Milli Eğitim Bakanlığı 21 Haziran 2018 tarihinde Resmi Gazete ’de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumlarına Yönetici Görevlendirme Yönetmeliği ile uzun yıllardır bir türlü rayına oturtulamayan eğitim kurumlarının yöneticilerinin belirlenmesi ve görevlendirilmesi sürecinin yol haritasını belirlemişti. 

Bakanlık 12 Ocak 2019 tarihinde yayımladığı Yönetmelik değişikliği ile sınav konularında ve sınavın görevlendirmeye olan tesirinde değişikliğe gitti. Sınav konularına eğitim bilimlerini yüzde 35 oranında soru sayısıyla ekleyen Bakanlık mevzuat konularını ise azaltma yoluna gitti.

OSYM tarafından yapılacak sınav, görevlendirmeye yüzde 80 oranında tesir edecek.

Eğitim yöneticiliği seçme sınavında eğitim bilimleri alanında soruların konulmuş mevzuat sorularının azaltılmasını doğru bir yaklaşım olarak görüyoruz. Zira iyi bir eğitim yöneticisinin öğretmenlik mesleğinin icaplarından da haberdar olması ve öğretmenlere doğru liderlik etme becerilerinin ölçülmesi bakımından yerinde olacaktır.

Eğitim kurumlarına yeniden görevlendirme sürecinin önce yapılması da olumlu bir tutumdur. Eğitim yöneticiliği çok pahalı bir malzemeyi işlemektedir. Bu malzeme ülkenin yerüstü zenginliği olan çocuklarıdır. Bir eğitim yöneticisi süreç içerisinde deneme yanılma yoluyla pek çok bilgi ve deneyimi kazanmaktadır. Yetiştirme süreci en pahalı olan meslek grubundadır. Bu şekliyle deneyim elde etmiş bir eğitim yöneticisinin değerlendirilmemesi hali insan kaynağının israfı sonucunu doğuracaktır. Öğrencilerin iyi yetişmelerinde en önemli rolü üstlenen ve bu yönüyle yetiştirilmeleri çok büyük bir maliyet gerektiren eğitim kurumu yöneticilerinin değerlendirmeleri de önemli ve doğru bir bakıştır.

Eğitim kurumu yöneticilerin yeniden görevlendirilmeleri sürecinde salt Ek-1 formuna bağlı olarak değerlendirilmeleri bazı eksiklikleri içermektedir. Kendilerini iyi yetiştiren fakat genç olmalarından dolayı Ek-1 değerlendirme formu ile puan bakımından geride kalacak olan gayret ve çabalarını, rüştlerini ortaya koyan eğitim kurumu yöneticilerini de ilave olarak ölçebilecek ölçekler eklenmesi başarılı eğitim yöneticilerine fırsatlar sunacaktır.  

Sürecin erken başlaması elbette eğitim kurumu yöneticileri adına olumlu bir yaklaşımdır.  Sayın Bakanımızın “Bir sürpriz olmayacak” vizyonunun yansımasıdır. Eğitim kurumu yöneticilerinin okullar kapanmadan 2 ay önce yeni görevlerini bilmeleri motivasyon kaynağı olacağı gibi bu yıl çok fazla eğitim kurumu müdürünün yer değiştirecek olmasından dolayı kurumlarda işlerin durması olumsuzluğuna da pencere açma ihtimali vardır. Bu konuda tedbirler düşünmek icap eder.

Ek-1 Değerlendirme formundaki Aylıkla Ödüle 3 puan verilmesi hukuki bir problemdir.  Zira bu eski mevzuata göre verilen bir ödüldür ve kaldırılarak yerine “Ödül” verilmesi öngörülmüştür. Bu belgeyi geçmişte alanlar almıştır. Bugün bu belgeye karşılık gelecek belge “Ödül” dür. Hal böyle iken elan Aylıkla Ödül belgesini alma fırsatı yoktur. Bu “fırsat eşitliği” ilkesine aykırıdır. Hukukun da konusu olacaktır.  Kişilere sadece Aylıkla Ödül/ Ödül başlığı ile tek bir puan verilmelidir.

Eğitim kurumu yöneticiliğinin 4 yılda bir değiştirilmesi de zaman bakımından kısa bir süredir. Bir eğitim kurumunda planlama ve hazırlık çalışmaları 2 yıl kadar süre almaktadır. Modelde 4+4 benimsenmeli kendi okulunda belirli kıstaslar ile başarılı bulunan eğitim kurumu yöneticisi süreyi toplamda 8 yıla kadar kullanabilmelidir. Ek-1 formunda tanınan ilave 4 puan eğitim kurumu yöneticilerin kendi kurumlarına görevlendirilmeleri için yeterli olmayacaktır.  4+4 geçişleri daha geçişken olmalıdır.

Eğitimin önemli paydaşlarından olan ve sahada Bakanlığımızın politikalarının uygulayıcıları olan eğitim yöneticilerinin geçici değil sürekli bir duruma getirilmesi eğitim dünyamızın beklentisidir. Sürecin bunu da zaman içerisinde sağlayacağına ve bu yolun o menzile çıkacağına olan kanaatimiz vardır.

İbrahim Hakkı Celis

memurpostasi.com