Karneler kimin? Öğrencinin mi, velinin mi, Bakan’ın mı?

Karneler kimin? Öğrencinin mi, velinin mi, Bakan’ın mı?

Karneler kimin? Öğrencinin mi, velinin mi, Bakan'ın mı?

Milyonlarca öğrenci ve öğretmen yarı yıl tatiline girdi. Dün akşam pek çok evde, zayıflar yüzünden fırtınalar koptu. Birçoğunda da sevinç vardı. Takdirli, teşekkürlü, zayıfsız karnesi olanları canı gönülden kutluyoruz. Kırığı olanlar da hiç üzülmesinler. Bu maçın daha ikinci yarısı var ve daha hiçbir şey bitmiş değil. Üç, beş zayıf da olsa rahatlıkla kurtarılır. Yeter ki, ikinci yarıya daha moralli başlayın...

Sınıfta bırakmak çözüm mü?
Her yıl yüz binlerce öğrenci sınıf tekrarı yapıyor. Bir o kadarı da, eğitim sisteminin dışına itiliyor. Öğrencilerin yarıdan fazlasının karnesinde kırık var.
Peki, tek suçlu derslerine yeterince çalışmayan öğrenciler mi?
Eğitim sisteminin, öğretmenlerin, velilerin, eğitime yön verenlerin, bu kırıklarda hiç mi payı yok?
Eğer varsa, fatura neden sadece öğrencilere çıkıyor?..
Yediden yetmişe hepimizin şikâyetçi olduğu bu çarpık eğitim sisteminin faturası, neden herkese değil de sadece öğrencilere ödettiriliyor?
Öğrencileri sınıfta bırakarak, sistem dışına iterek, iyilik mi yapıyoruz yoksa kötülük mü?
Çalışanla, çalışmayan elbette ayırt edilmeli. Ama bunun yöntemi çalışmayanı cezalandırma yerine çalışanı ödüllendirme şeklinde olmalı.
Ceza yerine, ödüllendirmeye yönelik bir eğitim modeli, şimdi değil de ne zaman gelecek?..

Bakan beyin mesajı
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, 2011-2012 Eğitim Öğretim Yılı Yarı Yıl Tatili Mesajı’nda sadece öğrencilere değil, öğretmen ve velilere de seslendi. Çarpıcı önerilerde bulundu. Oların da Sayın Bakan’a mesajları var. İsterseniz gelin önce Dinçer’inkine bir göz atalım:
Değerli öğretmenler: Bilgi çağının nitelikli bireylerini yetiştirecek olan öğretmenlerimiz her şeyden önce değişime ve dönüşüme açık olmalıdır. Bunun yanında etkili iletişim becerilerine ve yaşam boyu öğrenme becerisine sahip olmak, disiplinler arası bağlantı kurabilmek, teknoloji okur-yazarı olmak, kendi değerlerini ve evrensel değerleri içselleştirmiş olmak günümüz öğretmeninden beklenen niteliklerdir. Ama hepsinden önemlisi öğrencilerinize “insan sıcaklığını”, onlara verdiğiniz sevgi ve değeri etkili bir şekilde hissettirebilmektir.
Değerli veliler: Cesareti kırılmış, özgüveni zedelenmiş bir çocuğun hayatı boyunca hatırlayacağı olumsuz etkiler, telafisi her zaman mümkün olan karne notlarından daha önemlidir. Bu düşüncelerle çocuklarınızla birlikte sağlıklı, mutlu ve güzel bir tatil geçirmenizi diliyorum.
Sevgili öğrenciler: Yönelimleriniz, yetenekleriniz doğrultusunda kendinizi geliştirmenizin imkânlarını çoğaltmak ve daha nitelikli eğitim almanızı sağlamak için attığımız adımlara, sizlerin de çok çalışarak, kendinizi her bakımdan yetiştirerek karşılık vereceğinize ve ülkemizi güzel bir geleceğe taşıyacağınıza inancımız sonsuz. Bu tatil dönemini dinlenmenin yanı sıra kitap okuyarak, zamanınızı kültür, sanat ve spor aktiviteleriyle değerlendirerek geçirmeniz umuduyla; tüm öğretmenlerimize, öğrencilerimize ve velilerimize sağlıklı, mutlu bir tatil diliyorum.
Bakan Dinçer’le öğretmenlerin arası görünen o ki kolay kolay düzelmeyecek, tatil mesajında bile uyarı var. Değişime ve dönüşüme açık olmalılar derken, sanki aksi bir durum söz konusuymuş izlenimi doğuyor. Normal dönemlerde olsa o kadar alıngan değiller. Ama son dönemlerde, en olumlu mesajlarda bile tam tersi bir algılama söz konusu olabiliyor.

Karşı mesajlar
Öğretmenler, Bakan Dinçer’den, ısrarla empati yapmasını istiyorlar. Onun kendilerine önerdiği değişim ve dönüşümü, kendisinin de hayata geçirmesini bekliyorlar...
Öğrencilerin Bakan beyden beklentileri de fazla değil, sadece kendi önerdiği yetenekleri geliştirecekleri bir sistemi ve huzur bulacakları bir ortamın hazırlaması yeter de artar.
Ayrıca, eğer tatil dinlenme içinse, dershaneler yarı yıl tatilinde niye açık ve hızlandırılmış kurslar niye var diyorlar!..
Veliler ise karnelerde bir sorun varsa bu hepimizin hatası görüşündeler. Sistemin sürekli değişmesinin öğrencileri de, kendilerini de fazlasıyla etkilediğini ve buna artık bir son verilmesi gerektiğini vurguluyorlar.
Yeni açılımlara evet ama yaz-boza hayır görüşündeler...
Özetin özeti: Karne ve yarı yıl tatilinin bile eski keyfi kalmadı...
 

Abbas GÜÇLÜ-Milliyet

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.