MEB, yargı kararını böyle uyguladı
Hukuk kurallarına uymadığınız zaman kaos ve güvensizlik hakim olur ki bu bir örgütü tükenişe götürür.
Hukuk kurallarına uymadığınız zaman kaos ve güvensizlik hakim olur ki bu bir örgütü tükenişe götürür.
Birkaç örnek verelim ve konuyu verilerle destekleyelim:
1- Okul Müdürleri ile ilgili İDDK kararı sonrası MEB Hukuk Müşavirliği bir görüş yayınlamış ve bu görüşte ben yeni bir yönetmelik yayınladım bu yönetmeliğe göre işlem yapın demiştir. Yani yargı kararı ile yapılan işlemlerin hukuksuz olduğu ispatlandığı halde yapılan atamalardan etkilenenleri geri almak bir yana dava açıp davayı kazananlara da yeni yönetmelik gösterilerek eski kurallar hiçe sayılmış, davayı kazananı da sözlü sınava alın denilmiştir. Üstüne üstlük bu görüşü hukuk müşavirliği vermiştir. Hukuk adında hukuk olan müşavirlik tarafından katledilmiştir.
2- Aynı yargı kararında Müdür yardımcılarının hiçbir kriter olmaksızın okul müdürü tarafından görevlendirilmesi doğru değildir, yargı denetimi mümkün değildir, eşitlik ilkesine aykırıdır, hiçbir kriter ve duyuru olmaksızın yapılacak görevlendirmeler hukuka uygun olamaz denilmiştir. Bu karar sonrası uygulama nasıl olacak diye sorulduğunda Hukuk Müşavirliği bu kez topu taca atarcasına İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğüne atmış ve siz nasıl bilirseniz öyle yapın demiştir.
3- Anayasa mahkemesi kararı sonrasında açılan davalar neticesinde ortaya çıkan durumu özetlemek için " İlçe Milli Eğitim Müdürleri geri mi dönüyor ?" http://www.memurlar.net/haber/553883/ başlığıyla bir yazı yayımlamış ve bu yazıda;
"Dava kazanıp geriş dönenler var mı?
Şu ana kadar göreve yargı kararı gereği döndüğünü duyduğumuz tek İlçe Milli Eğitim Müdürü Hasan YILDIZ. Bu dönüşün nedeni ise idare mahkemesi kararının Anayasa mahkemesi kararından hemen sonra çıkması. Yani temyiz aşamasında zaman kaybedilmeden dava kazanılmış oldu. İdare de bu kararı uyguladı ve İlçe Milli Eğitim Müdürü göreve başladı."
Demiştik.
Bu önemli bir gelişme idi ve MEB'in özellikle 7 Haziran ve 1 Kasım Seçimleri sonrasında hukuk çizgisine döneceğinin işareti olarak yorumlamıştık. Ama maalesef yanıldık.
Bu kararda iki husus vardı. Bunlardan birincisi Hasan Yıldız'ın görevden alınmasının hukuka aykırılığı, İkincisi ise Emrullah Aydın'ın İlçe Milli Eğitim Müdürü olarak atanmasını iptali yönünde idi.
Karar tam olarak uygulandı ve;
- Hasan YILDIZ Bakırköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne atanırken
- Emrullah AYDIN'ın ilçe müdürlüğü iptale edilerek okul müdürlüğüne atanmıştı.
Aradan bir ay bile geçmeden;
Hasan YILDIZ Gümüşhane İl Milli Eğitim Müdür Yardımcılığına gönderilirken
Emrullah Aydın ise Bakırköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne yeniden atandı.
Yani hukuk ya da yargı kararı galip gelemedi. MEB yine bildiğini okudu. Daha doğrusu siyasetin fendi hukuku yendi.
Oysa ki halihazırda İlçe Milli Eğitim Müdürü atamalarına ilişkin mevzuat açığı var. Bu durum dahi umursanmamakta ve ben yaptım oldu mantığı ile hareket edilmektedir.
İşte bu anlayış;
- Özde değil özde adaletçiliği,
- Hukukun tüketilmesini,
- Hakkı, hakkaniyeti hiçe saymayı,
- Haksızlık üzerine adalet kurma anlayışını
Ön plana çıkarmaktadır.
Bu durumda kişiler kazanırken ülke kaybetmektedir. Burada aslında inceden inceye tehdit vardır. Dava açmayın, hak aramayın biz bildiğimizi okuyacağız denilmektedir.
Daha düne kadar yapılan haksızlıklarda ya da sehven yanlışlıklarda bile dava açın kazanın uygulayalım anlayışını maalesef hakim kılanlar artık boyut değiştirerek hak arasanız da umurumuzda değil kazansanız da biz bir yolunu bulacağız demektedirler.
Bu anlayış başbakanın hereksin hükümeti olmak, herkese eşit davranmak, ötekileştirmemek sözlerini de kamuda kariyeri, liyakati esas alacağız cümlelerini de hiçe saymak anlamına gelmektedir.
Unutulmasın ki; adalet herkese lazımdır ve onu kaybettiğimiz zaman aslında insanlık onurundan ödün verilmektedir.
Maksut BALMUK
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.