KUTSAL EMANETLERİMİZ ÇOCUKLARIMIZ
KUTSAL EMANETLERİMİZ ÇOCUKLARIMIZ
2010-2011 eğitim öğretim yılı, öğrenci başarılarını değerlendirme toplantısı 24 Haziran 2011 Cuma günü Pursaklar Saray Kültür Merkezinde İl Millî Eğitim Müdürü Kâmil Aydoğan’ın da katılımlarıyla gerçekleştirildi.
Kâmil Aydoğan toplantıda yaptığı konuşmada öğretmenliğin bir meslek değil, meslekler üstü ve özel bir çalışma olduğuna değindi. Öğretmenliğin eğitim alarak yapılmasından ziyade; şairlik, filozofluk, hekimlik gibi bir takım yetenekleri doğuştan gelen insanlardaki gibi kabiliyet gerektirdiğini söyledi. Öğretmenliğin belirli bir misyonu olduğunu bilenlerin, öğrencilerini bu anlayışla yetiştirenlerin başarı sağlayacaklarına da değindi.
Salondakilere yönelttiği “En iyi hangi öğretmeninizi hatırlıyorsunuz?” sorusu ile öğretmenlere vermek istediği mesaja vurgu yapan Aydoğan, “Hepinizin hayatında hemen hemen elli öğretmen olmuştur. Genelde en net hatırladığınız sınıf öğretmeninizdir” diyerek sınıf öğretmeninin çocuğun üzerindeki inanılmaz etkisine, yaşamdaki duruşuna verdiği katkıya dikkat çekti. Kendi sınıf öğretmeniyle yaşadığı deneyimleri paylaşan Aydoğan “Başarısızlık imkânlarla ilgili değildir. Okula gelince biz bu Türkiye’nin en önemli insanlarıyız diyorduk. Çünkü öğretmenimiz bizi öyle inandırmıştı. Okula gelen müfettişler için de bizim sınıf ayrıydı. Öğretmenimizin bizlere aşıladığı; özgüven, temiz ve saygılı olma, durumundan utanmama, tahammül etme gibi erdemlerle hepimiz bu ülke için önemli kişiler olduk. Genç yaşta kaybettiğimiz öğretmenimizin kırk sene sonra model olarak bugün buradaki öğretmenlere anlatılıyor olması, ondaki insan sevgisini, insanı her şeyin üstünde tuttuğunu, onun başarısını, büyüklüğünü gösterir.” dedi.
Başarılı olabilmek için işimize; ruhumuzu, yüreğimizi koymamız gerektiğini, çocuklar üzerinde öğretmenlerin çok büyük etkisi olduğunu belirten Aydoğan, “Biz iddialı bir ülkeyiz. Bir takım sorunlar yaşansa bile bunların tarihî ve kültürel yapımızdan gelen güçle üstesinden geliriz. Bizim sahip olduğumuz değerlere birçok ülke sahip değildir. Bu değerler yazılı değildir, zorla öğretilmiyor, bizim yapımızda var. Öğretmen sınıfa girdiğinde çocuğun ayağa kalkması, değerlerimizin bir göstergesidir.” dedi.
Ben Sana Emanet Edilmiş Kutsal Bir Varlığım!
“Herşey insan içindir. Sadece insan kutsaldır. En değerli olan ise çocuktur. Bunun için de çocuk bir numaradır. Bizler ‘Ben sana emanet edilmiş kutsal bir varlığım.’diyen çocuğun hizmetkârlarıyız. Paradigmayı alt üst etmemiz gerekiyor. Bunu yalnızca söylemek değil uygulamak, yaşamak gerekir. Bizde 1400 yıl önce söylenmiş olan ‘İnsanların en hayırlısı başkalarına faydalı olandır’ sözüne benzer, Alfred Adler’in 100 yıl önce dediği ‘En iyi insan başkalarına faydalı olandır’ anlayışıyla hareket etmeliyiz. Çocuğun başarısını, iyiliğini kendimize ilke edinirsek mutlu oluruz.” diyen Aydoğan, Mustafa Kemal Atatürk’ün belirlediği çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkmak vizyonunun hepimizin ortak vizyonu olduğunu söyleyerek konuşmasını bitirdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.