Kamu-Sen'den Maliye Bakanlığına Sıkı Markaj
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk ve Türkiye Kamu-Sen Yönetim Kurulu üyeleri Maliye Bakanı Naci Ağbal'a hayırlı olsun ziyaretinde bulundu.
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk ve Türkiye Kamu-Sen Yönetim Kurulu üyeleri Maliye Bakanı Naci Ağbal'a hayırlı olsun ziyaretinde bulundu.
KONCUK: EKONOMİK VE MALİ SORUNLARIN ÇÖZÜMÜNÜ HEYECANLA BEKLİYORUZ
Genel Başkanımız İsmail Koncuk Bakan Ağbal'a yeni görevinde başarılar dilerken kamu çalışanlarının yığınla çözüm bekleyen sorunları olduğunu, bunların başında da özellikle mali konuların geldiğine vurgu yaptı. Koncuk, "Yeni görevinizin hayırlı ve uğurlu olmasını diliyoruz. Yıllardır Maliye Bakanlığı içerisinde çeşitli görevlerde bulunan ve kurumu yakından tanıyan bir şahsiyetin bugün Maliye Bakanı olarak en tepe noktada görev yapacak olması bizleri memnun etmiştir.
Ülkenin ve kamu çalışanlarının beklentileri ortadadır. Özellikle kamu çalışanlarının yığınla bekleyen sorunları içerisinde başlıca sorunların ekonomik ve mali alanda olduğunu biliyoruz. Bunların çözümü noktasında Maliye Bakanlığı’nın alacağı tedbirler ve atacağı adımları heyecanla bekliyoruz” dedi.
Genel Başkanımız İsmail Koncuk, Maliye çalışanları ve çalışma hayatının çözüm bekleyen öncelikli sorunlarının yer aldığı bir raporu da Maliye Bakanı Ağbal’a sundu.
NACİ AĞBAL: ZİYARETİNİZDEN MEMNUNİYET DUYDUM
Maliye Bakanı Naci Ağbal ise, Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk ve Yönetim Kurulu Üyelerimizin ziyaretinden büyük memnuniyet duyduğunu belirterek, gündeme getirilen tüm sorunların takipçisi olacağını belirtti. Bakan Naci Ağbal, konfederasyonumuza çalışmalarında başarılar diledi.
Maliye Bakanı Naci Ağbal’a gerçekleştirdiğimiz ziyarete, Türkiye Kamu-Sen Genel Sekreteri ve Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, Türkiye Kamu-Sen Genel Teşkilatlandırma Sekreteri ve Türk Büro-Sen Genel Başkanı Fahrettin Yokuş, Türkiye Kamu-Sen Genel Mevzuat Sekreteri ve Türk Enerji-Sen Genel Başkanı Mehmet Özer, Türkiye Kamu-Sen Genel Basın Sekreteri ve Türk Haber-Sen Genel Başkanı Sedat Yılmaz, Türk Kültür Sanat-Sen Genel Başkanı Hasan Hüseyin Yılmaz’da katıldı.
4/C’Lİ GEÇİCİ VE DEĞİŞİK ADLAR ALTINDAKİ SÖZLEŞMELİ PERSOEL İLE LİSANS MEZUNU KAMU İŞÇİLERİNİN KADROYA GEÇİRİLMESİ
Toplu sözleşme görüşmelerinde üzerinde çalışma yapılması konusunda karar alınan 4/C’li ve sözleşmeli personel ile kamu işçilerinin kadroya geçirilmesine ilişkin olarak yaşanan gelişmeler hakkında kamuoyunun yeterince bilgi sahibi olamadığı görülmektedir. Bu çerçevede, taşeron çalışanları da kapsama dâhil edilerek tüm konfederasyonların içinde yer aldığı bir komisyon oluşturulmalı ve çalışmalar ivedilikle tamamlanarak söz konusu personelin kadroya geçirilmesi sağlanmalıdır.
İŞTE İLETİLEN TALEPLER:
Kamu istihdamının daha güvenli bir yapıya kavuşturulması ve sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi amacıyla aşağıdaki talepler dikkate alınmalıdır:
- 657 sayılı Kanunun 4. maddesinin “B” ve “C” fıkraları kapsamında istihdam edilen personel ile 5393 sayılı Kanun gibi diğer mevzuat hükümlerine göre sözleşmeli, geçici, vekil adları altında çalışan personelin ve usta öğreticilerin tamamı ilgili kanunun 4. maddesinin “A” fıkrasında çalışan kadrolu memur olarak değerlendirilmelidir.
- Bununla birlikte geçici işçiler ile 4. maddenin “D” fıkrası kapsamında kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan üniversite ve yüksekokul mezunu kamu işçileri de talepleri halinde bir defaya mahsus olarak memur kadrolarına atanmak üzere ilgili maddenin “A” fıkrası kapsamında değerlendirilmelidir. Böylelikle kamuda personel statüleri memurlar ve kamu işçileri olarak belirlenmeli, güvencesiz ve esnek istihdam modelleri Kanundan çıkarılmalıdır.
- İdari hizmet sözleşmesi ile istihdam edilen personelin tabi olduğu kanuna ait karmaşaya son verilmeli, hukuki statüleri belirlenmeli, sözleşme metninin 101. Maddesinde, sözleşmeli personelin işten çıkarılmasını tamamen idarenin keyfine bırakarak iş güvencesini yok eden hüküm çıkarılmalıdır.
- TCDD Genel Müdürlüğü makinist, tren teşkil memuru, mühendis gibi ve özelleştirme kapsamındaki kuruluşların bünyesinde devletin asli ve sürekli görevlerini ifa eden personelin Anayasaya aykırı bir şekilde işçi unvanı ile istihdam edilmesi uygulamasına son verilmeli, söz konusu personel memur kadrosuna geçirilmelidir.
- 657 sayılı Kanunun 5. madde metni Kanunun 4. maddesinde yapılacak değişikliğe paralel olarak “Bu Kanuna tabi kurumlar, dördüncü maddede yazılı iki istihdam şekli dışında personel çalıştıramazlar.” şeklinde değiştirilmelidir.
- Kamuda, iş güvencesiz vekil memur çalıştırılmasına imkân sağlayan 657 sayılı Kanunun 86. maddesinin 1. paragrafındaki “veya açıktan” ibaresi ile 3. ve 4. paragrafları madde metninden çıkartılmalı, vekil imam ve benzeri çalışanlar kadroya geçirilerek kamuda iş güvencesi olmayan vekil personel çalıştırılması uygulaması son bulmalıdır.
- Devletin asli ve sürekli görevlerinin yalnızca kadrolu memurlar eliyle gördürülmesi sağlanmalı, taşeronlaşma ve hizmet alımı uygulamasına son verilmelidir.
- Aynı konu hakkında farklı kurumlar için çıkarılan yönetmeliklerdeki uyumsuzluklar kaldırılarak aynı konudaki bütün yönetmeliklerin aynı şartları taşıması sağlanmalıdır.
SÖZLÜ SINAV İLE MEMUR ALIMINA VE STAJYERLİKLERİN SINAVA BAĞLI OLARAK KALDIRILMASINA SON VERİLMESİ
- Son günlerde birçok kamu kurum ve kuruluşunun yeni memur alımlarında ya KPSS sınavından yeterli puan alma şartı istemediği ya da KPSS puanını düşük tutarak sözlü sınavla personel aldığı görülmektedir. Sözlü sınavın ne derece objektif uygulanacağı tereddütler oluşturduğu gibi kamu personeli seçme sınavının da önemini ortadan kaldırmaktadır. Bu bakımdan kamuya alınacak personelin seçiminde sözlü sınav istisna hale getirilmeli, KPSS kamuya girişlerde temel kriter olarak kullanılmalıdır.
- Öğretmenlerin stajyerliklerinin kaldırılması yeniden düzenlenmeli, yazılı ve sözlü sınav kaldırılmalı, sadece performans değerlendirmesi esas alınmalı ayrıca 1. yıl başarısız olanlara 2. yıl bir hak daha verilmelidir.
2015 YILINA İLİŞKİN ENFLASYON FARKI HESABINDAKİ YAPILAN DEĞİŞİKLİK NEDENYLE ORTAYA ÇIKAN ZARARLARIN TELAFİSİ
Bilindiği üzere; 2013 yılında imzalanan toplu sözleşmenin 7 nci maddesi ile 2015 yılında kamu görevlilerine ve emeklilerimize öngörülen kümülatif zammın üzerinde bir enflasyon oluşursa, enflasyon farkı ödenmesini hükme bağlamıştır. Buna göre 2015’de enflasyonun, memurlara öngörülen artışın, (% 3+%3) kümülatif toplamı olan yüzde 6,1’i aşması halinde memurlara enflasyon farkı ödenmesi kararlaştırılmıştır.
14 Ağustos 2013 Tarih, 28735 Sayılı Resmi Gazete
“Enflasyon farkı ödemesi
Madde 7- (1) Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan 2003=100 Temel Yıllı Tüketici Fiyatları Endeksinin;
ç) 2015 yılı Aralık ayı endeksinin 2014 yılı Aralık ayına göre oniki aylık değişim oranının 5 inci maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarında 2015 yılı için öngörülen kümülatif artış oranını aşması halinde 5 inci maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarında yer alan katsayılar, sözleşme ücreti artış oranları ile ücret tavanları, söz konusu altı aylık veya oniki aylık dönemlere ilişkin enflasyon rakamının ilan edildiği ayın 1'inden geçerli olmak üzere aşan kısım kadar artırılır.”
Ancak, Memur-Sen 2015 yılında iki yıl önce kendi imzaladığı toplu sözleşme hükmünün memurlar aleyhine değiştirilmesine göz yummuştur. Öyle ki, 2015 toplu sözleşmesinde memurların enflasyon farkı alabilmesi için 2015 yılı enflasyonunun memurlara yıl içinde verilen yüzde 3 ilk altı ay zammı, yüzde 1,76 ilk altı ay enflasyon farkı ve yüzde 3’lük ikinci altı ay zammının kümülatif toplamı olan yüzde 7,9’u aşması hükme bağlanmıştır.
23 Ağustos 2015 Tarih, 29454 Sayılı Resmi Gazete
“Enflasyon farkı ödemesi
Madde 8- (1) Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan 2003=100 Temel Yıllı Tüketici Fiyatları Endeksinin;
a) 2015 yılı Aralık ayı endeksinin 2014 yılı Aralık ayına göre oniki aylık değişim oranının aynı dönem için verilen kümülatif artış oranını aşması halinde 5 inci maddenin birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkralarında yer alan katsayılar, sözleşme ücreti artış oranları ve ücret tavanları ile 7 nci maddede yer alan ortalama ücret toplamı üst sınırı, söz konusu oniki aylık veya altı aylık dönemlere ilişkin enflasyon rakamının ilan edildiği ayın 1'inden geçerli olmak üzere aşan kısım kadar artırılır.”
Hal böyle olunca 2013 toplu sözleşmesine göre enflasyonun yüzde 6,1’i aşması halinde enflasyon farkı alacak olan memur ve emeklilere yeni toplu sözleşme ile enflasyonun yüzde 7,9’u aşması durumunda enflasyon farkı verileceği belirtilmiştir. Böylece memur ve emekliler, yüzde 1,8 zarara uğratılmıştır.
Bu noktada 4866 sayılı Kanunun, toplu sözleşmenin yapıldığı yılı takip eden iki yılı kapsayacağına ilişkin 28 inci madde hükmünün ihlal edildiği ve yürürlükteki bir toplu sözleşme maddesinin, yetki ve kapsam dışına çıkılarak yeni bir toplu sözleşme ile değiştirildiği görülmektedir. Böyle bir uygulamanın halkın yararını öncelik olarak gören ve hukukun üstünlüğüne dayanan sosyal hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığı açıkken, ne sendikacılıkta ne de toplu sözleşme mevzuatında bir karşılığı da yoktur.
Dolayısıyla Kanuna ve hukuka aykırı bir şekilde kamu görevlilerimiz adına imzalanmış bir toplu sözleşme ile müktesep hak haline gelmiş olan bir konunun, toplu sözleşme uygulanmakta iken değiştirilerek memur ve emeklilerimizin zarara uğratılma gerekçesi, Maliye Bakanlığı yetkilileri tarafından da açıklanmak zorundadır.
2015 yılı enflasyonu yüzde 8,81 olarak açıklanmış; buna göre, memur ve emeklilere 2015 yılı toplu sözleşmesinde kararlaştırılan enflasyon hesabı üzerinden yüzde 0,91 oranında enflasyon farkı ödenmiştir. Toplu sözleşme görüşmelerinde 2013 yılında karar altına alınan enflasyon farkı tanımının değiştirilmeden uygulanması durumunda ise uygulanan enflasyon farkının yüzde 0,91 değil yüzde 2,71 oranında olacağı, böylece memur ve emeklilerin 2013 yılı toplu sözleşmesi ile elde ettikleri yüzde 1,8’lik enflasyon farkı hakkının ellerinden alındığı görülmektedir.
Bu bakımdan mutlak surette hak gaspına mani olunmalı ve hukuk devleti ilkesi işletilmelidir. Aksi halde bundan sonra imzalanan toplu sözleşmelerin hiç bir güvenilirliği kalmayacak, uygulanabilirliği de ortadan kalkacaktır. Kaldı ki, bu durum düzeltilmediği takdirde, 2017 yılına ilişkin enflasyon farkı hesabının ya da bir başka toplu sözleşme hükmünün de bir sonraki toplu sözleşmede değiştirilmeyeceğinden kimse emin olamaz.
- Haksızlığın giderilmesi adına derhal memur ve emeklilerimizin maaşının yüzde 1,8'inin ellerinden alınmasına yol açan bu hükmün yarattığı tahribatın önlenmesi adına memur ve emeklilere yüzde 1,8 daha enflasyon farkı zammı verilmelidir.
ÜCRETLERİN ADİL BİR ŞEKİLDE VERGİLENDİRİLMESİ
- Kamu görevlileri ve KİT personeli ile sözleşmeli personelin gelir vergisi kesintilerinden dolayı yaşadığı adaletsizliğin ve mağduriyetin giderilmesi adına 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 23. maddesine bir fıkra eklenerek Devlet memurlarına ödenen taban aylık tutarının Gelir Vergisi’nden muaf tutulması sağlanmalı, diğer sözleşmeli personelin de vergi matrahlarından aynı tutarda indirim yapılmalıdır.
- Personele ödenen döner sermaye, ek ders ve fazla mesailerden Gelir Vergisi kesilmesi uygulamasına son verilmelidir.
ÖZEL HİZMET TAZMİNATINA İLİŞKİN SORUNLARIN ÇÖZÜLMESİ
2015 yılı toplu sözleşmesinde bazı personelin özel hizmet tazminat oranları artırılırken aynı kapsama giren personelin bir kısmının bu uygulamaya dâhil edilmediği görülmüştür. Bu bakımdan:
- 2016 ve 2017 yıllarını kapsayan toplu sözleşmenin kamu görevlilerinin geneline yönelik hükümlerinin 30. maddesi ile getirilen özel hizmet tazminatı artışından birim müdürü, birim müdür yardımcısı, sivil savunma uzmanı ve başuzman pozisyonunda görev yapanlar da yararlandırılmalıdır.
Ayrıca;
- Özel hizmet tazminat oranları kurum farkı gözetilmeksizin unvan bazında artırılarak eşitlenmelidir.
- 657 sayılı Kanunun 152. maddesinde yapılacak düzenleme ile Genel İdare Hizmetleri ve Yardımcı Hizmetler Sınıfına mensup personelin özel hizmet tazminatları eğitim durumu ve kadro pozisyonu gözetilerek yükseltilmeli ve en düşük özel hizmet tazminat oranı %65 olarak belirlenmelidir.
- Bütün memurlar için Kanunda tespit edilmiş olan Özel Hizmet Tazminatı oranlarının tamamına 21’er puan eklenerek tüm memurların Özel Hizmet Tazminatlarının artırılması sağlanmalıdır.
- Kurumlarda her ne ad altında olursa olsun uzman kadrosunda görev yapan bütün memurlar maddenin II no.lu “Tazminatlar” başlıklı kısmının “A- Özel Hizmet Tazminatı” fıkrasının “h” bendine eklenmelidir.
- 6111 sayılı Kanunla ihdas edilen (SGK Denetmenleri gibi) Denetmen kadrolarında görev yapan memurlar, 657 sayılı Kanunun 152. maddesinin “II-Tazminatlar” bölümünün “(A) Özel Hizmet Tazminatı” fıkrasının (h) bendinde yer alan özel hizmet tazminatından emsal nitelikteki kadrolarda olduğu gibi yararlandırılmalıdır.
- Ekonomist, Kimyager, Fizikçi, Programcı ve Çözümleyici unvanlı memurların özel hizmet tazminatı oranları ve ek gösterge rakamları, Teknik Hizmetler Sınıfında yer alan Mühendis kadrolarıyla eşitlenmelidir.
EK ÖDEMELERDEKİ ADALETSİZLİKLERİN GİDERİLMESİ
- 2015 yılında imzalanan toplu sözleşme ile 4/C’li personele 1800 gösterge rakamının memur maaş katsayısı ile çarpımı tutarında yaklaşık 150 TL ek ödeme verilmesi kararlaştırılmışken, daha önce yargı yoluna başvuran personele 550 TL ek ödeme ödenmesine hükmedilmiştir. Bu durumda toplu sözleşmede 4/C’li personelin hakları kısıtlanmıştır. Bu bakımdan ortaya çıkan bu adaletsizlik yargı kararlarına uygun bir şekilde giderilmeli, söz konusu personele 6620 gösterge rakamının memur maaş katsayısı ile çarpımı tutarında ek ödeme verilmelidir.
- 2016 ve 2017 yıllarını kapsayan toplu sözleşmenin kamu görevlilerinin geneline yönelik hükümlerinin 32. maddesi ile getirilen ek ödeme artışından müdür yardımcısı, teknik şef, teknik uzman pozisyonunda görev yapanlar da yararlandırılmalıdır.
- 666 sayılı KHK ile getirilen ek ödeme artışında mağdur edilen din görevlisi ve hekim dışı sağlık personelinin ek ödeme oranları 50 puan;
- Şefler ile müdürler arasındaki maaş farkının kapatılması için şef unvanlı personelin ek ödeme oranları 45 puan;
- 666 Sayılı KHK ile düşük oranda artış getirilen Genel İdare Hizmetleri Sınıfında görev yapan memurlarla, Yardımcı Hizmetler Sınıfı personeli, memur, müdürler ile maarif müfettişlerinin ek ödeme oranları 25 puan artırılmalıdır.
- Döner sermayesi olmayan kurumlarda görev yapan kurum doktorlarının ücretlerinin Sağlık Bakanlığı’ndaki emsal doktorlarla eşitlenmesi için söz konusu personelin ek ödeme oranları 100 puan yükseltilmelidir.
- Üniversite hastanelerinde akademik personel döner sermaye ve ek ödeme uygulamasından birlikte faydalanırken, idari personele yapılan ek ödeme ile döner sermaye ödemesi mahsuplaştırılmaktadır; bu adaletsizlik giderilerek, idari personelin de her iki ödemeden birlikte faydalandırılması sağlanmalıdır.
- Üretimi teşvik primi, fazla mesai, yangın tazminatı gibi ödemelerle ek ödemenin ilişkilendirilmesi, mahsuplaşma yapılması veya bu ödemelerin tamamen kaldırılması uygulamasından vazgeçilmelidir.
- Vakıflar Genel Müdürlüğü personeline kira gelirlerinden pay ayrılarak ödenmekte olan performans ücreti ek ödeme kapsamından çıkartılmalıdır.
- 666 sayılı KHK’ya ekli I sayılı cetvelin “Ç” bölümünde yer alan kontrolör unvanından sonra gelmek üzere “demiryolu trafik baş kontrolörü, demiryolu trafik kontrolörü, hava trafik baş kontrolörü ve hava trafik kontrolörü” unvanları eklenmelidir.
- 666 sayılı KHK’nin 5 sıra no.lu maddesindeki oranlar 20’şer puan artırılarak Avukatlık Hizmetleri Sınıfında görev yapan personelin ek ödeme oranları yükseltilmelidir.
- Eski Denizcilik Müsteşarlığından, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına geçen denet memuru, denet şefi, uzman gibi, 666 ve 655 sayılı KHK’lar ile mağdur edilen personelin hak kayıplarının giderilmesi için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
- 666 sayılı KHK’ya ekli II sayılı listenin 10. sırasına, “Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanlık Müşaviri” unvanı da eklenmeli ve söz konusu personelin yaşadığı mağduriyet giderilmelidir.
EK GÖSTERGE RAKAMLARININ YENİDEN DÜZENLENMESİ
- 657 sayılı Kanuna ekli I ve II Sayılı Cetvellerde belirtilen ek gösterge oranlarında gerekli değişiklik yapılmalı; Yardımcı Hizmetler Sınıfında çalışan personel başta olmak üzere ek göstergeden faydalanamayan personele ek gösterge verilmeli ve ek göstergeler hiyerarşik düzene göre yeniden belirlenerek ek gösterge farklılıkları giderilmelidir. Bu bağlamda ek gösterge rakamları 800’er puan artırılmalıdır.
- Ek gösterge cetvellerinin II. Teknik Hizmetler Sınıfı bölümü “a” fıkrasına “Teknik öğretmen” ibaresi eklenmelidir.
- Aynı sınıf ve unvanda görev yapan personele, mezun olduğu fakülteye göre farklı ek gösterge verilmesi uygulamasına son verilmelidir.
- Şube müdürlerinin ek gösterge sorunları çözülmelidir.
- Ayrıca kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan tüm Teknik Eğitim Fakültesi ve 4 yıllık teknik okul mezunlarının unvanlarına uygun kadrolarda Teknik Hizmetler Sınıfında değerlendirilmesi ve bu personelin diğer dört yıllık yüksekokul mezunu teknik personele uygulanan ek gösterge ve tazminat oranlarından faydalandırılması sağlanmalıdır.
ASKERE GİDEN VE DOĞUM YAPAN PERSONELDEN ÜCRETSİZ İZİN KULLANANLARA DESTEK ÖDEMESİ YAPILMASI
TBMM’de kabul edilen ve anne babalara çocuğun ilköğretim yaşına kadar kısmi süreli çalışma hakkı getiren Kanun hükmüne destek olmak ve canları pahasına vatani görevlerini yerine getiren personelin yaşadığı mağduriyetleri gidermek üzere;
- 657 sayılı Kanunun 83. madde hükmüne uygun olarak muvazzaf askerliğe ayrılan memurlara, askerlik görevlerini ifa ettikleri süre boyunca almakta oldukları maaşın ¼’ü tutarında ücret ödenmeli ve bu süre zarfında sosyal güvenlikle ilgili primlerinin tamamı kurumlarınca yatırılmaya devam edilmelidir. Bu nedenle madde metnine son fıkra olarak “Muvazzaf askerliğe ayrılan memurlara, askerlik görevleri süresince kurumları tarafından her ay maaşlarının ¼’ü tutarında ücret ödenir; bu gibiler sosyal güvenlik bakımından görevlerine devam ediyormuş gibi değerlendirilir.” ifadesi eklenmelidir.
- Askere giden personelden öğretmen, doktor, akademisyen gibi hizmetine ihtiyaç duyulanların askerlik süresi boyunca, eleman temininde güçlük çekilen yerlerde asker akademisyen, asker sağlık çalışanı gibi unvanlarla, kamu görevlisi olarak faydalanılması sağlanmalıdır.
- Geçmişe dönük askerlik veya doğum borçlanması bulunan memurların sosyal güvenlik primlerinin, askere alındıkları tarihteki emekli keseneğine esas tutar üzerinden değerlendirilmesi sağlanmalıdır.
- Ücretsiz doğum iznine ayrılan personele izin süresi boyunca, sosyal güvenlik katkı payının kurumlarınca karşılanması ve söz konusu personelin izinli olduğu süre boyunca çalışırken aldığı maaşın ¼’ü oranında ödeme yapılması için 657 sayılı Kanunun 108. maddesine bir fıkra eklenmelidir.
MEMURLARA YAPLAN TÜM EK ÖDEMELERİN EMEKLİ MAAŞI HESAPLAMASINDA ESAS ALINMASI
Kamu Görevlileri Danışma Kurulu toplantılarında da karar altına alınmış olan konulardan olan tüm ek ödemelerin emekli maaşı ve ikramiyesi hesabında dikkate alınması ve emekli maaşlarının yükseltilerek, emekli maaşı tutarındaki unvanlar arası adaletsizliklerin giderilmesi için ;
- Devlet memurlarının emeklilik hakları ve emekli maaşlarının belirlendiği 5434 sayılı Kanunun 15. maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 80. maddelerinde değişiklik yapılarak memur maaşını oluşturan bütün kalemler ile özel hizmet tazminatı, ek ödeme, ek ders, döner sermaye, fazla çalışma ücreti, ikramiye ve diğer ödemeler de emekli keseneğine dâhil edilmelidir.
- 5434 sayılı Kanunun ek 70. maddesinde değişiklik yapılarak emekli olan kamu görevlilerinin özel hizmet tazminat oranlarının belirlendiği tablodaki,
“0 – 2200 arası %55 olarak belirlenen oranın %80
2200 – 3600 arası %85 olarak belirlenen oranın %110
3600 – 4800 arası %145 olarak belirlenen oranın %160”
şeklinde yeniden düzenlenmeli ve buna bağlı olarak emekli maaşlarının yükselmesi sağlanmalıdır.
- 5434 sayılı Kanunun 41. maddesinde yapılacak değişiklikle memurların emekli ikramiyesi için öngörülen ödeme kalemlerine ek ödeme, ek ders, döner sermaye, fazla çalışma ücreti, ikramiye gibi bütün ödeme unsurları da eklenmeli ve Anayasa Mahkemesi’nin konu hakkında verdiği karara uygun olarak ve idari mahkemelerin olumlu kararları da göz önüne alınarak 2015 yılından önce emekliye ayrılan personelin de 30 yılın üstündeki hizmetleri için emekli ikramiyesi alması sağlanmalıdır.
- Devlet memurluğundan istifa ettikten sonra tekrar memuriyete dönenlerin boşta geçen sürelerinin Sosyal Güvenlik Kurumu’na borçlanılması yoluyla değerlendirilmesi sağlanmalıdır.
- Emeklilere de aile yardımı ve çocuk parası ödenmelidir.
- Emeklilerin de banka promosyonlarından pay alması sağlanmalıdır.
- Kamuda işçi olarak çalışırken memuriyete geçen ve bu sürelere ilişkin kıdem tazminatı almayan personelin işçilikte geçen süreleri için emekli ikramiyesi ödenmesini sağlayacak düzenleme yapılmalıdır.
- Emeklilikte yaşa takılanların sorunları çözülmelidir.
DİSİPLİN CEZALARININ AFFI
Kamu Görevlileri Danışma Kurulu toplantılarında karar altına alınan konulardan olan;
- 657 sayılı Kanunda gerekli değişiklikler yapılarak, şartları (yüz kızartıcı fiiller ile devlete karşı işlenmiş suçların istisna tutulması gibi) belirlenmek kaydıyla kamu görevlilerinin disiplin cezaları bir defaya mahsus olarak affedilmelidir.
ŞEHİT YAKINLARI, GAZİLER VE TERÖR NEDENİYLE GÖREVİ BAŞINDA HAYATINI KAYBEDEN PERSONELE POZİTİF AYRICALIK SAĞLANMASI
- Terör nedeniyle görevi başında hayatını kaybeden ya da yaralanan memurlar da şehit veya gazi asker ve polislerimiz gibi değerlendirilmelidir.
- Şehit ve gazi çocukları için özel okul ve dershanelerde %5 oranında ücretsiz kontenjan ayrılmalıdır.
- Gazi ve şehit yakınlarına; özür grubuna dâhil edilerek, Devlet memurluğu mevzuatındaki kısıtlayıcı hükümlere bakılmaksızın taleplerine uygun yerlere kurum içi ve kurumlar arası tayin hakkı sağlanmalıdır.
- Gazi kamu görevlilerinin; 193 sayılı Gelir vergisi Kanunu hükümlerinde belirtilen özür oranlarına bakılmaksızın yaş ve sigortalılık süresi gibi başkaca bir şart aranmadan 3600 gün prim ödeme kaydıyla emekli olmaları sağlanmalıdır.
- Gazi ve şehit yakını kamu görevlilerinin; 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun ilgili hükümlerine uygun olarak kura yolu ile değil ihraz ettikleri eğitimleri ile ilgili (doktor, mühendis, teknisyen, tekniker, öğretmen vb. gibi) kadrolara doğrudan atanabilmeleri sağlanmalıdır.
- Malul gazi, harp ve vazife malulü kamu görevlilerinin maaşlarından gelir vergisi kesintisi yapılması uygulamasına son verilmelidir.
MALİYE BAKANLIĞI VE GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI PERSONELİNE İLİŞKİN SORUNLARIN ÇÖZÜLMESİ
- Kurum içi defterdarlık uzmanlığı sınavı için kadro sayısı artırılarak Bakanlığın tamamını (Masak, Bahum, Pergen, İmid, Strateji, Muhasebat, Milli Emlak, Bümko) kapsayacak şekilde özel sınav açılması için düzenleme yapılmalıdır.
- Kurum içi Gelir Uzmanlığı özel sınavı açılmalıdır.
- Bakanlıkta Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği sınavı ( yardımcı hizmetler dâhil ) açılmalıdır.
- Toplu Sözleşme ile 01.07.2012 tarihinden itibaren 4/C’li çalışanlara sadece Maliye Bakanlığı’nda fazla çalışma ücreti hala ödenmemektedir. Başta 4/C’li çalışanlar olmak üzere tüm personelin bu konudaki mağduriyetleri giderilmelidir.
- Maliye Bakanlığı ve Gelir İdaresi Başkanlığında merkez ve taşra ayrımına son verilerek uzmanlar ve uzman olmayan personel arasındaki ücret dengesizliği giderilmelidir.
- 666 sayılı KHK ile farklı kamu kurumlarında görev yapan personelin maaşları eşitlenmeye çalışılmıştır. Ancak Bakanlığınızda şef olarak görev yapan personelin özel hizmet tazminatı %67 iken bir başka Bakanlıkta tazminat oranı %110’dur. Aynı fark VHKİ ve diğer kadrolar için de geçerlidir. Bakanlık ile diğer kurumlar arasında yaklaşık 362 TL fark oluşturmaktadır. Bu mağduriyet giderilmelidir.
- 01.01.2016 tarihi itibarı ile yürürlüğe girmesi gereken bir toplu sözleşme hükmü olduğu halde Bakanlık çalışanlarına hâlâ servis hizmeti sunulmamaktadır. Toplu sözleşmenin ilgili hükmü ivedilikle uygulamaya geçirilerek merkez ve taşra çalışanlarına servis hizmeti sağlanmalıdır.
- Genel İdare Hizmetleri sınıfında görev yapan şoförler, koruma ve güvenlik görevlilerinin talepleri halinde VHKİ kadrosuna atamaları yapılmalıdır.
- Yardımcı Hizmetler Sınıfında görev yapan personel bir defaya mahsus olmak üzere Genel İdare Hizmetleri sınıfına geçirilmelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.