MEB'in, mülakatla öğretmen alımında ısrar etmesi eğitimi vuracak
MEB'in, mülakatla öğretmen alımında ısrar etmesi eğitimi vuracak. MEB'in sözlüyle öğretmen alma ısrarı en başta eğitimi vuracak
MEB'in darbe girişimi öncesinde meclise sunduğu Sözleşmeli Öğretmen ve öğretmenlerin Sözlü sınavla alınmasına ilişkin düzenleme darbe girişimi sonrasında KHK ile yasalaştı.. MEB sundu diyoruz çünkü bu konuda diğer bakanların ya da bürokratların etkin olduğunu düşünmüyoruz.
MEB bu uygulama ile bir taşla iki kuş vurmayacak, yaralayacak. Birisi öğretmenler diğeri de Eğitim... Yani sonuçta geleceğimiz ve çocuklarımız.
Son günlerde sosyal medyada da çokça söylenen "kafamda deli sorular" bizim de kafalarımızda var hele hele Bakırköy'de ikamet eden biri olarak bende daha çok deli soru var. Cevapların bazılarını vereceğiz ama bazılarını da özellikle yorumlarda aklı başında herkes verebilir.
Daha önce "MEB'in mülakat hamlesi, darbe kadar tehlikeli" başlıklı yazı ile konuyu gündeme taşımış ve uyarmıştık.http://www.memurlar.net/haber/599375/
Fakat bu işte ısrar edenler ve bu düzenlemeyi darbe kararnamelerine sokanların tehlikenin farkında olmadıklarını düşünüyoruz.
Sayın bakan bu konuda hangi noktada bilmiyoruz. Bu işin arkasında siyasiler mi yoksa bürokratlar mı var ondan da emin değiliz ama hata yapılıyor diyoruz.
Kafamdaki deli sorulara ve konulara geçecek olursak...
Sözleşmeli öğretmenlik 5 yıl önce 2011 yılında kaldırılmışken neden yeniden gündeme geldi? Bu soru ile başlayalım.
Sayın bakan ve bürokratlar özellikle terör bölgelerinde öğretmenin çok az kaldığını bu nedenle böyle bir ihtiyaç duyulduğunu söylemişlerdi.
Ama meclise sunulan yasa tasarısındaki maddede Kalkınmakta birinci öncelikli illere sözleşmeli öğretmen alınmasını düzenliyordu. Yani 51 ili kapsıyordu. Terör bölgesi dışında öğretmen açığı olmayan iller bile listede idi.
Darbe sonrası çıkarılan KHK'daki maddeye göre ise tüm illere sözleşmeli öğretmen alınabilecek çünkü:Tasarıdaki;Kalkınmada Birinci Derecede Öncelikli Yörelerde cümlesi
KHK 'da; (1) Öncelikle kalkınmada birinci derecede öncelikli yörelerde olarak değiştirildi.
Doğu/Güneydoğu bölgelerinde öğretmen açığını kapatmak için çıkılan önce 51 il şimdi de 81 il kapsama alındı. Acaba neden?
Denilecek ki darbe girişimi nedeniyle batıda da görevine son verilecek öğretmenler olacak onları da kapatmak için.
O zaman diyoruz Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan sadece terör ve darbe girişimini ilgilendiren konularda KHK çıkaracağız diye vurgu yaparlarken Sözleşmeli Öğretmenlik ve Sözlü sınav ile öğretmen almanın darbe ve terör ile ne ilgisi var? Kaldı ki ilk kararnamede terör ve darbe girişimi nedeniyle boşalacak kadrolara alım yapılabileceğini zaten düzenlenmişti. Hem de kadrolu öğretmen/memur alımı ve sözlü sınav olmadan.
Tekrar hatırlatalım ki Sözlü sınav MEB'de darbe girişimi öncesi gündeme gelmişti. Yani terör ve darbe ile ilgisi bile yokken.
FETÖ/PDY ya da terör bağlantılı kişileri elemek için KHK ile çıkarıldı ve sözlü sınav konuldu denilecek olursa;
Sizin arşiv araştırmanız yok mu? Siz 10 dakikalık sözlü sınav ile mi insanları tanıyacaksınız? Diye delice bir soru geliyor akıllara.
Kaldı ki öğretmen atandıktan sonra ilk yılda 3 kez (Danışman öğretmen, müdür, müfettiş ayrı ayrı) değerlendiriliyor ardından yazılı sınava ve sözlü sınava giriyor. Bu süreçte sözlüdeki 10 dakikadan daha iyi anlamaz mısınız FETÖ'cü olup olmadığını?
Sözlü sınav ile zaman kaybedileceğine, şaibe altına girileceğine, KPSS den çok yüksek puan aldığı halde Sözlüde elenecek öğretmenin ahı alınacağına KPSS ÖABT sonuçları açıklandıktan (Ağustos sonu Eylül başı) hemen öğretmen alımı yapılsa ve Müsteşar Sayın Yusuf TEKİN'in "Öğretmenlerin yeni eğitim öğretim döneminde göreve başlayacaklarını ifade eden Tekin..." http://www.meb.gov.tr/mustesar-tekin-24-tvye-konuk-oldu/haber/11642/tr açıklaması gerçek olsa ve eğitim kaybetmese olmaz mıydı?
Bu öğretmenleri en az 4+2 yıl tutacaksınız! ya görev yerlerinde bu da mümkün değil. Bunun mümkün olması içinbundan sonra hiç kadrolu öğretmen almamanız lazım.
Çünkü: şimdi alınacak 15bin sözleşmeli öğretmen (sözlü de elenecekler hariç) KPSS'den en yüksek puana sahip öğretmenlerden oluşacak. Öyle ise daha önce verilen sözler yutulmazsa Şubat 2017 de kadrolu alım yapıldığında bu öğretmenler bu kez istedikleri yerlere kadrolu atanacaklar. Ve değil 6 yıl 6 ay bile oralarda kalmayacaklar.Haksız mıyız?
Darbe girişimi nedeniyle boşalacak yerlere öğretmen almak gerektiği için KHK çıkarıldı deniliyor ya bir konuyu daha hatırlatalım:
KHK diyor ki: "Sözleşmeli öğretmenler, aday öğretmenler için öngörülen adaylık sürecine tabi tutulur."
Bunun anlamı nedir? Şubat ataması sonrasında başlatılan sisteme göre öğretmen ilk atandığında 6 ay oryantasyona tabi tutuluyor. Bu mevzuat değişmediğine göre alınacak sözleşmeli öğretmenden en az Şubat 2017 ye kadar fayda yok. İstedikleri ilde oryantasyon ya da yetişme sürecini geçirecekler.
Yoksa geçen yıl büyük şaşalar ile uygulamaya konulan ve Ağustos'ta öğretmen alımını sonlandıran bu uygulama kaldırılacak mı?
Öğretmenler Ekim'de başlayacaklarsa okullar bir aylığına ücretli öğretmen bulacaklar. Kasım'da TEOG var. Öğrenciler öğretmen değiştirecekler. Şubat'ta kadroya geçen olursa da bir değişim derken hem çocuklara hem de eğitime yazık değil mi?
Yok Şubat'ta başlayacaklarsa yine aynı sorun öğretmen değişimi olacak yine çocuklar mağdur.
Tekrar söyleyelim ve delice soruları sıralayalım:
Sözlü ile nitelikli öğretmen tespiti de yapamazsınız FETÖ'cü ayrımını da...
Kimse kimseyi kandırmasın samimi olalım. Ülkemizde sözlü sınav ne işe ve kime yarar herkes çok iyi biliyor. En çok da FETÖ ye yaramadı mı? Sayın bakanın söylediği gibi "14 yıl boyunca soruları çaldılar, sonra mülakatla elediler'
Başbakan yardımcısı sayın Kurtulmuş'un;
"Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Burada da üç temel prensibimizin, ehliyet, liyakat ve millete sadakat olduğunun altını çizmek isterim. Şu yere, bu yere, şu cemaate, bu cemaate değil millete sadakatin esas alındığı bir yapılanmayı gerçekleştirmek inşallah mümkün olur."
Sözlerinin MEB'in bu uygulamasında yeri nedir?
Üstelik bu sözleri sadece Sayın Kurtulmuş söylemiyor, Cumhurbaşkanından, başbakana kadar herkeste aynı yaklaşım var.
İki gün önce okullar açılmadan öğretmen alımı tamamlanacak deyip iki gün sonra alımların okullar açıldıktan bir ay sonra tamamlanacak şekilde planlamanın mantığı ve devlet ciddiyetinde karşılığı nedir?
Oldu olacak mevzuatta yer alan "(Değişik ikinci fıkra: 25/12/2006-2006/11516 K.) Milli Eğitim Bakanlığınca yapılacak ilk defa öğretmen atamalarına ilişkin yerleştirme işlemleri, ek 5 inci maddeye göre yapılan alan seçme sınavı ile ÖSYM'ce yapılan KPSS sonuçları birlikte değerlendirilerek adı geçen Bakanlık tarafından yapılır. Milli Eğitim Bakanlığı öğretmen ihtiyacı durumuna bağlı olarak sadece KPSS sonucuna göre de yerleştirme işlemi yapabilir." Maddesi kullanılarak KPSS10 a göre işlem yapılıp alımlar Eğitim Öğretim yılı başına yetiştirilemez miydi?
Ne de olsa üç katı aday sözlüye çağrılacak. Ve bir çok aday zaten elenecek. Yani sınavdan yüksek alsa da kaybedecek öyle ise zamanında alım ile eğitim kazansa olmaz mıydı?
Bu süreç hem eğitimi, hem öğrencileri hem de büyük çabalarla sınav kazanan atama bekleyen öğretmenleri mağdur edecek.
Bir de tersten bakıp konuşalım ve noktayı koyalım.
Kadrolu alım için engel var mı? Kesinlikle yok.
- Kadrolu ve sözlü sınav olmadan alım olsa, öğretmenler zamanında (okullar açılmadan) göreve başlar öğrenci ve eğitim kazanır.
- Bakanlık kimsenin ahını almamış olur, bakanlık ve atama bekleyen KPSS şampiyonları kazanır.
- Öğrenciler öğretmen değiştirmemiş olur eğitim ve çocuklarımız kazanır.
- Birlik beraberlik mesajlarının verildiği bu süreçte sürece katkı olur demokrasimiz ve devlete güven kazanır.
- Öğretmene yandaş ya da torpilli gözü ile bakılmaz hem eğitim hem de öğretmen kazanır.
Son soru: bu yöntemle doğu ve güney doğudaki öğretmen sorunu çözülecek mi? Emin misiniz? Bu sorun bu aşamada gerçekten amaç mı yoksa araç mı?
Saygılarımla...
Maksut BALMUK
Öğretmen
www.memurlar.net
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.