Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Şükrü Kolukısa, kuruldukları günden beri özgün bir duruş sergilediklerini belirterek, “Her zaman özgün bir duruşumuz, millet adına kaygılı bir anlayışımız, iyiliğin ve kardeşliğin bu ülkede yeşermesi için bir mücadelemiz oldu. Biz adaleti herkes için bir teminat bildik; her zaman mazluma kol kanat gerdik, nerede bir mazlum ve mağdur varsa, acının ve gözyaşının rengi olmaz diyerek el uzattık. Hakkın ikamesi için nefes tükettik, hakikat için bedel ödeyip, çile çektik. O yüzden bizler aynı devasa gövdenin üzerinde birbirine kenetlenmiş elleriz” dedi.

Bartın ve Zonguldak şubelerinin il divan toplantılarında konuşan Şükrü Kolukısa, devletin, iş güvencesi kaygısıyla kullanışlı insanları değil, iş güvencesiyle verimli hizmetleri öncelemesi gerektiğini ifade ederek, şunları söyledi:

“Bugün bazı siyasilerin gündeme getirmeye çalıştıkları iş güvencesi mevzusu, seçim beyannamesinde yer almamışken, henüz hükümet kurulmamış ve hükümet programı açıklanmamışken, seçim öncesi verilen vaatlerle ilgili hiçbir cümle sarf edilmemişken, milyonlarca insanı huzursuz edecek, kaosa kapı aralayacak söz ve eylemlerden uzak durulmalıdır. Memurların daha verimli çalışmaları için performans değerlendirmesi, denetim, teşvik gibi onlarca yol varken, bütün bir çalışma kültürünü yok edecek bu ham anlayıştan vazgeçilmelidir. Malum yapının temizlenmesiyle ilgili elverişli bir zemin hazırlamak düşüncesi, kurunun yanında yaşı da yakmak fütursuzluğunu doğurabilir. Devletin içine sızarak kadrolara sinmiş virüslerin temizlenmesi için büsbütün ülkenin yakılması hiç akılcı değildir. Siyasi kamplaşmaların çetin çarpışmalara neden olduğu ülkemizde yeri geldiğinde bahaneler delil muamelesi görür, masum insanlardan mağdurlar ordusu oluşur.”  

“4/B’liler kadroya alınmışken, 4/C’li çalışanlara toplu sözleşmede kadro çalışması yapılması kararı alınmışken, taşeron işçilere kadro sözü verilmişken, bu gidişatın tam tersine kökten bir değişiklik, üzerinde düşünülmemiş, sonuçları hesaplanmamış bir maceradır” diyen Kolukısa, “Devlet istihdamı artırmalı, güvenceyi sağlamalı, patron mantığıyla hareket etmek yerine kendi memuruna kol kanat germeli, eksiklikleri denetleme ve disiplin yoluyla telafi etme yoluna gitmelidir. Baronlara dokunulmayan bir düzende memura kimse musallat olmamalıdır” şeklinde konuştu.

İnsan özgürlüğüne boyunduruk takan kadük yönetmeliği tanımıyoruz

Darbe döneminin tortusu, insan benliğini hiçe sayan, özgürlüklere boyunduruk takan, eğitim çalışanlarını ‘ne giyeceğine karar veremeyen bir birey’ gören çağ dışı yönetmelik değiştirilinceye kadar serbest kıyafet eylemine devam edeceklerini vurgulayan Kolukısa, “Öğrenciye serbest kıyafet hakkının verildiği, öğrenciyi eğiten kişiye ise ‘sen ne zaman ne giymen gerektiğine karar veremezsin’ muamelesinin yapıldığı bir sistem sorunlu ve çelişkilidir. Mayıs sıcağının hatırının öğretmenin hatırından daha fazla sayıldığı sistem öğretmene kıymet vermeyen bir sistemdir. Yaklaşık dört yıldır devam ettirdiğimiz eylemlilik sürecinde hiçbir olumsuzluk yaşanmamışken, bunu görmezden gelmek işi savsaklamak; eski Türkiye mantığıyla yöneticilik yapan Yalova Valisine, Denizli Valisine, Yıldızeli Kaymakamına, Muş Valisine, eğitimcileri arkadaşlarının ve öğrencilerinin gözünün önde azarlatmak ve küfre maruz bırakmaktır. Metal İşleri gibi atölye derslerinde takım elbiseli kaynak öğretmeninin tuhaflığını, bir sınıf öğretmeninin takım elbiseyle beden eğitimi dersi yapmasının şekilselliğini görmezden gelmektir. Tüm bunlar, eğitimcilerin enerjisini derslerine vererek verimlilik üretmek yerine boyun bağıyla onları oyalamaktır” ifadelerini kullandı.

Toplantılarda Bartın Şube Başkanı Muhammet Akça ve Zonguldak Şube Başkanı Sadettin Dede birer konuşma yaparak, katılımcılara sendikal çalışmaları hakkında bilgi verirken, Zonguldak Milletvekili Faruk Çaturoğlu ve Memur-Sen Zonguldak İl Temsilcisi Kamuran Aşkar da birer selamlama konuşması yaptılar.