Konkordato gidiyor, krediler geliyor
Konkordatoya gitmek geçen yılın ikinci yarısında ekonominin ve ticari hayatın korkulu rüyası haline gelmişti. Mahkemeden konkordato iznini alan şirket dokunulmazlık zırhına büründüğü için, borç ödemekten geçici bir süre muaf oluyordu.
-Ocak ayından itibaren de alacaklı bankaların bir araya gelmesi ve konkordato talep eden şirketlerin durumunu ele alması kararlaştırıldı. İyi niyet kuralı çerçevesinde şirketin borçlarının yeniden yapılandırılması yoluna gidilmesi benimsendi.
-Son veriler Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayraktarafından açıklandı. Bitişikte de yer alan verilere göre konkordato alan şirket sayısı giderek azalırken, konkordatodan çıkan şirket sayısı giderek artıyor.
KONKORDATOYA GİTME ÜÇTE İKİ AZALDI
-Geçen yılın son üç ayında konkordato kararı aldırmış şirket sayısı 1.266'ya ulaşmıştı. Sayı bu yılın 12 Nisan itibariyle yani 3.5 aylık ürede 428 oldu. Böylece konkordatoya giden şirket sayısı üçte iki düzeyinde azaldı.
-Bakan Albayrak yılın ilk üç ayında 787 şirketin ve 8 milyar liranın konkordatodan çıktığını açıkladı. Böylelikle hem tutar olarak hem de sayı olarak konkordatodaki şirket sayısı yaklaşık yarı yarıya azaldı.
-Sayının ve tutarın azalması elbette pozitif bir gelişme. Ancak bu sonuç ekonomik koşulların düzelmesiyle elde edilmedi. Ekonomik koşullarda iyileşme var ama öyle yarı yarıya değil. Yılın ilk çeyreği itibariyle tüketici güveni, üretici güveninde ivme kaybının durduğu hatta küçük de olsa düzelme başladığı söylenebilir. Bunun ne kadarının seçim etkilerinden kaynaklandığını ancak bir süre sonra açıklanacak verilerden göreceğiz.
ÇOK KOLAYDI, ZORLAŞTIRILDI
-Konkordato verilerinde yaşanan iyileşmede iki temel gelişme rol oynadı.
Bunlardan biri konkordatoya gitmenin zorlaştırılmasıydı. 19 Aralık'ta yürürlüğe giren kanunla konkordatoya gidecek şirketlerin mali analiz raporu yerine makul güvence veren denetim raporu alması zorunluluğu getirildi. Bu raporu verecek bağımsız denetim şirketi bulmak ise zordu. Raporu alıp da başvuru yapan şirketlerden ise doğrudan iflasına karar verilenler de oldu.
-Sonuçta başvuru zorlaştı, dokunulmazlık zırhı almanın bedeli ağırlaştı. Bunun da bir sonucudur ki geçen yılın son çeyreğinde 1.266 olan konkordato almış şirket sayısı bu yılın 3.5ayında 428'e indi ve üçte iki düzeyinde azaldı.
KREDİLERDE YENİDEN YAPILANDIRMA ETKİLİ
-Konkordatodaki azalmada bankaların şirket kredilerini yeniden yapılandırma yaklaşımı da etkili oldu. Özel olarak bankaları temsilen kurulan bir ekip konkordato isteyen şirketlerin durumunu inceledi ve kredilerini yeniden yapılandırma yoluna gitti. Konkordatodan çıkan şirket sayısının 787'ye varmasında yeniden yapılandırmalar çok etkili.
-Yurtiçinde finansal olmayan şirketlere kullandırılan kredilerin şubattan beri bu hızla artması da hem konkordato isteklerini azaltmış hem de şirketlerin konkordatodan çıkışını kolaylaştırmış olabilir.
2.5 AYDA 144 MİLYAR LİRA KREDİ ARTIŞI
-Bitişikte kredilerin aylık seyri görülüyor. Ekim-ocak arasındaki 4 ayda şirketlere kullandırılan kredilerin stoku 108 milyar lira azalırken, son 2.5 ayda sert artışlar kaydedildi. Şubat başında 2.248 milyar liraya inen kredi stoku 12 Nisan itibariyle 2.392 milyar liraya yükseldi. 2.5 aylık kredi stok artışı 144 milyar lira veya yüzde 6.4.
-Kredi artışlarında elbette seçim öncesi açıklanan çeşitli paketlerin de etkisi oldu. Bunların da katkısıyla her ay 60 milyar liraya veya her gün 2 milyar liraya denk gelen kredi artışına ulaşıldı. Bu durum da şirketlerdeki likidite sorununun üzerine kısmen örttü.
ÖTELEME FAİZ YÜKÜNÜ ARTIRMIŞ OLABİLİR
-Yeniden yapılandırmalara konu olan kredilerin faizi neydi ve hangi faizden yeniden kredilendirildi bilemiyoruz. Ancak 1-2 yıl önceye kadar alınan kredilerin faizlerinin daha düşük, bugünkü kredi faizlerinin de yüksek olduğunu ekleyelim. Yeniden yapılandırmayla şirketler kısmen rahatlatırken, ödemeler gelecek yıllara ötelenirken, aslında üstlendikleri faiz yükü da armış olabilir.
-Kredilerin geri ödenmesi ancak ekonominin canlanmasıyla mümkün. Şirketler satışlarını artıracak ve kar edecek ki, borçlarını ödeyebilsinler. Yoksa gelecek yıllarda banka bilançolarında daha fazla tahsili gecikmiş alacak yığılacak.
MAYANIN TUTMASI İKİ ŞARTA BAĞLI
-Bu da sermaye artırımını gerektirecek. Kamu bankalarına devlet sermaye koyar ve bunun yükü tüm vergi ödeyenlere biner. Özel bankalara büyük ölçekli sermaye ihtiyacı doğarsa bu sermeyi kim koyar, orası şimdiden belirsiz.
-Konkordatoların azalması, bankaların borç yeniden yapılandırmalarına gitmesi, kredilerde hızla artması, şirketlerin içine girdiği borç krizinde şiddetin giderek azaldığını ve geleceğe ötelenmeye başlandığını gösteriyor.
-Ancak borç krizini aşmada bu durum henüz göle çalınan maya aşamasıdır. Bu mayanın tutması öncelikle önümüzdeki dönemde yeni bir kur şokunun yaşanmamasına bağlı. Bir de ekonominin canlanmasına.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.