Kılıçdaroğlu: Akar'ın konuşması o atmosferle ilgili

Kılıçdaroğlu: Akar'ın konuşması o atmosferle ilgili

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara'nın Çubuk ilçesinde katıldığı şehit cenazesinde yaşananlarla ilgili bir grup medya temsilcine önemli açıklamalar yaptı. Kılıçdaroğlu, "Çok farklı düşünmek istemiyorum. Kalabalık var, onların dağılması lazım, do

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Habertürk Ankara Temsilcisi Bülent Aydemir'in de aralarında bulunduğu gazetecilerin sorularına şu yanıtları verdi:

GÜVENLİK ZAFİYETİ: Orada ciddi bir güvenlik zafiyeti vardı zaten. O güvenlik zafiyeti bilinçli olarak mı yaratıldı, yoksa özel güvenlik önlemi alınmadı mı, onu bilemiyorum onu zaman içinde belki biraz daha net öğrenmiş olacağız. Arkadaşlarımız cenazeye katılacağımızı koruma şubeye bildirmişlerdi.

1.5 saat kaldığımız evde Emniyet Genel Müdürü oradaydı, Jandarma Komutan Yardımcısı oradaydı, Ankara Emniyet Müdürü geldi gitti. Beraber oturduk bir süre sohbet ettik Emniyet Genel Müdürü ile...

HULUSİ AKAR'IN KONUŞMASI: O konuşmayı duymadım daha sonra ama tabi Hulusi Bey o atmosferin etkisi ile mi o konuşmayı yaptı yoksa başka bir gerekçe mi vardı onu bilemiyorum tabi. Bunu Hulusi Bey'e sormak lazım. Oradaki kalabalık, yani ben biraz öyle düşünüyorum. Çok farklı düşünmek istemiyorum. Kalabalık var, onların dağılması lazım, dolayısıyla böyle bir açıklama ile onların dağılmasını isteyebilir. Dolayısıyla o atmosferin getirdiği bir konuşma olarak yorumluyorum.

DEVLET BAHÇELİ'NİN SÖZLERİ: Şehit cenazelerine en çok katılan genel başkan benim. Orada da zaten genel başkan olarak ben vardım. Bir şehidimiz var. Şehidimizin cenazesine katılmak, aileye taziye dilemek sabır dilemek, baş sağlığı dilemek hepimizin ortak görevidir. Ben şehitleri öyle görüyorum, böyle bakıyorum. Aile ile gitmeden önce de bir şekilde temas kuruldu. Daha sonra gittim. Gittiğimde farklı bir tablo vardı, tabloyu gördük zaten orada. Birden fazla yerde görevlendirilmiş insanlar vardı. Normalde önlemlerin alınması gerekiyordu. O önlemlerin üzülerek ifade edeyim alınmadığı bir şekliyle görüldü.

DIŞARIDAN GELENLER VAR: Dışarıdan gelen çok kişi var zaten. Köy zaten küçük bir köy. Dışarıdan ciddi kalabalıkların geldiği belli. O kalabalıkların da büyük ölçüde linç girişiminde bulunmak istedikleri belli. İnsanları tahrik ettikleri de belli. Onları görüyordum zaten; görmemek mümkün değil. Bize bu yönde özel bir gelmedi.

CUMHURBAŞKANI ARAMADI: Sayın Davutoğlu'ndan, Sayın Sezer'e kadar arayanlar oldu. Sayın Abdullah Gül bir mesajla üzentilerini dile getirdi. Erdoğan'ın özel kalemi bizim özel kalemi arayarak gelişmeler hakkında bilgi almak istemişler. Dün olaydan sonra aradı. Ben henüz genel merkeze gelmemiştim. Özel kalem nasıl bir bilgi verecek ki? Bilgi alınacaksa İçişleri Bakanı'ndan alınır; orada diğer yani kendisine yakın en azından bakanları var. Bakanlardan alınır. Özel bir şey de beklemiyorum yani.

ORGANİZE TERÖR SALDIRISI: Organize, aslında bir terör saldırısı. Öyle düşünmek lazım. Yani bunu sıradan rutin bir protesto alarak düşünmemek lazım. Öyle bir olay yok zaten. Sıradan rutin bir protesto değil. Bu bir siyasetçiye karşı organize bir linç girişimi. Bunu görmemek için kör olmak lazım.

YENİ İTTİFAKLAR: O yorumların tutarlılığı yok dersek yanlış olur. Yorumların kendi içinde bir tutarlılığı var. Türkiye'nin normalleşmesini istemeyen üzülerek ifade edeyim siyasetçiler ve başka unsurlar da var. Türkiye'nin süratle normalleşmesi gerekiyor, çok ciddi sorunları var. Hem iç politikada ekonomi ağırlıklı, dış politikada ciddi sorunları var. Daha önce de ifade etmiştim; Türkiye üzerinde pazarlıklar yapılan dış politikada özellikle bir ülke haline geldi. Bir ucunda Trump var, bir ucunda Putin var. Dolayısıyla bu kadar sıkışmış bir Türkiye'nin en azından siyaset olarak ortak hareket etmeye, ortak tepki vermeye ihtiyacı var. Biz bunu her yerde söyledik. Hatta seçimlerden hemen sonra söyledik. Bizden eğer bir görüş isteniyorsa, görüşümüzü ifade edebiliriz, bilgi istenirse bilgimizi ifade edebiliriz. Sonuçta bu ülke hepimizin ülkesi. Ve ülkede huzurun egemen olmasını istiyoruz. Ama bunu istemeyen başka mecraların olduğunu, başka siyasetçiler olduğunu, çok ayrıştırıcı, çok kutuplaştırıcı, toplumda kin ve nefret tohumları eken söylemlerde bulunan siyasetçilerin olduğunu görüyoruz. Bunlar geçmişte de Türkiye ye büyük zararlar verdi; bugün de korkarım ki aynı zararları vermek için kendilerine özel bir yol haritası belirlemişler. Bu Türkiye'nin geleceği açısından sıkıntılı.İZİN VERMEMEK LAZIM: Yani başka unsurlar derken üç aşağı beş yukarı hepimiz tahmin edebiliriz yani. Türkiye de bir kaosun çıkması, Türkiye'de bir kargaşanın çıkmasını isteyen çok çevre var. Bu çevrelere izin vermemek lazım. Türkiye'nin demokratik standartlarını yükseltmesi gerekiyor. demokratik standartları yükselttiğiniz ölçüde bütün bunlardan Türkiye kurtulmuş olacaktır.

GENELGE YOLLADIK; GERGİNLİK İSTEMİYORUZ: 81 ilde bugün il başkanlarımız bir açıklama yapacaklar, sivil toplum kuruluşlarının, meslek kuruluşlarının ve siyasi partilerin temsilcileri ile beraber bir açıklama yapacaklar. O metin dün hazırlandı, gönderildi. Alanda yani sokakta bir eylem yapılmasının doğru olmadığını ifade ettik. Çünkü bu provokatörlere ciddi fırsatlar tanıyabilir. Hatta biz İstanbul'da miting varken bile orada bile onlarla temasımız oldu, hani bir infial olmasın diye. Ekrem İmamoğlu ile görüştüm. Dolayısıyla toplumu yatıştırmaya ve orada yüzbinlerce kişi var; galeyana gelip bir olay çıkmasın diye de özen gösterdik. Aslında bizim göstermemiz gerekeni devleti yönetenlerin göstermesi lazım ama devleti yönetenler oluşan riskin, büyük riskin farkında bile değiller. Ya da bunu görmezlikten geliyorlar. En büyük tehlike bu.

İÇİŞLERİ BAKANI DENİLEMEZ: Onu zaten herkes biliyor ve görüyor. Burada sorun şu onu İçişleri Bakanı olarak tanımlayalım mı, tanımlamayalım mı? İçişleri bakanı değil ki. Çünkü içişleri bakanı dediğiniz kişi Türkiye'nin huzuru için her türlü önlemi alması gereken kişidir. İçişleri bakanından beklediğimiz budur. Eğer bir kişi İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturup toplumu ayrıştırıyor, toplumu kutuplaştırıyor, toplumu düşmanlaştırıyorsa ona içişleri bakanı denmez. Onun için onu biz içişleri bakanı olarak görmüyoruz zaten. Yok öyle bir içişleri bakanı Türkiye'de. Kutuplaştırmadan, kavgadan, kandan medet uman bir kişiye içişleri bakanı denmez; onun başka bir görevi var zaten. O görevi yapıyor.

EKSTRA KORUMA TALEBİ: Talebimiz olmadı ama şunu ben görüyorum, sabah gelirken veya akşam çıkarken, korumaların elinde bazen uzun namlulu silahlar oluyor. Demek ki bir duyum alıyorlar... O duyum nedeniyle biraz daha önlemleri sıkılaştırıyorlar diye düşünüyoruz. Bazen ellerinde hiç silah yok, biz rahatlıkla gidip gelebiliyoruz. Bazen ellerinde uzun namlulu silahlar oluyor, bazen sayıları artıyor, bazen sayıları azalıyor. Büyük bir ihtimalle Emniyet Genel Müdürlüğü ile gelen duyumlar çerçevesinde aldıkları önlem, öyle yorumluyorum. Dünden bugüne gelişen bir şey yok ya da en azından benim gördüğüm bir şey yok. Benim ve arkadaşlarımın gördüğü bir şey yok.

ZIRHLI ARAÇ TALEBİ: İade ettik; epey oluyor ama. İhtiyaç duymadık. Tabi şartlar ne olur kestirmek zor. Şartlar bizi bir zırhlı araca binmeye mecbur ederse alırız. Bugün düşündüğümüz bir olay değil. Ama dediğim gibi gelişmelere bakmak gerekiyor. Gerekirse kendi güvenliğimizi kendimiz de sağlayabiliriz.

Daha önce söyledim ben bunu Fatih Camisi'nde de benzer bir olay oldu. Buradaki sadece yoğunluk daha fazla ve süre daha uzundu. Orada da olmuştu. Kurşun da atılmıştı, orada da her taraf polis kaynıyordu. Hiç kimse ya arkadaş kim bunu yaptı, hemen alıp götürelim, tutuklayalım, gözaltına alalım demedi yani. (Cenazelere gidecek misiniz?) Görevimiz neyse o görevimizi yapacağız.

ÖZEL BİR İTTİFAK ÇAĞRIM YOK: Hayır; ben daha önce hem seçimlerden hemen sonra referandumdan hemen sonra Türkiye'nin normalleşmesi gerektiğini, asıl gündemine dönmesi gerektiğini söyledim. Bu çağrıysa çağrı bu ama bunun ötesinde özel bir çağrı yok. Özel hazırlık da yok.

KUCAK AÇAN AİLE: Diyaloglar iyiydi. Aileden birisi Mansur Bey'e, diğeri de AK Parti'ye oy verdiğini söyledi, karı-koca. Biraz korktular evimiz taşlanır, yanar diye. Evin sahibi, "Fakir biriyim burayı zor bela yaptık nasıl olacak" diye paniğe kapıldı. Sonra oradaki polisler, korumalar, emniyet genel müdürü, "Meraklanma öyle bir şey olmaz" dediler. Muhammet vardı çocuğu... Muhammet ile ayrılırken vedalaştık, elimi öptü, ben de onu kucakladım. Küçük bir çocukları vardı, bir de 3 aylık bir çocukları vardı.

SALDIRININ NEDENLERİ: Siyasette rakiplerimizin ayrımcı bir dil kullanmaları, iki bu ayrımcılık hani gittikçe derinleşen ve bir anlamda kini ve öfkeyi besleyen dile dönmesi bizi en çok rahatsız eden. Bu dilin iktidar medyası bizim havuz medyası dediğimiz medya tarafından acımasızca kullanılması. Hiç düşünmediğimiz pek çok olay sanki gerçekmiş gibi oralarda günlerce söylenmesi, yayınlanması onların TV kanallarında her türlü iftiranın yapılması böyle bir garip bir dünya var karşımızda. Bu dünya var diye biz düşüncelerimizden vazgeçmeyeceğiz. Bunlar üzerimize geliyor diye kendimize çeki düzen verelim diye bir durum yok. Bizim ne söylediğimiz, ne yaptığımız belli. CHP'yi PKK ile beraber göstermek, geçen gün de ifade ettim ben iki kez güvenlik güçlerinin akrep aracına bindim; bir Şavşat'dan Ardanuç'a giderken PKK saldırısı bir de bu saldırı. Sonuçta iki saldırı arasında hiçbir fark yok. Onlar da terörist, bunlar da terörist. Efendim bunlar terörist değil bunlar protesto yaptılar değil açıkça terörist korumalar olmasa açıkça linç yapacak.

ARAŞTIRMA GRUBU KURDUK: Sopa dağıtan insanlar da vardı; görüntüler de var elimizde. Biz şimdi bununla ilgili olarak da özel bir araştırma grubu kurduk. Şu anda bizim arkadaşlarımız bütün görüntüleri izliyorlar. Tespitler yapıyorlar. Köyde bazı vatandaşlarla temasa geçtik. Onlardan gelen bilgiler var. Bütün bunların hepsini biz savcıya bırakmadık. Biz kendimiz oturup bütün bu ayrıntıları masaya yatıracağız ve göreceğiz kim nedir, ne değildir, provokatörler var, bu olayı tahrik edenler var, önde olanlar var ama arkada olan ve bizzat tahrik eden insanlar var. bunların kimlikleri kim, bunların hepsini öğreneceğiz.Benim oraya gideceğimden haberleri vardı.

Kaynak:Haber Kaynağı

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.