MEB suçu öğretmenlere yıktı!
Engelli çocukları için hakkı olan eğitimi alamayan aile MEB'i tazminata mahkûm ettirdi. MEB ise faturayı öğretmenlere kesti.
Özel durumu ne okulu ne de arkadaşları tarafından anlaşılabilen Cengizalp deli denilerek dışlandı.
Hafif düzeyde zihinsel engelli Cengizalp Başbarut 12 yaşında. Okuma yazmayı daha yeni öğreniyor. Çünkü yıllardır kaynaştırma eğitimi almak için mücadele ediyor. Gittiği okullarda yaşadığı ayrımcılık, dışlanma da cabası.
Aile çocuklarına kaynaştırma eğitimi verilmemesini dava konusu yaptı. Mahkeme MEB’i 20 bin TL tazminata mahkûm etti. Aile bu kararın tüm kamuoyu tarafından duyulmasını ve herkese örnek olmasını isterken iki hafta önce öğrendiği bir haberle büyük bir şaşkınlık yaşadı. Oğullarına kaynaştırma eğitimi uygulamayan iki okuldan arayan öğretmenler tazminatın kendilerinden talep edildiğini söyledi.
Dilek Başbarut, şaşkın: “Milli Eğitim Bakanlığı karar sonrasında kaynaştırma eğitimi düzgün uygulanmıyor diye düşünür, bu durumu masaya yatırır dedik. Onlar ise çözümü tazminatı öğretmenlerden talep etmekte bulmuş. Bir okuldan beş, bir okuldan üç öğretmeni bakanlık sorumlu tutup 3-5 bin TL arasında para istemiş.”
Oysa ailenin amacı bunun ötesindeydi: “Kaynaştırma eğitimi çok güzel ama uygulayan yok. Öğretmenlere bu konuda eğitimler verilmeli, çözüm basit. Amacımız Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullarda kaynaştırma programı uygulayacak idari kadronun ve bu bilinçte öğretmenlerin olmamasının bu çocuklara nasıl zarar verdiğini görmesini sağlamaktı. Bizim çocuğumuza yapılanların başka çocuklara yapılmasını engellemekti.”
Öğretmenlerin yüzde 55.1’i kaynaştırmayı bilmiyor
Eğitim Reformu Girişimi (ERG) ve Tohum Otizm Vakfı’nın raporuna göre Türkiye’de 45 bin sınıfta ilk ve ortaöğretimde 93 bin özel gereksinimli çocuk kaynaştırma eğitimi alıyor. Kaynaştırma uygulamaları yapılan ilköğretim okullarında öğretmenlerin yüzde 55.1’i kaynaştırma konusunda eğitim almamış. Kaynaştırma öğrencileri kalabalık sınıflarda yok olup gidiyor, öğretmenler çaresiz. 5 okuldan 4’ünde ‘özel eğitim’ öğretmeni yok.
3 okul değiştirdi, okul müdürü okula almadı
İzmir’de yaşayan Başbarut ailesinin oğulları Cengizalp, kreşe başladığında hafif düzeyde zihinsel geriliği olduğu fark edildi. Doktor ve ilaç tedavisine başlandı. Cengizalp ilköğretim çağına geldiğinde Ege Üniversitesi’nden aldıkları “Hafif düzeyde mental retardasyonu, dikkat eksikliği ve hiperaktivitesi var” raporuyla Dr. Cavit Özyeğin İlköğretim Okulu’na gittiler. Okul kaydı yaptı. Cengizalp’in özel durumunu anlatan raporu dosyasına koymakla yetindi.
Oysa aileyi Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Rehberlik Araştırma Merkezi’ne (RAM) yönlendirmesi gerekiyordu. Çünkü bu kurumlar öğrencilerin durumlarını ve ihtiyaçlarını belirliyor, ona göre yönlendirme yapıyorlardı.
Okulda Cengizalp’in ‘özel durumu’ dikkate alınmadan eğitim verildiği için sorunlar başladı. Cengizhan akranlarıyla sınıfta kaynaştırma eğitimi alırken bir de ‘Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı’ uygulanması gerekiyordu oysa. Uygulanmadı. Cengizhan yaşıtlarından birkaç ay geriden de olsa okuma yazmayı öğrenebilecekken 1. sınıfta kaldı.
İtinayla çocuk ‘delirtilir’
Aile bunun üzerine oğullarını o okuldan aldı. RAM’a kendileri gitti, raporlarıyla yeni bir okulun, Ergenekon İlköğretim Okulu’nun yolunu tuttu. Cengizalp burada 1. sınıfa yeniden başladı. Dilek Başbarut’un deyişiyle kâbus burada da devam etti. Çocuklar ve okul idaresi Cengizalp’i dışladı. Raporunda Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı (BEP) uygulanması gerektiği yazdığı halde Cengizalp’e bu eğitim verilmezken tam üç kez sınıfı ve öğretmeni değişti.
Çocukların teneffüste ‘deli’ diyerek alay ettikleri Cengizalp’i korumak için anneannesi kimi zaman tüm gün okulda kaldı. Cengizalp sorun yaşadıkça daha da hırçınlaştı. Veliler şikâyetçi oldu ve onu okulda istemedi. Okul müdürü bir gün Cengizalp’i okula almadı.
Aile her olayda biraz daha yıpranırken Cengizalp’in durumu da hep geriledi, eğitiminde ve ruhunda tamiri zor yaralar açıldı. Dilek Başbarut: “Evde şiddet eğilimi atıyordu. ‘Ben deliyim’ diyordu, ‘Hiç arkadaşım yok’ diyordu. Eğitimi ve tedavisi okul- aile-doktor üçgeninde yapılması gerekirken, tedavimiz faydalı olmadı. Okullarda bu çocukları kazanmak için bir şey yapmıyorlar. Direkt kayıp çocuklar olarak görüyorlar.”
Başbarut ailesi üçüncü okul, Necmiye Bilgin İlköğretim Okulu’nu buldu. Bu son okulunda da BEP uygulanmadı ama öğretmeni Cengizalp’in diğer öğrencilerle kaynaşması için büyük çaba harcadı. 4. sınıfın yarısında Cengizalp, tam gün özel eğitim veren özel eğitim okuluna başladı. 1. 5 sene orada eğitim aldı. Şu an 12 yaşında, 1. sınıfta öğrenebileceği okuma yazmayı yeni yeni öğreniyor. Hâlâ davranış problemi yaşıyor, tek başına bakkala gidip ekmek alamıyor, güvensiz, içine kapanık. Cengizalp ve ailesi hayatlarını kâbusa çeviren bu süreci yargıya taşındı. Amaçları pek çok engelli ailesinin yaşadığı bu drama seyirci kalmamak, seslerini duyurmaktı.
Kaynak: Radikal
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.