Memurlar ve Kamu görevlileri bir ülkenin okumuş kesiminin büyük bölümünü oluşturur. Çünkü memur olma ve kamuda görev almada tahsil en önemli ve birincil şart olarak gelmiştir. Yeni, çağdaş bir Anayasanın yapılmasının gündem de olduğu şu günlerde memurlara siyasetin önü açılmalıdır. Bizim demokrasimizin aksak ayağı olan, memura siyaset yasağı kaldırılmalıdır.

Siyasetçiler, bürokrasi, yönetim ve devlet işlerini; memurlar vasıtası aracılığı ile yaparlar. Onların gönüllerinin hoşluğu ya da hoşnutsuzluğu bir nemölçer gibi ortamın havasını ölçer. Siyaset insana hizmet aracı, demokrasi yönetime katılma ise eğer, en yalın anlamda yasalarla bu okuyan, yazan kesimi siyasetin dışında tutmak sadece ayakta dimdik durması gereken demokrasinin aksamasına, bir ayağının topal olmasına yarar.

Bu aynı zamanda bilgiyi, bilgiyle oluşan bilinci, sorunlara duyarlılığı, tepkiyi, kısacası kamuoyunun etkin bir aktörünü demokrasi çemberinin dışında tutmak anlamına gelir ki, bu sorun çözmek isteyenlerin elindeki önemli bir anahtarı kaybetmesidir.

Demokratik kültürde özellikle toplumun yüksek tahsilli kesimini siyaset yasağı ile oyunun dışına atmak, Cumhuriyet yönetimi içinde her geçen gün gürbüz bir çocuk gibi büyüyüp gelişmesi, serpilmesi gereken demokrasiyi prematüre bir bebek haline getirmiştir.

2011 Türkiye’sinde bile hala darbeler ve müdahaleler konuşulabiliyor, birçok açık ve kapalı teşebbüslerin kıyısından dönüldüğü bu gün ortaya çıkıyorsa, bu, bu gün itibarıyla yeryüzü standartlarında bir demokrasiye kavuşamadığımızın göstergesidir. Olumlu gelişmelere, şeffaflığa, değişim ve dönüşüme rağmen, Demokrasimiz hala oksijen çadırındadır. Bu günkü ümit verici gelişmeler, örgütlü toplumların, sivil toplum örgütlerinin, gündemi oluşturmada, demokrasiyi korumada ortaya koyduğu gayretlerin ve kararlılığın ürünüdür.

Artık ileri demokrasilerde temsili demokrasi dönemi bitmiştir. Sadece vatandaş seçimden seçime yönetime katılmamaktadır. STK lar yolu ile denetim mekanizmaları oluşturmuştur. Seçilenler denetlenmektedir. Ben oyumu verdim dört sene sonra bakarız! Söylemi bitmiştir. Bu uzun bir süreçtir. Katılımcı demokrasinin, Ülkemizde geliştirilmesi lazımdır. Bunun için de memurların siyasete aktif olarak katılımın sağlanması gerekir. Ancak o zaman demokrasinin nimetlerinden, Ülkemiz her hücresine kadar yararlanır.

Artık kemale ermiş 88 yaşına girmiş cumhuriyetimiz, korkulardan sıyrılmalı, dernekler, sendikalar aracılığı ile değil, doğrudan yasaksız olarak siyasete girme hakkı memurlara verilmelidir. Yeni anayasa arayışlarına başlayan ülkemizde memura siyaset yapma özgürlüğünün verilmesi ile;

*Kesinlikle ülkeye pozitif katkı sunacak, siyaset arenasına bilgi birikim ve renk gelecektir.

*Yüksek tahsilli insanları, yöneticileri ilköğretim, lise mezunu yerel politikacıların sığlığından kurtaracaktır.

*Demokrasi kültürünün daha etkin olarak tabana yayılmasına katkı sunacaktır.

*Örgütlenme bilincini ve hak arama kararlılığını artıracaktır.

*Yönetime katılma AB standartlarına ulaşacak, karar alma ve uygulama süreçleri daha etkin ve verimli hale gelecektir.

Yeni Anayasa ile prematüre bir bebek gibi oksijen çadırından çıkamayan bir demokrasi yerine halkın gücü ve kararlılığıyla günden güne gelişen gürbüz bir çocuk gibi demokrasi arzumuzu buradan ifade etmek istiyoruz.

GÜVEN DEĞİRMENCİOĞLU