Memur-Sen: Adil, makul ve sürdürülebilir bir vergi sistemi
Memur-Sen, “Adil, Makul ve Sürdürülebilir Bir Vergi Sistemi Tespitler/Öneriler” raporunu kamuoyuna açıkladı.
Memur-Sen, “Adil, Makul ve Sürdürülebilir Bir Vergi Sistemi Tespitler/Öneriler” raporunu kamuoyuna açıkladı. Konuyla ilgili düzenlenen basın toplantısında konuşan Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hacı Bayram Tonbul, alt ve yüksek gelir grupları arasında uçurumun derinleştiğini ve orta sınıfın giderek ortadan kalktığını ifade ederek, “Vergide adalet, hem sabit gelirli geniş kitleler hem de kamu vicdanı açısından önem arz etmektedir. Ancak mevcut durumda vergi sistemimiz gayrı adil bir görünüm arz etmektedir” dedi.
Vergileme sisteminde belli alan ve konulara özgü kısıtlı ve dar kapsamlı düzenlemelerin, gelinen noktada toplumsal iktisadi adaleti bozan birikimli sorunların ortaya çıkmasına zemin hazırladığını kaydeden Tonbul, 3 milyon 750 bin kamu görevlisi ve iki milyon 400 bin kamu görevlisi emeklisiyle birlikte 6 milyona yaklaşan, aileleriyle birlikte 25 milyonu bulan bir kitle adına toplu sözleşme masasına oturan Memur-Sen olarak vergide adaleti bir sosyal adalet meselesi olarak gördüklerini söyledi. Tonbul, “Sabit gelirli geniş halk kitlesi üzerindeki vergi yükünü azaltacak adil ve sürdürülebilir bir vergi sistemi için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye gayret ediyoruz” şeklinde konuştu.
Raporu, vergide adaletin sağlanmasına kaynaklık etmesi amacıyla verilere dayalı olarak hazırladıklarını belirten Tonbul, raporun vergide adaleti bozan veya engelleyen tabloyu çerçevelediğini ve politika önerileriyle kapsamlı ve bütünlüklü bir çözüm modeli ortaya koyduğunu dile getirdi.
Zengin ile fakirin aynı vergiyi vermesi adil değildir
Vergide adaletin bir sosyal adalet meselesi olduğunun altını çizen Tonbul, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir sistem ancak toplumsal adaleti gözettiği oranda anlamlı, makul ve kabul edilebilir olacaktır. Vergide adalet olmadan toplumsal barış ve adalet olmayacağı açıktır. Ancak ülkemizde mevcut vergi sisteminin ağırlık merkezini gelire göre vergilendirme yerine toplumun tümünün vergilendirilmesi oluşturmaktadır. Vergi sistemimizin ağırlık merkezini oluşturan dolaylı vergiler eliyle, başta sabit gelirliler olmak üzere, geliri olsun ya da olmasın toplumun bütünü vergilendirilmektedir. Neoliberal politikaların sonucu olarak, ilaçtan suya, ekmekten bebe mamasına en temel ihtiyaçlar için bile gelir durumuna bakılmaksızın vergilendirme yapılması insani/adil olmadığı gibi, gelir durumuna bakılmaksızın vergilendirme uygulaması zengin ile fakirin aynı vergiyi vermesine neden olması bakımından da adil değildir.”
Bir iş adamıyla, geliri olmayan bir vatandaşın markette, pazarda aynı KDV’yi ödediğini hatırlatan Tonbul, “Gelir artışından daha fazla gelir vergisi artışı alım gücünü düşürmekte, yapılan maaş artış zamlarını eritmektedir. Mesela, kamu görevlilerinin maaş/ücret artışlarına yüzde 20 zam yapıldığını varsayalım. Asgari ücret tutarındaki vergi muafiyeti sabit kalacağı için yapılan zam, hem enflasyon ile hem de matrah artışına bağlı olarak yüzde 20 ve yüzde 27 gelir vergisi dilimine girerek eriyecektir. Gelir artıyormuş gibi gözükse de gelir artışından daha fazlası eline geçmeden alınacaktır” ifadelerini kullandı.
Herkes kazancına göre vergi ödemelidir
Tonbul, dolaylı vergiler nedeniyle vergi yükünün dar ve sabit gelirlinin sırtında olduğunu vurgulayarak, “Adil vergileme öncelikle mali güçle orantılı bir vergilendirmeyi, yani çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınmasını, herkesin kazancına göre vergi ödemesini, emekle elde edilen gelirlerden sermayeden sağlanan aynı miktar gelire göre daha düşük oranda vergi alınmasını, asgari ücretin gelir vergisinden istisna tutulmasını, ki bu hâlihazırda uygulanmaktadır, artan oranlı vergilendirmeyi, medeni durum, engellilik ve yaşlılık gibi kişilerin durumunun dikkate alınmasını ve bunlar gibi diğer adaleti sağlayıcı ilkeleri gerektirir” diye konuştu.
Verginin kayıp olarak düşünülmesinin ardında adaletin olmayışı yatmaktadır
Raporda öne çıkan başlıkları sıralayan Tonbul, sözlerini şöyle tamamladı: “Altını çizmek istiyoruz ki çalışanlar, üretenler, yatırımcılar, işverenler ya da diğer tüm bireyler için vergi kavramının kayıp olarak düşünülmesinin arkasında vergide adaletin olmayışı yatmaktadır. Bu nedenle, vergi sistemiyle ilgili yapılacak her düzenlemenin temelini adalet oluşturmalı, sistem insana, insanca yaşamaya, adil bölüşüme ve kamu maliyesine birlikte katkı sunmaya dayanmalıdır. Bu önerilerin uygulanmasıyla vergi gelirinde doğrudan vergilerin payı artacak, dolaylı vergiler azalacak, çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınarak verginin mali güçle orantılı dağılımı sağlanmış olacaktır. Böylece gelir/servet transferini engelleyici, adil bölüşümü destekleyici bir sistem oluşacak, başta kamu görevlileri olmak üzere, sabit gelirliler ve geniş toplum kesimleri üzerindeki vergi yükü hafifleyecek, gelirde ve paylaşımda adalet sağlanacaktır.”
Hacı Bayram Tonbul’un konuşmasının ardından, Prof. Dr. Mustafa Çolak da raporun teknik ve detaylı bir sunumunu gerçekleştirdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.