Bir sözde sendikanın genel başkan yardımcısı olan zat Genel Başkanımızın proje okulları yöneticileri ve görevlendirme şube müdürleri ve ilçe milli eğitim müdürlerinin sendikal dağılımıyla ilgili açıkladığı rakamlara verecek cevap bulamamış ki, konu ile ilgisi olmayan sınavla yapılan şube müdürlüğü ve okul yöneticiliği sonuçlarından bahsederek güya üyelerinin sınava çok çalışıp kazandıklarını ifade eden bir twit atmış.

Öncelikle liyakati, ehliyeti ve başarısıyla pozisyon sahibi olan tüm meslektaşlarımıza sendikası, dünya görüşü, sosyal duruşu ne olursa olsun saygımız ve hürmetimiz sonsuzdur. Ahlaki ve imani olan da zaten budur.

Türk Eğitim-Sen, yıllardır bunun mücadelesini vermektedir.

Hani o sizin, mülakat komisyonlarında çatır çatır kul hakkı yediğiniz, size biat etmeyenlere cüzzamlı muamelesi yaptığınız, her türlü insani, vicdani ve imani değeri pis ve doymak bilmez iştahınız için bozuk para gibi harcadığınız yıllar boyunca…

Verecek cevabı olmayanların çaresizliği içinde zırvalayan bu zatın anlama özürlü olduğu ya da sadece işine geleni anladığı paylaşımıyla ortaya çıkmıştır.

İşte Genel Başkanımız Talip Geylan’ın önceki gün yaptığı açıklama:

“Kendimi Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk’un yerine koyuyorum..

-940 proje okulunun 829’unun müdürü,

MEB taşra teşkilatındaki görevlendirme çalışan;

-534 şube müdürünün 434’u,

-Vekaleten görev yapan 185 ilçe müdürünün 148’i,

-Geçici görevli 28 il müdür yardımcısının 23’ü adamın sendikasının üyesi.

Ama bu ibretlik gerçeğe rağmen, muhterem karşıma oturmuş hala “Liyakat, ehliyet, adalet” nutukları atıyor(!)

Sanırım, 'değişik bir durum' diye düşünür ve aklıma atasözleri gelir:

‘Yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış’

Ya da

‘Baskın, basanındır’ “

Genel Başkanımızın bu açıklamasındaki, yazılı sınavla değil de sadece yandaş olduğu için ve hiçbir kriter gözetilmeden yapılan atamalara ve büyük çoğunluğu asaleten atanma şartlarını taşımayan ve bu yüzden görevlendirme yoluyla “şube müdürü, ilçe müdürü, il müdür yardımcısı” olarak makama tahsis edilenlerle ilgili sözlerini bu şekilde anlamak için insanın sadece kolunun değil aklının da kısa olması gerekir. Sanırım ismiyle müsemma olmak böyle bir şey!

Bu aklıkısa zat demiş ki “oturup çalışan değil de okeyde taş çalan mı kazanacak”

“Biliyorsan söyle ibret alsınlar, bilmiyorsan sus adam sansınlar” diye bir söz vardır.

İdrak ve insaf yolları tıkanmış bu muhtereme tavsiyemiz; susup ayıplarıyla oturmalarıdır. Yediğiniz kul hakları sırat köprüsünü birkaç tur atacak kadar uzadı! Yıllardır sınavlarda başarılı olan ve sizin tahakkümünüz altındaki mülakat çeteleriyle alaşağı edilen onbinlerce eğitim çalışanının ahı size yeter! Kendi üyeleri arasında dahi kast sistemi kurup ayrımcılık yapmayı yordam kabul edenlerin başkalarına nasihat vermek için yüzlerinin nasırlaşmış olması lazım.

Tekraren ve ismiyle müsemma olanların da anlayacağı basitlikte ifade ediyorum:Türk Eğitim Sen, liyakati ve ehliyetiyle hakederek ve yazılı sınavla atanan tüm eğitimcilere saygı duyar. Ancak çapsız, liyakatsiz insanların sırf mensubiyetlerinden dolayı proje okulu yöneticisi ya da şube müdürü, il, ilçe müdürü ve il müdür yardımcısı olarak atanmalarının bu ülkenin eğitimine ve eğitim çalışanlarının huzuruna ihanet olduğunu da her platformda ahlaksız sendikal anlayışın temsilcilerinin gözüne sokmaya devam edecektir.

Bu arızalı ve ahlak dışı sendikal anlayışın yöneticilerine cevabımız “Keşke okeyde taş çalsaydınız da yüzbinlerce eğitimcinin emeğini çalmasaydınız."

İsmet ÖZEL’in dediği gibi; “Bu ülkede hak yemek, sol elle yemek yemek kadar dikkat çekmedi.”

Son sözüm Genel Başkanımızın deyimiyle olsun:

“Çocuk sayılacak yıllarımızda okey oynamışlığım vardır. Bırakın taş çalmayı, inanın, acemilikten sağ tarafıma çok okey vermişliğim vardır. Okeyde taş çalan muzip arkadaşlarım da olmuştur. Ama Rabbime hamd olsun, hak çalan, çekirdek çitler gibi çatır çatır kul hakkı yiyenlerle hiç yolum kesişmedi!”

Mehmet Yaşar Şahindoğan

Türk Eğitim Sen Genel Başkan Yardımcısı