 -Meslek liselerinin itibarının giderek zayıflaması

 - Meslek edinme beklentisinin üniversite seviyesine yükselmesi

  -Üniversite başvurularında yerleştirme arasındaki açığın giderek artması

  -Kız çocuklarının potansiyellerinin yeterince değerlendirilmemesi

  -Artan işsizlik

 -Sanayide nitelikli iş gücünün yeterli olmaması

Adem ÇİLEK konuşmasında “Milli Eğitim Bakanlığı içerisinde gerçekleşen dönüşüm neticesinde sayıca fazla ve iletişim sorunu olan mesleki ve teknik eğitim kuruluşlarının birleştirilerek Mesleki Ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü kurulmuş,  mesleki ve teknik eğitimin daha esnek ve dinamik bir sahaya kavuşması sağlanmıştır. Ancak bu dönüşüm henüz taşra teşkilatına yansımamıştır. Bu yapılanma bir an önce okullarımıza, sektöre yansıtılmalıdır. İş gücü piyasasını iyi analiz edebilen okullar, bu okullara uygun programlar geliştirilmelidir. Geliştirilen programları okuyabilen eğitimciler yetiştirilmeli ve eğitimcilerin motivasyonları artırılmalıdır. Mesleki ve Teknik Eğitim Kurumlarının yetkileri genişletilmeli ve yönetim modelleri yeniden yapılandırılmalıdır. Bu yapılanmada sektörle işbirliği odak noktası olmalıdır. İş gücü piyasasının sahip olması gereken yeterlilikler uluslar arası boyutta şekillendirilmelidir. Daha iyi bir iş ve yaşam oluşturma sorumluluğu sadece okullara yüklenmemelidir ” dedi. 

Eğitimde yeni açılımların gerektiğini savunan Adem ÇİLEK“Artık kuramsal saf bilgi aktarımından vazgeçilmeli, ABD, İngiltere vb. eğitim modellerini benimseme, kullanma hayallerinden vazgeçerek, yeni atılımlar başlatmalıyız. Biz okullar olarak, sektör temsilcileri olarak marka üretmeliyiz, marka üretmeye teşvik edilmeliyiz. Öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz marka üretmeye teşvik edilmeli. Okul ve kurumlarımız akredite edilmiş eğitim ortamlarına kavuşturulmalıdır “dedi.

EYUDER Başkanı, “Son yıllarda öğretmenlerimiz gerek kendi bürokratlarımızca gerek diğer kurumlarca eleştirilirken öğretmenlerimizin toplum nezdinde statüsünün düşürülmesi, öğretmenlerimizin motivasyonunu düşürmektedir. Sistem içinde sorunlu arama yerine proje üreten, sektörle işbirliği yapan öğretmen ve yöneticilerimizin teşvik edilmesi ve desteklenmesi gerekir.” diyerek gelişime açık ve üreten öğretmenlerimizin desteklenmesi ve ödüllendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Adem ÇİLEK, Mesleki Eğitimin temelini çürüten başlıca sorunlar olarak nitelendirdiği şu hususlara özellikle  dikkat çekti:

-Mesleki eğitimde öğretmen istihdamında genel kültürü ölçen KPSS ile öğretmen alımı

-Teknik eğitim fakültelerinin kapatılarak geleceğinin belirsiz bırakılması

-Meslek eğitiminin önündeki en büyük engelin katsayı olarak gösterilmesi

-Meslek eğitimi verilen okulların varoş okulları, gariban okulları, kafası çalışmayan çocukların okulda tutulduğu ve eğitim verildiği imajı

-Çağın gereklerine uygun okul ve programlar yeniden yapılandırılmalı

-Okul müdürü kadar büyüktür söyleminin kabulü

 Yaygın eğitimin sorunlarına da değinen Adem ÇİLEK, “yapılanma sonrası Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü bünyesinde yürütülen çalışmalarda taşra teşkilatlanmasında sürecin yeniden ele alınıp düzenlenmesi gerekir. Belgelendirme ve sertifika karmaşası içinde ve görev alanlarının iç içe geçtiği bir yapıdan daha sade bir yapıya geçilmeli. Yeterlilik kavramının daha etkin uygulandığı ve verilen belgelerin güvenilirliği sağlanmalı ve bilgi veri havuzu oluşturularak belgelendirme süreci izlenebilmelidir. İş gücü profilimizi ortaya çıkarabilen bir sistem hayata geçirilmelidir Meslekli işsizlerimize “Nasıl bir iş imkanı sunabiliriz?” sorusunun cevabını verilerle yönetebilmeliyiz. Bu kurumlar tüm halkımıza hizmet veren kurumlar haline getirilmeli, tüm kamu kurum ve kuruluşları bu alanda yapılacak çalışmalarda hizmet verebilmelidir. Yaygın eğitime her bireye ulaşmayı hedefleyen, dinamik bir yapı kazandırılmalıdır” dedi. Konuşmasının sonunda EYUDER’in Mesleki ve Teknik Eğitime, yaygın eğitime ve gençlerin istihdamına yönelik her türlü çalışmaya, proje ve eğitim desteğine gönüllü  ve hazır olduğunu, belirtti.

Çalıştayın açılış oturumunda söz alan Ankara Ticaret Odası Çiçekçiler ve Baharatçılar Komitesi üyesi Yakup ÖZKILIÇ, sektör ile okul işbirliğinin güzel örneklerinden biri olarak 2004 yılından bu yana Atatürk Kız Teknik ve Meslek Lisesi ile yürütülen protokol hakkında bilgi verdi. Bu süreçte 50’ye yakın stajyer öğrencinin çiçekçilik sektöründe yetiştirildiğini belirten Yakup ÖZKILIÇ, ancak bunlardan sadece 3’ünün istihdam edilebildiğini ifade etti. Meslek lisesinden kesme çiçek alanından mezun olan öğrencilerin devam edebileceği bir yükseköğretim kurumunun olmamasının ve bu nedenle gençlerin farklı iş sahalarına yönlenmelerinin istihdam oranının düşük olmasında etkisi olduğunu belirtti. Bu amaçla üniversitelerde kesme çiçek bölümünün açılması için ATO Çiçekçiler ve Baharatçılar Komitesi olarak çalışacaklarının müjdesini verdi. Çiçekçilik sektöründe alttan usta yetişmediği için her zaman nitelikli eleman ihtiyacının olduğunu, sektörün mutlaka stajyer öğrencileri istihdam ederek dönüşümü sağlaması gerektiğini vurguladı. Ankara Ticaret Odası Çiçekçiler ve Baharatçılar Komitesi’nin eğitime yaptığı katkı ve desteklerden söz eden Yakup ÖZKILIÇ, Atatürk Kız Teknik ve Meslek Lisesi’nde uygulama derslerinde kullanılan kesme çiçekleri ve çiçek malzemelerini karşıladıklarını belirtti. Ayrıca Ankara Ticaret Odası’nın kendi bünyesinde yapmış olduğu faaliyet ve programlara stajyer öğrencilerimizin davet edilerek eğitime katkı vermeyi amaçladığını ifade eden, Yakup ÖZKILIÇ Ankara Ticaret Odası Çiçekçiler ve Baharatçılar Komitesi olarak eğitim camiasının her zaman yanında olduklarını ifade etti.

 

Ankara Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Fikret YILMAZ yaptığı konuşmada Ankara’daki mesleki ve teknik eğitim hakkında bilgi verdi. Ankara’da 14 tane mesleki eğitim merkezi, 174 tane mesleki eğitim okulu olduğunu ve bunlarda eğitim gören 122.000 öğrenci olduğunu, bugüne kadar yürütülen çalışmalar neticesinde, katsayı sorunun olumsuz etkisine rağmen, mesleki eğitimde öğrenci oranı olarak geçen yılki hedef olan % 46 ve bu yılki hedef olan % 48 ‘in yakalandığını belirtti ve asıl sorunun sayısal artışın kalite ile tamamlanamaması olduğunu ifade etti. Mesleki eğitimle ilgili şu sorunların altını çizdi ve çalıştayın başarılı olması dilekleri ile konuşmasını tamamladı:

-Mesleki Eğitimin birleştirilmesi son derece isabetli olmuştur, ancak birleşmesi gereken pek çok şeyin de varlığı, bu arada ortaya çıkmıştır: Özel Öğretim, Özel Eğitim, Hayat Boyu Öğrenme programlarının revizesi, çağdaş standarda uyması önemli bir çalışma olacaktır.

-İş gücü uyum protokolü ile ilgili uygulamada sıkıntılar var, bunların değerlendirilmesi ve çözümler bulunması gerekiyor.

-Meslek lisesi mezunlarının vasıfları standartta kaldı, her gün gelişen meslek erbabının isteklerine cevap veremez halde. Bunun için zaman zaman kurslar açılıyor. Ustalık belgeleri veriliyor. Ancak meslek edindirme çalışmalarının okulda öğretmenlerin geliştirilmesi, teknolojinin geliştirilmesi gibi eğitim sırasında iyileştirilmesi çözümüne gidilmesi.

-Kamuoyunda şöyle bir izlenim var, çırak arayanlar meslek lisesi mezunu arıyor. Oysa çıraklık çok daha farklı bir statü ve çıraklık ile ilgili çok önemli sorunlarımız var. Bu konuda çıraklıkla, ilköğretimin kesintisizliği ile ilgili bir tasarı var. Bu çözülürse biz 16-17 yaşındaki çocukların çırak olması gibi bir garabetten kurtulmuş olacağız.

 

 

Ankara Ticaret Odası Başkanı Salih BEZCİ, mesleki eğitim almış elemanı istihdam eden kuruluşlar adına konuşma yaptığını belirterek başladığı konuşmasında özellikle sektördeki nitelikli insan gücü sorununa değindi. Bu konuda şunları ifade etti: “Yıllardan beri ülkemizde genç nüfusumuzla övünüyoruz.  Oysa, üniversite mezunu, eğitim almış, ancak işsiz kalan gençlerimizin sayısı hiç de az değil. Lise ve üniversite mezunu işsizlerimizin oranı çok fazla.Eğitimli ama nitelik kazanmamış gençlerimiz bir yanda boş dururken, öte yanda nitelikli eleman bulmakta sıkıntı yaşıyoruz. Ülke ve birey olarak bir yanlışımız var hepimiz komutan hepimiz baş olmak istiyoruz. Ancak herkesin komutan olduğu, nitelikli askerlerin olmadığı bir savaşı kazanmak maalesef mümkün değil. Uygarlık savaşları inovasyon, bilgi teknolojileri kadar nitelikli eğitim orduları ile kazanılır.” “Mesleki ve Teknik Eğitim, Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek bir konudur” diyerek mesleki ve teknik eğitimin önemini vurgulayan ATO Başkanı Salih BEZCİ sözlerine şöyle devam etti: “Ülkemizde işsizlik ve istihdam sorunlarının odağında nitelikli iş gücü eksikliği vardır. Nitelikli eleman eksikliği küresel ekonomiye uyum ve rekabet edebilme kaabileyitini de sınırlandırmaktadır. Bu sebeple ülkemizin kalkınmasında temel unsur olan bilgi beceri ve iş alışkanlıklarına sahip, teknolojik gelişmelere uyumlu, yüksek verimi gerçekleştirebilecek, değişen talebe uygun mesleki ve teknik becerilerle donatılmış nitelikli insan gücüne olan ihtiyacımız her şeyin önüne geçmiştir. İş gücü piyasasınca aranan özellikler sürekli değişmekte, istihdam yaratan kesimin nitelikli iş gücünde aranan vasıflara her geçen gün yenileri eklenmektedir. Bu nedenle iyi eğitim verilmiş ve beceri kazanmış iş gücüne olan talep doğru değerlendirilmeli, mesleki ve teknik eğitimin dünya ve ülke koşullarına göre dönüşüm ve yapılanmaya uyumlu olmasına dikkat edilmelidir.”  Salih BEZCİ, sektör ve okul işbirliğinin mesleki eğitimde şart olduğunu belirtti ve “Mesleki ve Teknik Eğitim okullarla sınırlı tutulmamalı, öğrencilere okullarda aldıkları teorik eğitimi  uygulama ile pekiştirme imkanları tanınmalıdır. Bu da ATO, ASO, Ankara Borsası gibi sektörün nabzını tutan kuruluşlarla iş birliği yapılarak, öğrencilerimize staj imkanları sağlanarak gerçekleştirilebilir. Ankara Ticaret Odası olarak bu açıdan her türlü desteğe hazırız.”dedi.

Konuşmasında, “Ankara Ticaret Odası olarak daha önce dört okul yaptırdık, bunlar lise ve temel eğitim okullarıydı. Artık bu okulların yapımına son veriyoruz, Mesleki ve Teknik Eğitim okulları yapacağız ” müjdesini veren Salih BEZCİ bu konu ile ilgili gelişmeleri paylaştı. “Bununla ilgili olarak ilk çalışmamızı Ankara Yenimahalle’de başlatıyoruz. Yenimahalle Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından tahsis edilen 16 dönümlük arazi üzerine endüstri meslek lisesi yapacağız. Bir sonraki okulumuz ise Dış Ticaret Koleji olacak. Bildiğiniz gibi sayın başbakanımızın da açıkladığı ülkemizin 2023 yılındaki ihracat hedefi 500 milyon dolardır. Bu da ancak nitelikli iş gücü ile sağlanabilir. Biz de bu konuda üzerimize düşeni yapacağız ”dedi.

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Halis Yunus ERSÖZ , Milli Eğitim Bakanlığının içinde  bulunduğu yapısal bir dönüşüm süreci içinde “Mesleki ve Teknik Eğitimde Yapısal Arayışlar” şeklindeki çalıştay başlığının doğru belirlendiğini ifade ederek başladığı ilgi çekici konuşmasında mesleki ve teknik eğitimin nitelikli iş gücü yetiştirmedeki, ülke kalkınmasındaki öneminden ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu konudaki projelerinden söz etti.

MEB Müsteşar Yardımcısı Halis Yunus ERSÖZ, konuşmasında mesleki eğitimin önemi ile ilgili şunları ifade etti: “Mesleki eğitim giderek önemi artan bir kurum. Bir ülkelerin kalkınma ve gelişmesinde, sağlıklı ve sürdürülebilir büyüme performansına sahip olmasında nitelikli iş gücü ve nitelikli nüfusun önemli olduğunu belirtti. Bugün küreselleşme rekabeti oldukça mikro hale getirdi. Eskiden ülkelerin rekabeti söz konusu iken bugün, kentlerin, işletmelerin rekabetinden söz ediyoruz. Markaların rekabetinden söz ediyoruz. Bu rekabet ortamında değer yaratan ancak ve ancak sahip olduğunuz nitelikli iş gücü. Çünkü herkes teknolojiye, diğer üretim faktörlerine, sermayeye benzer maliyetlerle ulaşabiliyor. Markayı oluşturan, değeri oluşturan, fark yaratan, katma değer oluşturan ise sahip olunan iş gücünün sahip olunan insan kaynağının niteliği. Artık diğer unsurların rekabet şansı yaratması çok yüksek gözükmüyor.”

OECD’nin yaptığı bir araştırma sonucuna değinen sayın ERSÖZ şunları söyledi: “Sürekli büyüyen ve verimlilik artışı görülen ülkelerde görülen üç özellik var:

1.Okullaşma oranının artması

2.Bireylerin yetkinlik düzeyinde artış meydana gelmesi

3.Teknolojik buluş

Açıkçası bu son kısım, teknolojik buluş kısmı çok önemli. Özellikle yüksek teknoloji üretme oranında eksiklerimiz var, gelişmek zorundayız. Bunun için okullaşma oranımızı artırmalı, bireylerin yetkinlik düzeyini artırmalı, bilgi ve beceri düzeyi yüksek bireyler yetiştirmeli, bireylere daha çok nitelik kazandırmalıyız.”

Çağımızda her şeyin büyük bir hızla değiştiğini belirten MEB Müsteşar Yardımcısı Halis Yunus ERSÖZ, “Teknolojide meydana gelen değişiklik işletmelerin hem kendilerini yenilemelerine, üretim ve yönetim tekniklerinde değişim yapmalarına yol açıyor hem de tüketicilerin davranışları ve tüketim kalıpları değişiyor. Bu nedenle ortaya  bilgi ve becerilerin bu değişimlere uyum sorunu çıkıyor. Aradığı niteliklere uygun eleman bulamamak, iş gücü arzından çok daha düşük olmasına rağmen bu talebin karşılanamaması. Bu süreçte bazı mesleklerin ortadan kalkıp, yeni mesleklerin doğması, mesleki eğitimi daha da önemli hale getiriyor. Teknolojinin gelişmesi ile meslekler sürekli güncelleniyor. Bundan 20 yıl önce sahip olduğumuz diplomalar bir anlam ifade ediyordu. Bu diploma  ile elde ettiğim iş benim ömür boyu hayatımı sürdürmeme yetiyordu. Bugün ise bir diploma ile elde ettiği beceri hayat boyu yeterli olmayacak, sürekli istihdam da bu dünyada geçerli olmayacak aslında. Bu iki yapıyı düşündüğümüzde mesleki eğitim daha da önemli hale geliyor. Artı küreselleşme şunu getiriyor, eğitim düzeyi düşük niteliksiz iş gücünün istihdam edileceği alanlar da sınırlandırılıyor. Bütün bunlar mesleki eğitimi çok daha önemli hale getiriyor.”

Milli Eğitim Bakanlığı’nın Mesleki ve Teknik Eğitim konusunu önemsediğini belirten MEB Müsteşar Yardımcısı Halis Yunus ERSÖZ konuşmasında  Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu konudaki çalışmalarına geniş yer verdi ve şunları söyledi:

Ne yazık ki, mesleki eğitime ilişkin ortaya konulan tüm olumlu hedeflere karşın son 15 yılda bu alandaki çalışmalar kötü yönetildi. Özellikle mesleki eğitim son 15 yılda örselendi. Katsayı uygulaması bu okulların yeterince tercih edilmemesine ve öğrenci sayısının azalmasına yol açmıştır. Daha da önemlisi, toplumun bu okullara yönelik bakışı değişmiş, algısı zedelenmiştir. 90’lı yıllarda meslek liseleri sınavla öğrenci alan, herkesin girmek için yarıştığı, kazanamayanların diğer liseler gittiği ve tercih edilen okullar durumundaydı. Ancak geçtiğimiz yıllara baktığımızda meslek liseleri öğrenci bulamayan okullar haline dönüştü, sınıfları boş kaldı, öğretmenleri boş kaldı. Tabii ki de bunda katsayı büyük bir faktör, ancak bugün katsayı uygulamasının kalkmış olmasıyla meslek liselerine olan talebin toplumun algısının da tamirine bağlı olarak artacağını düşünmekteyim ve buna göre hazır olmalıyız. Bir diğer husus, asıl benim önem verdiğim nokta bu, işverenlerin sahiplerinin bu okulların istihdam etmedeki isteksizliklerine sebep olabilecek pek çok sonuç ortaya çıkarmıştır.

 Bakanlık olarak eğitimin her alanında olduğu gibi mesleki eğitime de büyük önem vermekteyiz. 24-26 Şubat 2012 tarihlerinde Mesleki ve Teknik  Eğitim  Çalıştayı düzenleyeceğiz ve bu çalıştay neticesinde daha esnek, dinamik ve iş gücü piyasalarındaki değişime hızla ayak uydurabilecek bir yapıya geçmeyi hedefliyoruz.

Bakanlık olarak sivil toplum kuruluşları ve sektörün bu alana yapacağı katılım ve katkılarını fazlasıyla önemsemekteyiz. Hayat Boyu Öğrenme ve Mesleki Eğitim Genel Müdürlüklerimiz bünyesinde sosyal ortaklar ve projeler grup başkanlığı oluşturduk. Yalnızca ilişkiyi yürütmek ve daha iyi ilişkiler kurmak amacıyla kuruldu.

 Mesleki ve Teknik Eğitim okullarının sektörle işbirliğini güçlendirmek temel hedeflerimiz arasındadır. Eğitim sisteminin çıktıları ile iş gücü piyasasının ihtiyaçlarının uyuşmadığı şikayetini ortadan kaldırmayı hedefliyoruz.

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 2010 yılında İstihdam ve Mesleki Eğitim Eylem Planı hazırlandı. Bu eylem planı oldukça önemli. Bu planla ulusal meslek standartlarımızı belirlemeyi hedefliyoruz. Bu standartlar doğrultusunda müfredat programları yenilenecek. Ancak Bu noktada sektörün standartlarını ve taleplerini tam olarak belirleyemiyoruz. Öğretmenlerimiz ve sektör arasındaki ilişkilerin gelişmesi bize bu noktada yardımcı olacak.

Halis Yunus ERSÖZ; mesleki eğitime destek olmak için sektör temsilcilerinden bazı taleplerde bulundu ve şunları söyledi: “İşverenlerin mesleki eğitime yapacağı en önemli katkı sanayide ara eleman ihtiyacını meslek lisesi mezunlarından karşılamaları olacaktır. Meslek lisesi öğrencisinin okuldan mezun olduğunda alanı ile ilgili iş bulup bulamayacı konusunda şüpheleri var. Oysa iş bulacağına inansa mesleği ile ilgili aidiyet duygusu da gelişecek ve bu süreci daha da kolaylaştıracak. Yine okullardaki teorik eğitim ile işletmelerde yürütülen beceri ve staj eğitimlerinin birlikte yürümesi şart. Bu hususta sektör temsilcilerinden bunu bir yasal zorunluluk gibi değil de kendi meslek elemanlarını, meslektaşlarını yetiştiriyormuş duygusu ile öğrencilerimize yaklaşmalarını özellikle vurgulamak istiyorum. Bir diğer husus işletmelerimizin kapılarını öğretmenlerimize açmaları ve üretim sürecindeki gelişmeleri onlarla paylaşmalarının mesleki eğitimin gelişmesi için önemli ve gerekli olduğunun bilinmesidir. Bu süreç “kazan kazan anlayışı” ile sürdürülmeli,  işbirliği arttıkça pek çok sorun da ortadan kalkacaktır, görüşündeyim.”

 

Açılış oturumunda son olarak söz alan Prof. Dr Feyzi ULUĞ, ülkemizde mesleki ve teknik eğitimin çerçevesini çizdiği konuşmasında şu başlıklara değindi ve konuya bilimsel bir bakış açısı getirdi.

-Zaman hızla değişiyor ve meslekler bu değişime kayıtsız kalamıyor. Kimileri yok oluyor, kimileri doğuyor, mevcut meslek alanlarının yapısı, terminolojisi değişiyor. Bugünü, dünün araç ve yöntemleri ile yönetmeyiz.

-Mesleki ve Teknik Eğitimin amacı nedir? “Mesleki yeterliliklerin kazandırılmasında en temel görev eğitime düşmektedir. Bu çağdaş eğitim sistemlerinde eğitimin en temel amaçlarından biridir. Eğitimin ekonomik işlevi diyebileceğimiz bu görevin gerçekleşmesi için eğitimin nitelik (bireyi üretici yapmak) ve nicelik (toplumun gereksinin duyduğu alan ve sayıda insan gücü yetiştirmek) boyutlarını taşıması gerekir.”

-Mesleki ve Teknik Eğitimde başarının ölçütü nedir? “İstihdam piyasasının gerektirdiği sayı ve kalitede insan gücünü yetiştiriyorsa başarılıdır.”

-Nitelikli insan gücü çok genel bir değerlendirme. Acaba istihdam piyasası hangi nitelikte insan gücü istediğini biliyor mu? Bununla ilgili çalışmalar çok yakın zamana ait, daha birkaç yıl önce başladı. Mesleki Yeterlilik Kurumu kuruldu.  Ancak daha mesleklerin tanımlarını yeni yeni yapıyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu konuda kendine özgü standartları var, iş dünyasının başka standartları var.

-Türkiye’deki asıl sorun meslekleşme sorunudur. Meslekleşme bir medeniyet meselesidir. Bu konuda yasal düzenlemeler yapılmalı mesleklerin sınırları aşılmayacak şekilde çizilmelidir.

-Türkiye’nin kalkınması mesleki eğitimden geçer diyoruz, ama meslek öğretmeni yetiştiren teknik okulları kapatıyoruz. Bu bir çelişkidir. Bu konuyu yeni baştan düşünmeliyiz.

-Bu konuda asıl sorunlarımızdan biri de “beyaz yakalılar” ve “mavi yakalılar” ayrımıdır. Hepimiz çocuklarımızı beyaz yakalı yapmak istiyoruz, oysa ülkelerin kalkınması mavi yakalılardan geçiyor. Bu bir kültürel değişim işidir, bu konuda çok kafa yormak gerekir.

-Mesleki ve Teknik Eğitim kavramını kullanarak bir ayrım yapılmaktadır. Esas olan meslek eğitimidir. Bunun vurgulanması için meslek eğitimi teriminin kullanılması gerekir.

Yapılan konuşmaların ardından EYUDER yönetim kurulu tarafından çalıştayın gerçekleştirilmesindeki desteklerinden dolayı Ankara Ticaret Odası, Ankara Milli Eğitim Müdürlüğü ve Ankara Ticaret Odası Çiçekçiler ve Baharatçılar Komitesi temsilcilerine teşekkür plaketleri sunuldu ve çalıştayın grup çalışmaları bölümüne geçildi.

 

 

 

 

 

 

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.