Kamudaki ek gösterge sorunu çözüm bekliyor
Memur maaşlarının önemli bir kalemi olan ek gösterge, hem görev ücretini hem de emekli maaşını önemli oranda belirlemektedir. Her ne kadar 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte kısmen önemini yitirse de 5434 sayılı Kanuna tabi olan memurlar...
Ahmet Ünlü
Bu bağlamda, 6487 sayılı Kanun ile 657 sayılı Kanunun ek gösterge cetvelinde düzenleme yapılmış ve daire başkanları ile grup başkanlarının ek göstergesi 3000'den 3600'e çıkarılmıştı. Bu değişiklikle birlikte genel müdür yardımcılarıyla daire başkanlarının ek göstergeleri eşitlenmiştir. Her ne kadar genel müdür yardımcılarının makam tazminatları ile 375 sayılı KHK'daki ücret ve tazminat göstergeleri daire başkanlarından daha yüksek belirlenmiş olsa da ek gösterge açısından ciddi bir sıkıntı oluşturmuştur.
Değişiklik sonrası benzer sorunlar üniversitelerde de oluşmuştur. Bu düzenlemeden sonra, hiyerarşik olarak üst pozisyonda olan Genel Sekreter Yardımcılarının 3000 olan ek göstergeleri Daire Başkanlarının ek göstergelerinin altında kalmıştır. Bu durumun normal olmadığı izan sahibi herkesin malumudur. Benzer durumların birçok unvanda olduğu da bilinen gerçekler arasındadır. Yani amir durumunda olan birçok personelin ek göstergesi emrinde çalışan personelin ek göstergesinden daha düşük haldedir.
Sonuç olarak çok detaylı çalışmalara dayanmadan yapılan ek gösterge değişiklikleri birçok yapıyı bozmaktadır ve istenmeyen sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla yapılan yeni düzenlemeler neticesinde 657 sayılı Kanunun ek gösterge cetvelinin yeniden ele alınması kaçınılmaz hale gelmiştir.
* Bazı bölge ve il müdürlerinin emekli maaşı memurlarla aynı mı?
Yukarıda da belirtmiş olduğumuz üzere, ek gösterge emekli maaşında çok önemli bir yere sahiptir. Hem ek gösterge tutarı maaş katsayısıyla çarpılarak emekli maaşına eklenmekte hem de emekli maaşı hesabında ek göstergeye bağlı olarak en yüksek devlet memuru maaşının belirli bir oranında ilave yapılmaktadır. İşte bu nedenle ek gösterge memurlar açısından oldukça önemlidir.
Bu çerçevede, 5434 sayılı Kanuna tabi bazı bölge ve il müdürlerinin ek göstergeleri 3000 göstergeye tekabül ettiği için bunların emekli maaşları ile memur olarak emekli olanların emekli maaşları arasında hemen hemen hiçbir fark kalmamıştır.
Konuyu somutlaştırmak gerekirse; 25 yıllık hizmeti olan 3000 ek göstergeli bir il müdürü veya bölge müdürü 2.301 TL emekli maaşı 73.763 TL emekli ikramiyesi alırken 2200 ek göstergeli bir memur 2.237 TL emekli maaşı ve 71.709 TL emekli ikramiyesi alacaktır. Görüleceği üzere, her iki unvan için emekli maaşı farkı 64 TL'dir.
Ancak, il müdürünün emrinde çalışan bir mühendis ise ek göstergesinin 3600 olmasından dolayı 2.806 TL emekli maaşı ve 89.939 TL emekli ikramiyesi alacaktır. Her halde izan sahibi herkes bu işte bir gariplik olduğunu düşünür.
* Davayı kaybedersem hangi kadroya atanırım?
.... Milli Eğitim Müdürlüğünde 652 sayılı KHK'nin geçici 12/c "Maarif müfettişi ve maarif müfettiş yardımcısı kadrolarının herhangi bir sebeple boşalması halinde bu kadrolar hiçbir işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır" maddesi gereğince şahsa bağlı kadrodayım. Bakanlık müfettişliği mülakatına katıldım. Başarılı olduğum halde kadro yetersizliğinden atanamadım. Ben de idare mahkemesine soru sorulmayan ya da bakanlığın başarısızlığımı ispat edemediği yerlerden kırdığı puanların iptali ve mülakat kılavuzunda öngörülen puan olarak kabul edilmesi için dava açtım. İdare mahkemesi lehime yürütme durdurma kararı verip bakanlığa müfettiş olarak atansam, davayı esastan ya da istinafta kaybetsem geri atamam geçici 12/c maddesine göre maarif müfettişliğine mi yoksa öğretmen olarak mı atanırım?.
2577 sayılı Kanun gereğince yargı kararlarının idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçememek üzere işlem yapılması gerekmektedir. Ancak, ilk derece mahkemeler tarafından verilen kararların aksi yönde temyiz mahkemelerince karar verilebilmektedir. Bu halde önceki kadronun şahsa bağlı olduğu ve boşaldığı için de tekrar atama yapılamayacağı yönünde karar alınarak işlem yapılırsa yargı kararları bu işlemi bozacaktır. Çünkü, yargı karaları gereğince şahsa bağlı kadroların iptali ile diğer nedenlerle iptali arasında önemli bir fark vardır. Yani KHK'da geçen "...şahsa bağlı kadroların herhangi bir sebeple boşalması halinde bu kadrolar hiçbir işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır." İfadesi yargı kararı uygulamasında geçerli değildir. Aksi yönde yapılacak işlemler hakkında idari yargıda hakkınızı arayabilirsiniz.
* Sayıştay kararlarını uygulamamanın yaptırımı nedir?
Sayıştay kararını resmi kurumlar uygulamak zorunda mıdır? Uygulama olmasa ne yapmalıyım?
Sorunuz tam anlaşılmamakla birlikte benzer bir konuda Sayıştay kararı varsa ve kurumların yetkilileri bu kararı bilmesine rağmen aksi yönde işlem yapıyorlarsa sonuçlarına katlanırlar. Devlette işler yavaş işlese de eninde sonunda hesap soran birileri her zaman çıkmıştır. O yüzden ileride tazminle karşılaşmamak için Sayıştay kararları doğrultusunda işlem yapılmasını öneririz.
YeniŞafak
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.