Meslek Liseleri Özel Sektöre Devrediliyor! İlk Adım Atıldı
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), uzun süredir hükümetin gündeminde olan ‘meslek liselerinin özel sektöre devri’ konusunda somut adımlar atmaya başladı.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), uzun süredir hükümetin gündeminde olan ‘meslek liselerinin özel sektöre devri’ konusunda somut adımlar atmaya başlamış, ‘sanayinin kalifiye personel ihtiyacının giderilmesi amacıyla meslek liselerinin özel sektöre devri’ çalışmaları başlatılmıştır. Eğitim Sen’e ulaşan bilgilere göre, ‘meslek liselerinin özel sektöre devri’ konusunda Gaziantep pilot il olarak seçilmiştir.
Mesleki ve teknik eğitimin temel amacı, toplumun ihtiyaçları doğrultusunda bireylere belirli bir mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve uygulama yeterliliklerinin kazandırılmasıdır. Ancak hükümetin mesleki eğitime ilgisi, tamamen piyasanın ya da patronların ‘teknik eleman’ ya da ‘ara eleman’ ihtiyacının karşılanması ile sınırlı olmuştur. Bu nedenle MEB, her fırsatta mesleki eğitimin payını yüzde 65’lere çıkarmayı hedeflediklerini açıklamaktadır. 2018 itibariyle mesleki eğitimin payı yüzde 50’yi aşmış durumdadır.
Meslek liselerinin özel sektöre devri ile mesleki eğitimdeki öğrencinin daha çok ‘iş hayatında’ kalması, daha doğrusu daha az eğitim alarak daha fazla ucuz emek kaynağı olarak çalıştırılmasının hedeflendiği açıktır. Hatırlanacağı gibi çıraklık, zorunlu eğitim kapsamına alınmış, çıraklı eğitim merkezlerinde eğitim gören öğrencilerin, haftada bir gün genel meslek dersleri alıp, diğer 5 gün ilgili sektörde çalıştırılmasının önü açılmıştır. Bu öğrencilerinin maaşlarının 3’te 2’si devlet, 3’te 1’i özel sektör tarafından karşılanmaktadır.
Mesleki ve teknik Anadolu lisesi öğrencilerinin son sınıfta yaptıkları stajlara, yine son sınıfta haftada 3 gün beceri eğitimine gönderilen öğrencilere asgari ücretin yüzde 30’u kadar maaş ödenmektedir. Sadece meslek liseleri özel sektöre devredilmemekte, meslek lisesi öğrencilerinin emeğinin iktidar tarafından patronlara ‘eti senin, kemiği benim’ mantığıyla pazarlanması, patronların ihtiyacı olan ‘ucuz emek kaynağı’ meslek liseleri üzerinden temin edilmektedir.
Hükümetin ve sermaye çevrelerinin mesleki eğitime yaklaşımı, konuyu bir eğitim sorunu olmaktan çok ihtiyaç duyulan ucuz ve nitelikli işgücü ihtiyacının karşılanması şeklindedir. Onların asıl istedikleri, ‘rekabetçi’, ‘girişimci’, hepsinden önemlisi ‘itaatkâr’ bir işgücü yaratmaktır. Nihai hedef ise, 2018 yılı itibariyle çalışan nüfusun yüzde 67’sini oluşturan ücretli emekçilerin çocuklarının, ait oldukları sınıfa layık görülen eğitimi almaları için meslek liselerine yönlendirilmesi, tıpkı anne-babaları gibi onların da işçi sınıfının potansiyel üyeleri olarak yetiştirilmesidir.
Meslek liseli öğrencileri daha öğrenciyken işçileştiren, bu okullardaki öğrencilerin, içerisinde yaşadıkları toplumu, siyasal yaşamı ve dünyadaki gelişmeleri analiz edebilme gücünü pekiştirmeyen, mesleki eğitimi ucuz ve nitelikli iş gücü oluşturmaya indirgeyen her türlü girişimin karşısında olduğumuz bilinmelidir.
Eğitim öğretim Milli Eğitim Bakanlığı’nın asli görevlerinden biridir. Bu görevin işletmelere devredilmesi kabul edilemez. Her koşulda teorik eğitimlerin okullarda gerçekleştirilmesi, uygulamalı eğitimin ise okulun gözetim ve denetimi altında işletmelerde yapılması gerekmektedir. Eğitim Sen olarak, bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da daha iyi bir gelecek yaratabilmek için gençlerimize verdiğimiz eğitimin önemini vurgulayarak eğitimin bütün alanlarında olduğu gibi, mesleki ve teknik eğitimin niteliğinin yükseltilmesi için kamusal eğitimin tasfiyesinin derhal durdurulmasını talep ediyoruz.
EĞİTİMSEN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.