MEB'i bekleyen büyük tehlike
Nöbet ücreti, okulların yönetilmez olmasına neden olabilir. Toplu sözleşme masasında nöbet ücretine ilişkin herhangi bir kazanım olmaması durumunda Eğitim-Bir-Sen'in de eylem kararı alıp almayacağı merak ediliyor. Peki, MEB sorunun büyüklüğünün farkında m
Milli Eğitim Bakanlığı’nın, her yılı okkalı birkaç skandalla geride bırakması, bir Türkiye klasiğine döndü.
Geçen öğretim yılı yönetici atama iptalleri ve öğretmen rotasyonu gibi konular başta olmak üzere birbirinden önemli birçok konuda bakanlığın karnesi zayıflarla dolu.
Geçen yıl yaşanan ve bakanlığın dikkatinden kaçan en önemli sorun ise öğretmenlerin nöbet eylemiydi. Nöbet tutmama eylemi ile eğitim öğretim yılının ikinci yarısında okullar adeta yönetilemez oldu.
Diğer sendikaların nöbet tutmamasıyla oluşan kaos ortamında okullarda güvenlik zaafiyeti oluşmaması ve öğrencilerin karşılaşacağı olası tehlikeler nedeniyle yetkili sendika Eğitim-Bir-Sen’in üyeleri nöbet tutmaya devam ettiler.
Bakanlık önünde yaptığı eylem ve topladığı 350 Bin imza ile ücretsiz nöbetin angarya olduğunu ve nöbet ücretinin ödenmesi gerektiğini söyleyen Eğitim-Bir-Sen, Milli Eğitim Bakanı ile yaptığı görüşmelerin ardından sorunun çözümüne yeşil ışık yakıldığını belirtilmişti.
Eğitim-Bir-Sen’in toplu sözleşme masasına taşıdığı en önemli sorunlardan biri de öğretmenlerin nöbet ücreti sorunu oldu.
Toplu sözleşme masasında çözülmesi beklenen sorun, alanda da büyük bir beklenti oluşturmuş durumda.
Yıllardır ücretsiz nöbet tutan öğretmenler, bu angaryaya son verileceği umuduyla geçen öğretim yılının sonunu, dişlerini sıkarak getirebilmişlerdi.
800 Bin eğitim çalışanının sorunlarının tartışılacağı toplu sözleşme masasında yarın Eğitim Hizmet Kolu sorunları masaya yatırılacak.
Eğitim-Bir-Sen’in masaya taşıdığı nöbet sorunu ile ilgili teklifi, nöbet tutan yönetici ve öğretmenlere 6 saat nöbet ücreti ödenmesi şeklinde.
En hayati konuları çözmek yerine maliye bakanlığı bürokratlarının yaptıkları parmak hesabının ardından, sorunları öteleyen ve birilerinde fedakârlık bekleyen anlayışın hükümete faturası, tek başına iktidarı kaybetmek olmuştu.
Tam da okulların açılmasının hemen ertesinde yapılması söz konusu olan erken seçime, güvenlik sorunlarıyla adeta yönetilemeyen okullar, çalışma huzuru bozulmuş 800 Bin öğretmen, onların aileleri ve milyonlarca öğrenci velisinin faturasının kesileceği yer, elbette Milli Eğitim Bakanlığı ve dolayısıyla hükümettir.
Milli Eğitim Bakanlığı, bu sorunu şimdiden görmeli ve öğretmenlerin annelerinin ak sütü gibi hakları olan nöbet ücretinin çözümüne yönelik teklifin kabul etmesi yönünde inisiyatif almalıdır
Geçen yıl, sorunun çözüleceğine yönelik verilen sözler nedeniyle eyleme katılmayan Eğitim-Bir-Sen’in de eylem kararı alması halinde okullarda yaşanacak kargaşayı varın siz düşünün.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.