Kılıçdaroğlu: Meclisin yetkilerinin gaspına sessiz kalmaması gerekir
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: "Bu Meclis, Milli Kurtuluş Savaşı'nı yönettiği için 'Gazi' unvanını alan bir Meclistir. Özellikle de bu nedenle bu Meclisin kendi yetkileri konusunda titiz davranması ve yetkilerinin gaspına sessiz kalmaması gerekir"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Meclisin, Milli Kurtuluş Savaşı'nı yönettiği için 'Gazi' unvanını aldığını anımsatarak, "Özellikle de bu nedenle bu Meclisin kendi yetkileri konusunda titiz davranması ve yetkilerinin gaspına sessiz kalmaması gerekir." dedi.
Kılıçdaroğlu, TBMM'nin açılışının 101. yılı ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla toplanan Genel Kurul'da grubu adına konuştu.
TBMM'nin açılışının 101. yılı ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutlayan Kılıçdaroğlu, geçen yıl 23 Nisan'da Genel Kurul'da yaptığı konuşmada Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün hangi koşullarda İstanbul'dan ayrılarak Milli Mücadele için Anadolu'ya geçtiğini aktardığını söyledi.
Kılıçdaroğlu, Atatürk'ün 24 Nisan 1920'deki Meclis oturumunda bu büyük yolculuğun başlangıcını anlattığı cümlelerinde geçen "milli vicdan" ifadesinin, TBMM'nin bizzat yürüttüğü milli mücadelenin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesini özetlediğini vurguladı.
Mustafa Kemal'e göre, milletin egemenliğinden güç alan bir iradenin, üstesinden gelemeyeceği hiçbir sorun bulunmadığına işaret eden Kılıçdaroğlu, "Tek bir insanın iradesinin yerine milli vicdanın büyük iradesini, milletin hakimiyetini tesis etmek, ülkemizin bugün içinden geçtiği sorunları çözebilmemizin de tek çaresidir." diye konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu, Meclisin 101 yıl önce bir cuma günü açıldığında, önüne koyduğu en önemli hedefin, düşmanı en kısa sürede Anadolu'dan söküp atmak olduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının, düşmanın Anadolu'dan atılması kadar önemli gördükleri bir diğer temel konu, kurtuluş mücadelesinin hukuki dayanağını oluşturmaktı. Bu nedenledir ki öncelikle devletin omurgasını belirleyen bir anayasa hazırlanmış ve TBMM'de kabul edilmiştir. 20 Ocak 1921 tarihli Teşkilatı Esasiye Kanunu, bu anlayış ve sorumlulukla hazırlanmış, 29 Ekim 1923'te kurulacak olan Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk anayasası olmuştur. Bir kişinin değil, milletin iradesi esas alındığından Teşkilatı Esasiye Kanunu'nun birinci maddesi 'Hakimiyet, bila kaydu şart milletindir.' şeklinde düzenlenmiştir. Bu düzenleme daha sonraki anayasalarda da yer almıştır."
Milli Kurtuluş Savaşı mücadelesinin bir askeri mücadele olmadığını, aynı zamanda anayasal demokrasi mücadelesi olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Bu mücadele bugün hala devam etmektedir. Bugün yürürlükte olan anayasamızda da 'Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir.' diyor. Yine Anayasamız, 'Egemenliğin kullanılması hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz.' diyor. Aynı madde 'Türk milleti egemenliğini, yetkili organları eliyle kullanır.' diyor. Sizlerin de çok iyi bildiği gibi bu organlar yasama, yürütme ve yargı organlarıdır." dedi.
- "Bu Meclisin hiçbir vesayeti üzerinde hissetmemesi gerekir"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Meclisin Milli Kurtuluş Savaşı'nı yönettiği için "Gazi" unvanını aldığını belirterek, "Özellikle de bu nedenle bu Meclisin kendi yetkileri konusunda titiz davranması ve yetkilerinin gaspına sessiz kalmaması gerekir." ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Bu Meclisin hiçbir vesayeti, hiçbir gölgeyi üzerinde hissetmemesi; kendi özgür iradesiyle çıkardığı yasalara, yürütme organının uyup uymadığını denetlemesi gerekir. Bu Meclisin, halktan toplanan vergilerin, yapılan borçlanmaların ve özelleştirme gelirlerinin nerelere, nasıl harcandığını bilmesi ve denetlemesi; yolsuzluklar konusunda çok duyarlı olması ve tüyü bitmemiş yetimin hakkını sonuna kadar kararlılıkla ve inançla savunması gerekir. Bu Meclisin, Milli Kurtuluş Savaşı sürecinde bile ülkenin Kanun Hükmünde Kararnamelerle yönetilmediğine izin vermediğini bilmesi gerekir. Bu Meclisin, Türkiye'nin en temel sorunlarını yeri geldiğinde masaya yatıran ve çözümler üreten bir sorumluluğunun olduğunu bilmesi gerekir."
TBMM'nin, insan hakları ihlalleri karşısında insandan yana en onurlu tavrı takınması ve insan hakkı ihlallerine izin vermemesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Devlette aşama aşama yok edilen liyakat sisteminin, neden yok edildiğini ve bunun topluma yüklediği maliyetleri araştırması gerekir. Bu Meclisin Anayasada yer alan 'Basın hürdür, sansür edilemez.' ilkesini, yürütme organının niçin ve nasıl ihlal ettiğini araştırması gerekir. Bu Meclisin, sayıları 10 milyonu aşan işsizler ordusunun yaşadığı sorunları ve nedenlerini araştırması ve sorgulaması gerekir." sözlerini sarf etti.
Kemal Kılıçdaroğlu, Meclisin, 21. yüzyıl Türkiye'sinde sayıları 2 milyon 538 bin öğrencinin neden EBA'ya ulaşamadığını araştırması ve sorgulaması gerektiğini ifade ederek, şöyle devam etti:
"Bu Meclisin kamu-özel iş birliği içinde yapılan döviz garantili yatırımların maliyetini ve verilen garantilerin çocuklarımıza getirdiği yükleri bilmesi gerekir. Bu Meclisin, tek kişilik hükümetin kendi vatandaşlarından, kendi ülkesinde niçin dövizle borçlandığını sorgulaması; Merkez Bankasındaki 128 milyar doların, hangi bankalarda, kimlere, hangi kur üzerinden satıldığını bilmesi gerekir. Bu Meclisin, Mersin Akkuyu'da yapılan atom santralinin sanayiciye dünyanın en pahalı elektriğini niçin satacağını ve bu pahalı alım garantisinin yabancılara niçin verildiğini bilmesi ve sorgulaması; devletin en büyük inşaatlarının adil bir ihaleyle yapılmayıp neden sadece beş firmaya, üstelik döviz garantili verildiğini ve bunun ahlaki temellerini sorgulaması gerekir."
- "Çocuklarımızın neden geleceklerini yurt dışında aradıklarını araştırması gerekir"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, TBMM'nin kamu kuruluşları ve kamu bankalarının neden sadece bazı gazete ve televizyonlara ilan ve reklam verdiğini araştırması gerektiğini belirterek, "Ve ahlaki olmayan bu davranışın nedenlerini araştırması gerekir. Bu Meclisin yürütme organının, yargı üzerinde tahakkümüne; Anayasa Mahkemesi'ne hülle ile yargıç atanmasına izin vermemesi gerekir. Bu Meclisin, gencecik çocuklarımızın neden geleceklerini yurt dışında aradıklarını araştırması gerekir. Bu Meclisin Cumhuriyetimizi, demokrasiyle taçlandırmak gibi bir görevinin olduğunu asla ve asla unutmaması gerekir." değerlendirmelerinde bulundu.
Meclis için söylediklerinin yapılmasının, TBMM'ye tarih önünde değer kazandıracağını ve bunları yapacak Meclisin halka güven vereceğini savunan Kılıçdaroğlu, böyle bir Meclis istediklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Biz hukuk sistemimizin, askeri ve sivil darbe hukukundan arındırılmasını istiyoruz. Bu, Gazi Meclisin yapması gereken temel görevlerden birisidir. Biz, hak, hukuk, adalet; milletin vekillerini millet seçsin; hangi görüşten, inançtan, kimlikten olursa olsun bütün vatandaşlarımızla bu cennet ülkede huzur içinde yaşamak istiyoruz." şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, gençlere ve çocuklara seslenerek, "Kimse umutsuzluğa kapılmasın. Allah'ın izniyle bunların tamamını yapacağız. Bu güzel ülkede huzuru ve mutluluğu sağlayacağız. Hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Her anne ve baba çocuğunu özgüven içinde okula gönderecek. Gençlerimiz geleceklerini yurt dışında değil, kendi ülkelerinde çalışarak, alın teri dökerek, kazanarak yaşayacaklardır." ifadelerini kullandı.
Başta Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere 23 Nisan 1920'de TBMM'nin açılışına yetişen ve daha sonra çalışmalara katılan milletvekillerini saygı ve rahmetle anan Kılıçdaroğlu, Kovid-19 salgınında hayatını kaybeden vatandaşlara, terörle mücadelede şehit düşen güvenlik güçlerine Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır diledi, tüm gazilerle birlikte bu salgına özveriyle çalışan tüm sağlık çalışanlarına şükranlarını iletti.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.