2012 KPSS’ye, lisans mezunları ile üniversitelerin son sınıf öğrencileri girecek. Her ne kadar, sanal başvurularda, zaman zaman tıkanma yaşansa da, bizim asıl üzerinde durmak istediğimiz konu, başvurular değil, sınavın içeriği!..

Hani içerik değişecekti?
Daha önceki Milli Eğitim bakanları gibi, Ömer Dinçer de, KPSS’nin içeriğinin değiştirileceği vaadinde bulundu. Hele bir de dershanelerin kaldırılması, ciddi olarak düşünülüyorsa, bu değişiklik adeta bir zorunluluk hale geldi. Ama işte başvurular bitti hâlâ somut bir açıklama yok.
Oysa milyonlarca gencin geleceği, bu projeye bağlı. Çünkü, yıllardır süren bir hazırlık süreci içerisindeler. Bu konuda herhangi bir açıklama yapılmadığı için de önceki sınavları baz alarak, onlara göre hazırlanıyorlar.
İşte bu yüzden, sınava birkaç hafta kala yapılacak bir son dakika değişikliği, kafalarını allak bullak edecektir. O nedenle, eğer ille de bir değişiklik yapılacaksa, bu son dakikaya bırakılmadan, şimdiden açıklanmalıdır.

Neden değişmeli?
KPSS zulmünü, bilen biliyor. Zulümlere karşı savaş açan iktidar, keşke bu konuya da artık el atsa. Çok büyük sevap kazanırlar. Ayrıca, kaynakların ve emeklerin heba olmasını önlerler.
Sayın Başbakan diyor ki, dershaneler kaldırılsın. Şimdi ben size soruyorum, bir Beden Eğitimi ya da Müzik öğretmeni, dershaneye gitmeden, KPSS’deki matematik sorularını nasıl çözecek?
Sınava kimse karşı değil. Ama ille de sınav yapılacaksa, bu herkesin kendi branşına yönelik olmalı. Eğer böyle olursa, mesleki gelişim de sağlanır, dershaneye bağımlılık ortadan kalkar.
Yok eğer, bu konuda bir değişiklik olmayacaksa da, ne olur artık bu konularda açıklama yapılmasın ve dershaneler kalkacak denilmesin.
Moraller zaten yeterince bozuk, bir de bunun için bozulmasın!..

KPSS mi yeterlilik mi?
Aslında bu konuya el atıldığında, KPSS yerine Yeterlilik Sınavı’nın düşünülmesi çok daha yerinde olacaktır. Çünkü önemli olan, sıralama ve adaylara bilmedikleri konularda soru sorma değil, kendi alanlarındaki birikimlerini ölçmektir. Dünyada yapılan da budur. Ama biz sanki dershaneleri ihya edercesine hep tersi yönde hareket ettik. Etmeye de devam ediyoruz.
Bakan Dinçer, bir ara yeterlilik sınavından söz etti ve her beş yılda bir yenileneceğinden söz etti ama arkası gelmedi. Atama bekleyenlerle birlikte mevcut öğretmenler için olmasa bile, eğitim fakültelerine yeni girecek öğrencilere, bu sistem mutlaka uygulanmalıdır.
Mevcutlara uygulanması, sorunu içinden çıkılmaz hale getirebilir ve uygulamadan vazgeçilmesine neden olabilir. Etkin mühendislik yasası, yıllar önce çıkmasına rağmen, bir türlü uygulamaya geçilememesinin nedeni de bu. TBMM ve Bakan Dinçer, 4+4+4 konusunda gösterdikleri kararlılığı, keşke bu konuda da gösterseler.

Pedagojik formasyon
“İki gün önce pedagojik formasyonun fen-edebiyat fakültelerinden kaldırıldığını öğrendim ve perişanım. 2009’da ÖSS’ye girdim.  Herhangi bir okulun eğitim fakültesinde okumak yerine, Hacettepe’ye girdim. Tek amacım donanımlı bir öğretmen olabilmekti. Her şeyiyle tam olmalıydım.
Bir de Kara Harp Okulu’nu kazanmıştım, mülakatları geçtim ancak ailemin ‘parasız eğitim, hazır iş’ dayatmasına rağmen, karşılarında durup Hacettepe’ye kayıt yaptırdım. (1.500 lirayla geçinmeye çalışan memur bir ailenin çocuğuyum). İlk yıl, bu kararımdan dolayı babam hiç para göndermedi, bu kocaman şehirde hem çalışıp hem okumak zorunda kaldım. İlerleyen yıllarda kararlı olduğumu gören ailem bana destek olmaya başladı. Şimdi 3. sınıftayım, formasyonun kaldırıldığını öğrendim, iki gündür telefona bakamıyorum. Kiminin hayalleri yıkıldı, benimse hem hayalim hem de ailemin desteği.
Bu kadar atanamayan öğretmen varken fen-edebiyat fakültelerine de formasyon verilmesi belki(!) doğru olmayabilir ama yeni kazanacaklar için uygulanması gerekir bu kararın. Benim gibi binlerce öğrenci kandırıldı. Ayrıca her yıl, hâlâ bu bölümlere fazlasıyla öğrenci alınıyor, bu insanlar ne iş yapacak ?..”
Özetin özeti: Öğrenciler kesinlikle haklı. Maç ortasında kurallar değişmez!..

Abbas GÜÇLÜ-Milliyet