MEHMET AKİF’İ ANLAMAK…

MEHMET AKİF’İ ANLAMAK…

MEHMET AKİF'İ ANLAMAK…

12 Mart 2012 İstiklal Marşımızın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde resmi Marş olarak kabul edilişinin 91.yıldönümü. 91 yıl önce yazılan bir marş, üzerinden bu kadar zaman geçmesine rağmen hala bu milletlin duygularını tüylerini diken-diken ederek anlatabiliyor. Bu gün bile yaşlısı, genci, öğrencisi öğretmeni, çiftçisi, işçisi, popçusu topçusu herkes tarafından gönül telleri titreyerek söylenebiliyor…

Anlattığı duygular üzerine bir şeyler yazmak ve söylemek müellifine saygısızlık olur. O, gönlünden geçenleri en güzel şekilde kâğıda aktarmış, azdığı şiir için konulan ödülü dahi almadan eserini milletine bağışlamıştır.

Esas şairin, bu günkü Türk Gençliği tarafından tanımasının önemi üzerinde duracağım. Mehmet Akif Merhumun hayatı ile ilgili piyasada yüzlerce kitap vardır. Onu tanıyan bilen herkes gerek sağlığında gerekse ölümünden sonra onun hakkındaki düşüncelerini anlattıkları eserler yazmışlardır.

Böylesine Milletinden, böylesine coşkulu, böylesine duygulu, böylesine Müslüman, böylesine çalışkan, böylesine tebliğci, böylesine digergam, böylesine sadık, böylesine dürüst, böylesine halktan, böylesine sevgi dolu, bir şahsiyetin bu günün gençliği tarafından yeterince ve layıkıyla tanındığına inanmak öylesine güç ki… Bunu kelimelerle anlatmak da en az o kadar güç…

Bunun elbette çok çeşitli sebepleri var.

*Milli Eğitim Müfredatından tutun da, öğretmenlerimizin aldırmazlığına,

O iman şairine, savunduğu fikirler ve ifade ettiği davaya bakış atanların, bakışlarındaki şaşılığa kadar yakın zamana kadar topluma yeteri kadar anlatılıp, tanıtılmamasında sebepler olduğunu ifade etmek gerekir.

Meşhur sözdür.”Büyük adamların heykelleri, yaşarken üzerlerine atılan taşlardan dikilir.”derler. Mehmet Akif işte yaşarken temsil ettiği fikir ve düşünceler ile savunduğu dava nedeniyle malum çevreler tarafından adeta taşlanmış, sağlığında üzerine atılan taşlardan bu millet onun büstünü gönüllere dikmiştir.

Milletin gönlünde böylesine yer eden birisinin, ne savunulmaya, ne heykelinin dikilmesine, ne de korunmaya ihtiyacı olamaz. Yeter ki biz onu genç nesle yeteri kadar ve layıkıyla tanıtalım.

*İmanlı bir adam arayan ve gençlere tanıtmak isteyen Mehmet Akife baksın…

*Kutsal kitabını anlayan ve anlatan bir adam arayan Mehmet Akif’e baksın…

*Hayatını Millete adayan bir adam arayan Mehmet Akif’e baksın…

*Milletin içinden ve onun rengi ile boyanmış bir adam arayan Mehmet Akife baksın…

*Hürriyet aşığı bir adam arayan Mehmet Akif’e baksın…

*Vatanına hayran, Milletine hadim arayan Mehmet Akife baksın….

*Bayrağına âşık ve onun dalgalanmasını her şeyden çok isteyen bir adam arayan Mehmet Akif’e baksın…

*Şehidi, gaziyi, savaşı, barışı anlamak ve anlatmak isteyen onun ifadelerine baksın…

*Yeise düşmenin ne denli bir felaket olduğunu anlamak ve anlatmak isteyen Mehmet Akife baksın…

*Azim, sebat, kararlılık arayan O’nu tanımaya anlamaya çalışsın…

*Hiçbir rüzgâra kapılmadan, ilhamı Kur’andan almak isteyen O’nu okusun…

*91 yıl önce asrın idrakini anlamak isteyen, o sese kulak versin…

*Ayaklarını sırat-ı müstakim üzere sabitlemek isteyen o’nun ayaklarının izine bassın…

*Yol arayanlar O’nun izinden yürüsün…

*Batı tasviri arayan, doğuyu tanımak isteyen o’nu dinlesin…

Ey bu Millete, duygularına tercüman olmuş Büyük şair… Biz senin nerde olduğunu, kimlerle birlikte bulunduğunu bütün kalbimiz ve gönlümüzle hissediyoruz.

Şehide ağuşunu açan, sana kapatacak değil ya!

Ruhun Şad olsun!

Emin KÜÇÜK

Eğitim Yöneticisi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum