Memur, İşçi ve Emekli zammı unutun!
Memur, İşçi ve Emekli zammı unutun!
Yeniden değerleme oranının yüzde 5,58 olarak belirlenmesi ile birlikte 1 Ocak’tan itibaren iğneden ipliğe her şeyin fiyatı bu oranda artacak. Birçok vergi, harç ve cezalara yılbaşından itibaren zam yapılacak olmasının tüm toplum kesimleri ile birlikte, en başta geçim sıkıntısı yaşayan memur ve emeklileri etkileyeceğini belirten Bağımsız Büro-Sen Genel Başkanı Remzi Kızılkaya, “Toplu sözleşmede memura ilk 6 ay için yüzde 6 zam verilmesi taahhüt edilmiştir. Ancak anlaşılacağı üzere iğneden ipliğe yapılacak zamlar ile birlikte memur ve emekli yine maaşında zammı göremeyecek. Artmadan azalacak olan maaşlarla hükümet memur ve emekliye yapacağı maaş artışını önce verip sonra yine alacaktır” dedi.
Kızılkaya, her yıl vergi, harç ve cezaların zamlanmasına neden olan yeniden değerleme oranının yüzde 5,58 olarak açıklandığına dikkat çekerek,1 Ocak’tan itibaren iğneden ipliğe birçok vergi, harç ve cezanın bu oranda zamlanacağını belirtti. Kızılkaya, “Memur ve emekli bu yıl hem seçimler, hem terör hem de döviz kurlarındaki artışların ekonomiye yansımaları nedeniyle ciddi mağduriyetler yaşamış ve bütçeleri bugüne kadar hiç olmadığı kadar sarsılmıştır. Yaklaşan yılbaşı da artık memur ve emekliler için müjdeler getirecek yeni bir yıl olarak değil, zam ve mağduriyetin daha da artacağı bir tarih olarak görülmektedir” ifadelerini kullandı.
“KIŞ AYLARI DERT AYLARI OLDU”
Genel Başkan Kızılkaya, kış aylarının gelmesi ile birlikte diğer tüm masrafların yanına artı bir kalem olarak ısınmak için harcanan paraların da girdiğine dikkat çekerek, “Çalışanlar ay sonunu getiremedikleri maaşlarından ilave olarak bu aylarda bir de yakıt parası ödemektedir. Ocakta daha memur ve emekli zamlı maaşlarını bile alamadan tüketim maddelerine yapılacak zamlarla bu kayıp daha da artacaktır. Kış ayları artık dert ayı olmuştur. Ancak bu derdi sırtlanacak bünye artık ne memurda ne de emeklide yoktur” dedi.
“MAAŞLAR YOKSULLUK SINIRININ ALTINDA”
Kızılkaya, en düşük memur maaşının 2 bin 300 TL, emekli maaşının ise ortalama olarak bin 100 TL seviyelerinde olduğuna dikkat çekerek, buna karşın ülkede 4 kişilik bir ailenin açlık sınırının bin 390 TL olarak hesaplandığını belirtti. Kızılkaya, “Türkiye’de gıda harcaması ile giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarı olan yoksulluk sınırı ise 4 bin 530 TL seviyesindedir. Ailede tek bir çalışanın olması halinde yoksulluk sınırının altında bir hayat sürmemek kaçınılmazdır. Memur ve emekliler açısından şuan için üstünde durulması gereken en önemli konu yıllardır artan enflasyon karşısında eriyen maaşların OECD ülkelerinin ortalamasına yükseltilmesidir” değerlendirmesinde bulundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.