Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın önümüzdeki yıl 20 bin öğretmen ataması yapılacağına ilişkin açıklamasına tepki gösterdi. 20 bin atamanın ne öğretmen ihtiyacını ne de ataması yapılmayan öğretmenlerin beklentilerini karşılayacağını kaydeden Koncuk, “MEB bu kararını gözden geçirmelidir. 100 bin öğretmen açığı olduğunu söyleyen Bakan Yılmaz, nasıl olur da önümüzdeki yıl sadece 20 bin atama yapılacağını açıklar. Bu akla ve mantığa aykırıdır.  2018 yılında toplam 100 bin atama yapılmalıdır” dedi.

Genel Başkan açıklamasında şu ifadelere yer verdi. “Bilindiği gibi Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, önümüzdeki yıl 20 bin atamanın yapılacağını söyledi. Buna göre atamalar 2018 yılının Haziran-Temmuz aylarında gerçekleştirilecek. Aynı Milli Eğitim Bakanımız, öğretmen açığının 100 bin olduğunu da belirtti. Hal böyle olunca bu ne perhiz bu ne lahana turşusu demekten kendimizi alamıyoruz.

Hem 100 bin öğretmen açığı olduğunu söyleyeceksiniz, öğretmen açığını gidermek için tam tamına 81 ilde 63 bin 829 ücretli öğretmen çalıştıracaksınız, üstelik bu ücretli öğretmenlerin 8 bin 484’ü öğretmenlik formasyonuna sahip olmayan iki yıllık meslek yüksek okulu mezunlarından oluşacak hem de 450 bin öğretmenimiz atama bekleyecek ama siz bu ülkenin eğitiminin başındaki kişi olarak sadece 20 bin atama yapacağınızı açıklayacaksınız. Türk Eğitim-Sen olarak bunu kabul etmemiz mümkün değildir.

Buradan MEB yetkililerine birkaç soru sormak istiyorum:

Öğretmenlik mesleği için gerekli olan pedagojik formasyona sahip olmayan kişilerin de ücretli öğretmenlik yaptığını, bu insanların aylık ücretinin asgari ücreti bile bulmadığını ve güvenceden yoksun olduklarını düşündüğümüzde, bunun bizzat Bakanlık eliyle gerçekleştirilmesi tüyler ürperticidir. Üstelik ücretli öğretmenlik süreklilik arz etmediğinden, eğitim-öğretim yılı içinde bile çocuklar öğretmensiz kalabilmektedir. Torpili olan rahatlıkla ücretli öğretmen de olabilmektedir. Hal böyle olunca, ücretli öğretmenlik görevlendirmesi yaparak, okullarda verim ve kalitenin düşmesini nasıl içinize sindiriyorsunuz? Niteliksizliğe nasıl zemin hazırlarsınız?

Özellikle büyükşehirlerde ve ücra yerlerde ciddi bir öğretmen açığı olduğunu bilmiyor musunuz? 20 bin atama ile hangi yaraya merhem, hangi derde deva olacaksınız?

Bu ülkenin evlatları kahvehane köşelerinde işsiz gezerken, ailelerinden aldığı harçlığa muhtaçken, ailelerini geçindirmek için meslekleri dışında başka işlere yönelirken, 4 yıl emekle okudukları fakültelerinden mutlulukla mezun olmalarına karşın yıllarca atanamayınca psikolojileri bozulurken, bu yaşananlara nasıl kayıtsız kalırsınız?

Bir Bakan 100 bin öğretmen açığı olduğunu açık açık söylerken, buna karşın nasıl 20 bin atama yapacaklarını hem de bir marifet gibi ifade eder? Bu her şeyden eğitimin önceliklerine uygun mudur?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 16 Nisan referandum sürecinde 10 bin ek atama sözü verdiğini, hatta Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın da Ağustos ayından sonra 10 bin sözleşmeli öğretmen daha alınacağını söylediğini, atama bekleyen öğretmenlerimizin umutlarını bu ek 10 bin atamaya bağladığını ne çabuk unuttunuz? Verilen sözlerin yerine getirilmesi gerektiğinin bir nezaket olduğundan da bihaber misiniz? Atama bekleyen öğretmenler nasıl olur da 10 bin atama sözü ile ilgili muhatap bulamaz?

Milli Eğitim Bakanlığı bu soruları cevaplandırmalıdır. Çok açık söylüyoruz: 2018 yılında 20 bin değil, tam tamına 100 bin öğretmen ataması yapılmalıdır. Bu öğretmenler de ücretli ya da sözleşmeli değil, kadrolu olarak atanmalıdır. Kadrolu öğretmen ataması dışındaki istihdam türleri okullara başarıyı, kaliteyi getirmez; öğretmenlerde üretkenliğe, motivasyona yol açmaz. Ayrıca öğretmen ihtiyacı karşılanmadığı sürece de hangi sistemi getirirseniz getirin, hangi müfredatı hayata geçirirseniz geçirin, dünya ülkeleri ile rekabet edemezsiniz.”