Maaşlar, puan şoku, seçmeli dersler ve DGS
Yeni memur maaşları açıklandı. Hemen öğretmenlerin alacağı maaşlara göz attım. Hani şu en az çalışıp, en çok maaş alıyor denen öğretmenlerin maaşlarına.
Alt sıralardaydı. Üstte kimler yoktu ki! Demek ki öğretmene verilen değer bu kadar dedim...
Elbette her meslek kutsal.
Elbette her meslek verilenden çok daha fazlasını hak ediyor.
Ama öğretmenler de hak ediyor.
Sayıları çok fazla diye, en düşüğe yakın maaşın onlara verilmesi hiç doğru değil.
İktidarlar, öğretmenlere ek gelir yaratmak durumundalar.
Maaş olarak bu gerçekleşemiyorsa, okula başlama ödeneği gibi, elbise yardımı, yayın desteği, seminerlere katılma pirimi şeklinde ek avantajların sağlanması gerekir.
Yoksa okumayan, yazmayan, iyi giyinemeyen, mesleki gelişmeleri takip edemeyen, kültürel etkinliklerden uzakta kalan öğretmenlerden şikâyet etmeye hiç kimsenin hakkı olamaz...
Yanlış üstüne yanlış
Üniversiteye girişte bir puan bile çok önemli. Çünkü bir puanda on binlerce kişi yer değiştiriyor...
Mezun olunan liseler de çok önemli çünkü sıradan bir okulda yüksek ortamla tutturmakla, iddialı bir okulda iyi bir diploma notuna sahip olmak aynı değil. Ama şimdi YÖK ve ÖSYM, tüm öğrencileri aynı kefeye koydu. Maç ortasında kural değişmez, hele hele sınava çok az bir süre kala.
Dün bu eleştiriliyordu, bugün yapılan da bu. Yani dünden bugüne değişen hiçbir şey yok...
Adil bir ölçme değerlendirme sistemi oluşturmadan diploma notunu esas almak yanlışların en büyüğü olur.
Öğrencilerden bu konuda mail yağıyor, umarız bu birilerin dikkatini çeker de yanlıştan dönülür!..
Seçmeli dersler
Milli Eğitim Bakanı Dinçer 4+4+4 kapsamında 20’ye yakın seçmeli dersin okutulacağını söylemiş. İddialı mı iddialı. Ama gelip geçen bakanlardan benzeri öylesine çok vaatler duyduk ki, artık duyduğumuza değil gördüğümüze inanıyoruz. Umarız Sayın Bakan’ın diğer vaatleri gibi bu da gerçeğe dönüşür.
20’ye yakın seçmeli ders içinde çevre, bilim, astronomi, müzik, spor, resim, görsel sanatlar, Kuran-ı Kerim ve Peygamber Efendimizin Hayatı gibi dersler bulunacakmış. Ayrıca gitar, tiyatro, saz, dans, yüzme, tenis, futbol gibi alanlarda öğrencilerin yeteneklerine uygun etkinlikler düzenlenecekmiş.
Kulağa bile hoş geliyor. Ah keşke gerçekleşse. Bundan daha güzel ne olabilir ki. Ama lafta kalmaması gerekir.
Sayın Bakan eminiz ki, 20’ye yakın seçmeli dersle yine bir o kadar etkinliğin, hangi öğretmenlerle, nasıl, ne zaman ve nerede verileceğini de uzun uzadıya araştırmıştır.
Her okulda bazı derslerden fazlasıyla öğretmen var ama bazılarını ara ki bulasınız. Hele hele söz konusu derslerin tümünü verebilecek öğretmen zenginliği kaç okulda var çok merak ediyorum.
Dikey geçişe YÖK ayarı
İki yıllık meslek yüksekokullarından dört yıllık fakültelere geçiş, hemen her öğrencinin hayali. Ama gelin görün ki bu yıl, bu hayal, hüsrana dönüştü. Niye mi? İşte özeti:
“Ön lisans mezunlarından biri olarak, lisans tamamlama imkânı veren Dikey Geçiş Sınavı’na Yaklaşık bir yıldan fazla zamandır hazırlanmaktayım. 28 Mayıs’ta yayımlanan sınav kılavuzunda kontenjan dağılımlarının geçen seneye göre çok farklı olduğu görünmektedir. Toplam kontenjan sayısında geçen seneye göre çok farklılık gözükmüyor gibi ancak devlet ve vakıf-özel üniversitelerine verilen kontenjan sayısındaki dağılımın çok değiştiği görülüyor.
Bir önceki seneye göre devlet kontenjanları ortalama yüzde 75 azalmış, Vakıf-özel üniversitelerin kontenjanları ise yüzde 100’den fazla artmıştır. Kontenjan dağılımının vakıf (özel) üniversitelere kaydırılması ve birçok devlet üniversitesinin bölüm kapatması; biz dikey geçiş sınavına hazırlanan öğrenciler için mağduriyete sebep olmuştur. Sınava bir ay kala yapılan bu değişikliğin, motivasyonunun düşmesine ve sınavın gerçek anlamda anlamını yitirmesine yol açmaktadır. Oysa Dikey Geçiş Sınavı’nın amacı adaletsizliği ortadan kaldırmak ve sınavla herkese lisans tamamlama şansı vermektir.
Ancak 2012 DGS ile gelen yüksek kontenjan düşüşü uygulaması ile beraber DGS bu amacının dışına çıkmaya ve özel üniversitelere hizmet etmeye başlamıştır. Bir öğrenciler olarak 2012 yılı DGS için hâlâ zamanımız varken devlet okullarındaki kontenjanların incelenerek, kontenjan dağılımında ve sayısında iyileştirme yapılmasını ayrıca puanlama sisteminde ÖBP yerine eskisi gibi AOBP’nin kullanılmasını istiyoruz...”
Özetin özeti: Umarız YÖK ne yaptığını biliyordur. Yeni YÖK Başkanı, sadece geldiği vakıf üniversitelerinin değil tüm üniversitelerin patronu olduğunu unutmamalıdır!..
Abbas GÜÇLÜ-Milliyet
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.