9 Haziran 1995'te yerli düşüncenin beslediği güçlü ilkeler üzerine kurulan Memur-Sen'in, 21. kuruluş yılını kutluyoruz.

21 yıl önce “İnsanı ilgilendiren her şey bizi ilgilendirir” anlayışıyla erdemliler yolculuğuna başlayan Memur-Sen ailesi olarak, üyelerimizin, kamu görevlilerinin, milletin, ümmetin, mazlumların ve insanlığın sorunlarına çözüm üretme ve onların umudu olma tavrımızı sürdürüyoruz.

Erdemli yolculuğu, soylu mücadeleyle güçlendiren, kararlı adımlarla güvenli yarınlara hızla koşan Memur-Sen olarak, üye sayısı rekorları kırmaya, kendi rekorlarımızı geliştirmeye devam ediyoruz.

Sendikaların üye sayılarının tespit edildiği Mayıs 2016 tutanaklarına göre, 955 bin 989 üyeye ulaşan  güçlü Memur-Sen olarak, zirveden zirveye koşuyoruz. Temmuz 2015’teki üye sayılarına ilişkin tebliğde, 836 bin 505 olan üye sayımızı 119 bin 484 artırarak başarılar tarihine yenilerini ekledik. Biz, yüzde 14.2 büyürken, diğer iki konfederasyonun üye sayıları toplamına fark attık.

Bu büyük eserin ve görkemli yapının kurulması da büyümesi de kolay olmadı. Bu başarı hikayesi kolay yazılmadı, rekorlar kendiliğinden gelmedi. Bu başarının arkasında toplu görüşme kazanımlarımız, toplu sözleşme zaferlerimiz var. Her maddesi alın terinin eseri olan kazanım destanlarımız var. Nicelikle güçlenen, nitelikle derinleşen teşkilatlarımızın yoğun gayretleri var. Terörle mücadelede dik duruşumuz, milletin yanında yer alışımız var.

Ortaya çıkan bu devasa sonuç ve rakam, aynı zamanda değerler sendikacılığımızın eseridir. Medeniyet ve kültür değerlerimize sahip çıkmanın eseridir. Dünya sendikacılığı ile işbirliği ve dayanışma eksenli emek diplomasimizin eseridir. Her türlü kötülüğe ve olumsuzluğa muhalif duruşumuzdan vazgeçmeden, kimseyi dışlamadan, ötekileştirmeden, düşmanlaştırmadan çözüm ortağı olmamızın eseridir. Yola çıkış ahdimizden dönmeyişimizin, yola ve yolculara hizmet edenlere vefadan vazgeçmeyişimizin eseridir.

Memur-Sen olarak, ‘gemi batarken bayrak direğini boyayan kaptan olma’ misyonunu hep reddettik. Aynı şekilde demokrasi ağacının kökleri yanarken, dallarından meyve toplama derdinde olmadık. Türkiye’nin temel ve kök sorunlarını çözmeye odaklandık. Bu yolda, insan ve insan onuru, politikalarımızın mihenk taşı oldu. Bu anlayışla, başörtüsü yasağının tarih olmasına, katsayı adaletsizliğinin sonlandırılmasına, kesintisiz eğitimin bitirilmesine, işlevsiz toplu danışmayı kaldırarak destansı zaferlere imza atmamızın yolunu açan toplu sözleşme düzeninin gelmesine katkı yaptık, öncülük ettik. Onlarca yasağın sonlandırıldığı, yine onlarca özgürlüğün ve hakkın getirildiği sessiz devrim süreçlerinde en önemli aktör olarak rol aldık.

Bu tarihi başarıların ve eserlerin sonucunda, 955 bin 989 üye sayısına ulaştık. Sendikalarımız da üye sayılarını artırdılar, yetkilerini rakipleriyle farkı açarak pekiştirdiler. Genel merkezlerimiz ve teşkilatımız, hizmet kervanını büyüterek sürdürüyor. Üyeye, kamu görevlilerine, millete ve insanlığa hizmet devam ediyor. 2016 sonu itibariyle, 1 milyon üyeyi aşarak rekorların rekorunu kırmak istiyoruz. Bu rekoru da kıracağımıza inanıyoruz.

Bu büyük rakam ve hedef,  bizlere daha büyük sorumluluklar yüklüyor. Bu tarihi zafer, sendikalarımızın üyeleriyle her konuda ve zeminde daha fazla temas kurma,  sorularına cevap verme, sorunlarına çözüm üretme sorumluluklarını artırıyor.

Daha da artan sorumluğumuzla; terörün bitmesi, terörün zemininin kurutulması noktasında yürütülen mücadeleye ve tüm gayretlere katkı vereceğiz, destek olacağız.

Gönül anayasamızdan aldığımız güçle başlattığımız  insani yardımları artırarak ve yerkürenin tamamına yayarak devam edeceğiz.

Emek diplomasimizi derinleştirerek, başta medeniyet dünyamızın konfederasyonları olmak üzere dünya emek örgütleriyle ikili işbirliği anlaşmaları imzalamaya, bu anlaşmaları hayata geçirmeye devam edeceğiz.

Yapım, yazım ve kabul süreçlerinde milletin özne olacağı demokratik, özgürlükçü  ve sivil anayasanın hayata geçirilmesi için milletle birlikte olacağız, milli iradenin yanında olacağız.

Başta Ortadoğu olmak üzere dünyayı yeniden paylaşmak için kan döken, gözyaşı akıtan, coğrafyaları böldükleri gibi toplumları da bölen emperyalistlere karşı mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.

Ve inanıyoruz ki, yola çıkarken söz verenler gibi biz de sözümüze sadık kalacağız. Bu büyük gücü, güçlü Memur-Sen ailesini  sadece sendikal kulvara hapsetmeyeceğiz. Emeğin hakkını korumada, ekmeği büyütmede gösterdiğimiz başarıyı, mazluma sahip çıkmada, mağdura destek olmada, terörün kaynağını kurutmada, Türkiye’yi yeni anayasa ile buluşturmada, medeniyet değerlerimize dayalı adalet anlayışımızla adil bir dünyanın inşasına katkı sunma konusunda da yakalayacağız. Asli ve ulvi görevlerimiz gereği, her zaman öncü olacağız, önde olacağız ve başaracağız.