Koncuk: Kağıt Üzerinde Kanun Çıkarmakla Olmuyor
29.İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası etkinlikleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının öncülüğünde dün Ankara'da başladı.
29.İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası etkinlikleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının öncülüğünde dün Ankara'da başladı.
KONCUK: KAĞIT ÜZERİNDE KANUN ÇIKARMAKLA OLMUYOR
Toplantıda bir konuşma yapan Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk Çalışma hayatının sorunları, İş Sağlığı ve Güvenliğine kadar bir çok konuda değerlendirmelerde bulundu. Koncuk, “ Önemli bir toplantı vesileyle bir aradayız. Geçtiğimiz yıl İstanbul’da bu toplantı gerçekleştirilmiş ve hemen ardından 13 Mayıs’ta Soma’da meydana gelen faciada 301 vatandaşımızı ihmal sebebiyle, denetimsizlik sebebiyle kaybetmiştik ve tabii ardından Ermenek’te meydana gelen maden faciasını da milletçe yaşamış ve bir kez daha yüreklerimiz yanmıştı.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu yıllardır Türkiye Kamu-Sen olarak taleplerimiz arasında olan, dile getirdiğimiz ve memurlar bakımında da çıkarılmasını istediğimiz bir kanundu. Bu kanunun 3 yıl önce çıkmış olması son derece sevindiricidir. Bu kanun çalışmaları içinde bizde yer aldık. Kanunda eksikler kusurlar var mıdır, elbette olur ama bu kusurlar uygulamalar esnasında düzeltilebilir.
Kanunda öne çıkan en önemli eksiklerden bir tanesi, ben bu eksikliği sayın Başbakan’ın da katıldığı bir toplantıda ifade ettim, İş Sağlığı ve Güvenliği uzmanlarının maaşlarının hala iş veren tarafından ödeniyor olmasıdır. Bu durum bu kanunun en zayıf noktasıdır.
İşlerin düzenli yürütülüp yürütülmediğini kontrol emesini istediğimiz insanı işverenin talimatıyla hareket eden bir insan haline getirerek o kanunla ilgili iddialarımızı baştan kaybediyoruz. Defalarca söyledik ama bu konuda kimin sıkıntısı var bilemiyorum belki her şeye karşı çıkan Maliye Bakanlığı mı karşı çıkıyor bilemiyoruz fakat en azından torba yasalarda neden bu düzenleme hayata geçirilmedi bunu sorgulamamız lazım.
Bu madde orada öyle durduğu müddetçe bu kanunun başarılı olacağı iddiamızı baştan kaybediyoruz. Bu hususun mutlaka kısa sürede düzeltilmesi lazım. Siyasi iktidarın irade ortaya koyması lazım, seçim öncesi bu yapılabilir. Bu eksiklik not edilmeli ve gerekli düzenlemenin bir an önce yapılması sağlanmalıdır.
Tek başına kanun çıkarmak tüm problemleri çözer mi? Kağıt üzerinde güzel şeyler yapan milletiz. İyi bir hukuk uygulayacağız deniyor ama yargı bitmiş, Hakimler içeri atılıyor ama kağıt üzerinde muhteşem bir hukuk sistemimiz var! Uygulamada ciddi problemler var. Türkiye’de evvel emirde bir zihniyet değişikliğine ihtiyaç olduğunu önce Sivil Toplum Kuruluşları görmelidir. Sendikaların uyarma görevini yerine getirmesi lazım. Muhalif sesler bu ülke kısıldığı sürece, insanlar düşüncelerini ifade etmekten kaygı duyduğu sürece bu ülkenin iyi yönetildiğini huzuru ve mutluluğu yakalayabileceğini söylemek abesle iştigaldir.
Elbette yaşanan bu kazalarda iş verenlerin kusurları çoktur, ana sorumlu onlardır ama bütün sorumluluğu onlara yüklemek doğru değildir. Türkiye’de sağlam bir sertifikasyon sistemi uygulamak gerekiyor. Sıvacının sertifikası olmalı, hangi işi yapıyorsa bunu bilen, haklarını bilen, işini iyi bilen, daha şuurlu iş yapabilen insan modeli oluşturmamız lazım. Mesela kamuda hala iş tanımı, görev tanımı yok. Düşünün görev tanımı dahi olmayan insanların iş sağlığı ve güvenliğini nasıl konuşabiliriz? Bu kanun önemli ama öncelikle alt yapısını iyi oluşturmak lazım” dedi.
KONCUK: 17 – 25 ARALIK SONRASI YÖNETİCİ ATAMA SİSTEMİ YERLE YEKSAN EDİLDİ
Yönetici atama sistemini sert bir dille eleştiren Genel Başkan İsmail Koncuk, 17 – 25 Aralık sonrasında kamuda her şeyin yerle yeksan edildiğini belirtti. Koncuk, “Bu ülkeyi yönetmek sadece Başbakan’la, Bakanlarla, Meclis’le de olmaz. Bir okulu yönetmek için iyi bir yönetici bulacaksınız, kabiliyeti, liyakati yüksek insanlar bulacaksınız getirip okul müdürü yapacaksınız. Hastaneye başhekim bulacaksınız kapasitesi buna uygun insanlar olacak ama biz bunu başaramadık. 1997 sonrasında kamuda çok sağlam değil ama sağlama yakın bir yönetici atama sistemi oluşturulmuştu.
Sınava dayalı, bilgi, donanım, liyakate bağlı bir sistem vardı. 17-25 Aralık tarihinden sonra bu sistemi yerle yeksan ettiler. 5 kişilik bir komisyon tarafından hiçbir özelliği olmayan adamlar okul müdürü yapılıyor bu ülkede. Bileni değil, yandaşı seçen bir sistem oluşturuldu. Böylesine beceriksiz bir yönetici ile o okulu ya da o kurumu sevk ve idare edebilir misiniz? Görevini bilmeyen bir adamla, tek özelliği birilerinin değirmenine su taşımak olan bu insanla nasıl başarı elde edilir? Bu kafayla gidildiği müddetçe başarı şansımız sıfırdır. İyi yönetici bulmadan başarıya ulaşmamız, iş huzurunu bulmamız mümkün değildir ki iş sağlığı ve güvenliği meselesini çözelim.
Başbakan Davutoğlu, bir konfederasyon toplantısında konuşuyor ve diyor ki, “Biz herkese tarafsız davranıyoruz” Bu cümleyi söylemek için Allah’tan korkmak lazım, siz nasıl tarafsız davranıyorsunuz? Size dosya sundum ve siz bunları düzeltmek adına hiçbir adım atmadınız. Sayın Bakan Faruk Çelik’le diyalog içinde çalıştık ama artık kendisi de aday değil, sizden ricam artık bugün bu kürsüye çıkın ve doğruları söyleyin.
Biz Türkiye Kamu-Sen olarak doğruları bu ülkenin geleceği, huzuru ve demokrasi ile yönetilmesi bakımından söylemeye devam edeceğiz. Tüm problemlerin çözüldüğü huzurlu, ötekileştirmenin son bulduğu, herkesin saygıdeğer görüldüğü bir Türkiye’ye hep birlikte ulaşırız diyor teşekkür ediyorum” diyerek sözlerini noktaladı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.