Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararınına ilişkin, "Elbette sadece Kudüs ve Mescid-i Aksa için değil, Gazze, Batı Şeria ve Ramallah için, her şeyden önce başkenti Kudüs olan Filistin için buradayız. Yeryüzünün bütün mazlumları için küresel intifadanın meş'alesini yakıyoruz. Kudüs, Müslümanların en büyük cihadıdır." dedi.

Karamollaoğlu, partisinin çağrısıyla Yenikapı Etkinlik Alanı'nda düzenlenen ve birçok sivil toplum kuruluşunun destek verdiği "Kudüs İslam'ındır" mitinginde konuştu.

Merhum Başbakanlardan Necmettin Erbakan'ın Amerika ve siyonizm hakkındaki sözlerini anımsatan Karamollaoğlu, "Herkes Amerika ne der?' derken, Meclis kürsüsünde 'Bana ne Amerika'dan.' diyerek tek başına tüm dünyaya meydan okuyan Necmettin Erbakan'ın talebelerine selam olsun. Bu meydandaki coşkudan ve kararlılıktan aldığım cesaretle söylüyorum ki ey zalimler, siyonistler Kudüs, ezelden ebede İslam şehridir ve sonsuza kadar öyle kalacaktır. Bunu herkes böyle bilsin." diye konuştu.

Karamollaoğlu, mitinge katılanların Filistinlileri yalnız bırakmadıklarını dile getirerek, şöyle devam etti:

"Filistinli kardeşlerimize yalnız olmadıkları mesajını verdiniz. Bugün Kudüs, sadece bir şehir ve mekan ve mukaddes belde değildir. Dava, direniş simgesidir. İlk kıblemiz ve istikametimizdir. Karanlıktan aydınlığa yürüyüşün adıdır. Mekke'den sonra yeryüzünün en eski mabedi için buradayız. Elbette sadece Kudüs ve Mescid-i Aksa için değil, Gazze, Batı Şeria ve Ramallah için, her şeyden önce başkenti Kudüs olan Filistin için buradayız. Yeryüzünün bütün mazlumları için küresel intifadanın meş'alesini yakıyoruz. Kudüs Müslümanların en büyük cihadıdır."

Mescid-i Aksa'nın işgal altında olmasının sadece Filistinlilerin meselesi olmadığını aktaran Karamollaoğlu, meselenin bütün İslam alemini ilgilendirdiğini kaydetti.

Karamollaoğlu, "Müslümanım" diyen her insanın yüreğinin Kudüs ve Mescid-i Aksa için atması gerektiğine dikkati çekerek, "Hakk'ı üstün tutan anlayış hakim olduğu sürece hangi inanca mensup olursa olsun insanlar Kudüs'te bir arada ve huzur içinde yaşadılar. O dönemde bütün insanların temel insan hakları teminat altındaydı. Filistin'de adalet refah ve huzur vardır. Bir zamanlar Yahudisiyle, Hristiyanıyla, Müslümanıyla Kudüs'te barış ve hoşgörü hakimdi. Ne zaman ki Kudüs farklı zihniyetlerin eline geçti huzurun yerini kargaşa, adaletin yerini zulüm aldı." değerlendirmelerinde bulundu.

"Irkçı emperyalizm laftan değil, ancak güçten anlar"

Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu, bu küresel kuşatmaya karşı ancak küresel bir direnişle, küresel bir intifada ile karşı çıkılabileceğini vurgulayarak, "Farklılıklarımızı taşıyarak, değil ittifaklarımızı güçlendirerek, bu kuşatmayı engelleyebiliriz. Zaman süslü laflar söyleme zamanı değil. Kudüs'ün kurtuluşunu gerçekten istiyorsak, güçlü ittifaklarla bu işe kalkışmalıyız. Irkçı emperyalizm laftan değil, ancak güçten anlar. İslam İşbirliği Teşkilatı 48 yıl önce Mescid-i Aksa'yı korumak için kuruldu. Türkiye dönem başkanı. Sayın Cumhurbaşkanının açıklamalarını önemli buluyoruz ama kesinlikle yeterli bulmuyoruz. Önümüzdeki hafta yapılacak zirvede bildiri değil, yaptırım yapacak kararlar bekliyoruz." ifadelerini kullandı.

Necmettin Erbakan'ın 1974 yılında kararlı tutumu ile Kıbrıs Barış Harekatında zafer kazandırdığını dile getiren Karamollaoğlu, ABD'nin üslerini kapattığını ve Türkiye'ye ambargo uyguladığını, ama bu kararın Türkiye'nin kendi ayakları üstünde durmasına vesile olduğunu söyledi.

Karamollaoğlu, şöyle devam etti:

"Kısa vadede bütün İslam ülkeleri Kudüs'ü Filistin'in başkenti olarak tanıdıklarını bütün dünyaya ilan etmeleri gerekir. İslam ülkelerinin resmi ve gayri resmi İsrail ile olan bütün ekonomik, askeri, diplomatik ilişkilerini kestiklerini tüm dünyaya ilan etmeleri icap eder. Hava sahalarını İsrail'e ait bütün uçuşlara kapatmalıdır. İsrail ve ABD ürünlerine karşı boykot ilan etmelidir. 'ABD'nin ve İsrail'in ürünleri nelerdir? Boykot yapalım' diye teklifler gündeme getiriliyor. Maalesef başarılı olamıyoruz. Uzun vadeli planlarımız da olmalı. İlk atacağımız adım İslam ülkeleri arasında bir savunma teçhizatının kurulması olmalıdır. 40 senedir söyleniyor ama ciddi bir adım atılmamıştır. İİT, İslam Birleşmiş Milletler Teşkilatı haline getirilmelidir. İslam ülkeleri arasında en rahat yapılacak işbirliği ekonomik sahadadır. En kısa zamanda kendi ticaret paramızı kullanmalıyız. Niye Amerika'nın Avrupa'nın parasını kullanalım? Herkes bilsin ki bu kararı kabul etmeyeceğiz. Moğol istilaları, Haçlı seferlerinde olduğu gibi bu sinsi ve tehlikeli girişimi de er ya da geç tarihin çöplüğüne atacağız. İnanıyoruz ki karanlığın en şiddetli olduğu an şafağın en yakın olduğu andır. Bizim inancımızda karamsarlığa yer yoktur. Yenikapı şafağın habercisidir. Başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devleti er ya da geç mutlaka kurulacaktır."

Muhabir: Sefa Mutlu, Zehra Melek Çat