MEB birilerinin oyuncağı oldu

MEB birilerinin oyuncağı oldu

MEB birilerinin oyuncağı oldu

Bugün yine bir haber vardı. Neymiş ‘Okullar takım ruhuyla yönetilmeli’ buyurmuş bir değerli yöneticimiz. Bir ara hatırlar mısınız ‘Toplam KaliteYönetimi’ çılgınlığımız vardı. Hoş, yıllardır onlarca toplantı yapıldığı halde kimse ne olduğunu anlayamamıştı ama olsundu. MEB böyle sloganvari projelere bayılırdı. Hizmet içi eğitimler, seminerle, illlerde toplantılar, okullarda OGYE’ler, neler neler.
 
Sonra stratejik planlar yapıldı. Hedefler ve stratejiler belirlendi. 5 yıllık planlardı bunlar. Hem üstelik kurumların maddi kaynakları bile bu planlara göre belirlenecekti. Aynı uzun çalışmalar, seminerler, toplantılar… Cilalı, süslü kapaklı planlar hazırlandı. İllere gönderildi. İl planına uygun stratejik planlar dosyalandı. Ama o planların nasıl, neye göre, hangi komisyonlar marifetiyle ve hangi kriterlere göre uygulanacağı bilinemedi. Müfettişler geldiklerinde stratejik planı inceledi. ‘güzel olmuş’ buyurdular.
 

Bu yaz 4 4 4 uygulamasıyla bir de bakıldı ki onca hazırlık boşa çıktı. Kurumlar değişti, hedefler değişti, beklentiler değişti, istatistikler değişti… Değişti oğlu değişti.
 

MEB evcilikoyununa devam ediyor. Ömer Dinçer Bakan oldu. 652 sayılı KHK ile oyuna fırtına gibi girdi. MEB kökünden değişecek, artık evcilik oyunu olmayacak, hantallık ortadan kalkacak, daha mobil ve pratik birimlerle kestirme ve kesin çalışmalarla hedeflere daha kolay ulaşılacak sanıldı. Yılların terakümü merkez yöneticileri gönderilince ‘vay bee’ dendi.
 

Sanıldı ki liyakate göre becerikli ve iş bilen yöneticiler artık işbaşına gelecek, ‘emmi, dayı, ağa’ dönemi bitti.
 

Anaa! Bir de bakıldı ki işeskisinden beter oldu. Hiç yeterliliği olmayan birçok kişi il müdürü olarak ‘görevlendirildi’. Merkez teşkilatına yetersiz kişiler grup başkanı oldu.

Taşrada yıllarını vermiş deneyimli yöneticiler yok sayıldı. İl müdürlerinden sonra ilçe müdürlüklerine de ‘yetkili sendika’nın işaretiyle atamalar yapıldı.
 

Somut olsun diye yazıyorum; MEB müsteşar yardımcısıbir büyüğümüz iç Anadolu’da bir ilin ‘yetkili sendika’ il başkanını arayıp ‘filanca ilçeye ilçe müdürü olarak isim verin’ dedi.(İtiraz gelirse müsteşar yardımcısının da ilin de ilçenin de adını verebilirim)
 


Yöneticilerde aranan kriter liyakat olmaktan çıktı ‘sadakat’ oldu. MEB her şeyiyle yetkili sendikaya teslim oldu. Daha net olarak MEB yetkili sendikanın oyuncağı oldu. İl ve ilçe müdürleri kısa zaman sonra yaptıkları görevlerden utanacak hale gelecekler. Yaprak dökümü başladı bile, il müdürlerinden sonra ilçe müdürleri de görev bırakma aşamasındalar. (Tabi sendika ve siyaset kanalıyla gelenler içine sindirebiliyorlar)


 
Tüm bunlardan sonra çıkıp; takım ruhu, toplam kalite, ekip çalışması, stratejik plan, hedef, amaç, vizyon, misyon…
 

Gülerler adama !

Metin KOÇER
personelmeb.net

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum