Kadınları korumanın yolu eğitimle başlıyor"

Kadınları korumanın yolu eğitimle başlıyor"

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, kadın cinayetlerine dikkati çekerek, ''Namus ya da töre cinayeti adı altında gerçekleştirilen kıyımları önlemek ve her an ıssız bir yere götürülüp öldürülme riski olan kadınların can güvenliğini sağlamak, çok taraflı, ço

Çubukçu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla mesaj yayımladı. Çubukçu mesajında, küresel ölçekte büyük değişimlerin ve dönüşümlerin yaşandığı günümüzde, dünyanın birçok ülkesinde kadınların, eğitimden sağlığa, istihdamdan karar alma mekanizmalarına kadar, hemen her alanda eşitsizliklerle karşı karşıya olduğunu ifade etti. Cinsiyet ayrımcılığı ve kadına yönelik şiddetin en gelişmiş toplumlarda bile varlığını sürdürdüğünü belirten Çubukçu, şunları kaydetti:

''Kadınların fiziksel, cinsel, psikolojik ya da ekonomik zarar görmesine veya acı çekmesine neden olan şiddet, buna maruz kalan kadınların yanı sıra şiddete tanık olan çocukları ve bir bütün olarak aileyi olumsuz biçimde etkilemektedir. Doğası gereği yıkıcı ve zarar verici olan kadına yönelik şiddet, çoğunlukla kadınların en yakınında bulunan erkekler tarafından uygulanmaktadır.

Aile içi şiddet, tecavüz ve namus cinayetleri olmak üzere biri diğerinden daha az önemli olmayan bu üç şiddet türüne karşı mücadelede alınan yasal tedbirlerle, son 8 yılda çok güçlü bir hukuki zemin oluşturuldu. 2006/17 sayılı Başbakanlık Genelgesi ile kadına yönelik şiddetle mücadelede bir devlet politikası haline geldi. Hükümet olarak, hayatın hemen her alanında çeşitli boyutlarıyla ortaya çıkan şiddet olgusunu, toplumsal ve insani gelişmenin yanı sıra, sağlıklı bir sosyal çevrenin oluşmasının ve sürdürülmesinin önündeki en önemli engel olarak görmekte, nedeni ne olursa olsun kabul etmemekteyiz.

Büyük bir kararlılıkla çeşitli kampanyalar, projeler ve çalışmalar yoluyla bu sorunla mücadele ederken, ihtiyacımız olan toplumsal zihniyet dönüşümleri için de çaba göstermekteyiz. Bu kapsamda, erkekler ve şiddete uğrayan kadınların ilk başvuru yerleri olan karakollar ve hastanelerde çalışan personel başta olmak üzere, toplumda duyarlık ve farkındalık artırıcı çalışmalar da bütün hızıyla sürmektedir.

Alınan tüm tedbirlere rağmen basında önemli yer tutan şiddet haberleri, şiddet mağduru veya riski altındaki kadınlarımıza hizmet sunan kurumsal mekanizmaların kapasitelerinin güçlendirilmesi, sunulan destek ve yardım hizmetlerinin artırılması etkin politikaların oluşturulması hususundaki çalışmalarımıza, tüm taraflar olarak titizlikle devam etmemizi gerekli kılmaktadır. Bu insanlık ayıbını ortadan kaldırmak yolunda verdiğimiz mücadelenin ve kadınların şiddete uğramadığı bir toplumsal ortamın oluşturulmasının en önemli araçlarından biri de eğitimdir.''

Eğitim ve istihdam gibi iki temel sorunla ilgili çabalarının sürdüğünü ifade eden Çubukçu, eğitimden ve deneyimden yoksun kadınların az ücretli ve sosyal güvenceden mahrum işlerde yığılma gösterdiğini, bunun da kadınları ekonomik ve cinsel istismar başta olmak üzere birçok istismar biçimine ve şiddete açık hale getirdiğini vurguladı.

Eğitim hakkından gereği gibi yararlanamayan, istihdama katılamayan kadınların doğal olarak siyasette ve karar alma mekanizmalarında da neredeyse yok denecek kadar sembolik bir düzeyde temsil edildiğini belirten Çubukçu, kadınların her alanda olduğu gibi siyasette de güçlü temsilleri konusunda 22 Temmuz 2007 seçimlerinin önemli bir milat olduğunu ve önceki yasama dönemine oranla kadın milletvekili sayısının yüzde yüz arttığını anlattı. Bu sonuçtan memnuniyet duyduğunu ancak, kadınların siyasetteki temsillerinin henüz arzu edilen düzeyin çok altında olduğunu ifade eden Çubukçu, gelecek genel seçimlerde ve bundan sonraki süreçte çok daha fazla kadının parlamentoda, yerel yönetimlerde ve karar alma süreçlerinde yer alacağına inandığını dile getirdi.

Toplumsal cinsiyet eşitsizliği konusunda bir duyarlılık ve bilincin yaygınlaştığı bugün, bu elverişli iklimi değerlendirmek konusunda kadınlara da çok önemli görevler düştüğünü vurgulayan Çubukçu, ''Kadınlar hayatın her alanında var olmak için daha istekli ve kararlı olmalı ve kadına karşı her türlü şiddetin bir insan hakkı ihlali ve suç olduğu kadınlar tarafından daha güçlü bir şekilde kamuoyuna duyurulmalıdır'' dedi.

Çubukçu, şöyle devam etti:

''Kadınların işsizlik, yoksulluk, şiddet, töre cinayetleri gibi sorunların mağduru olarak değil, başarı hikayeleriyle basında yer alacakları günler için hep birlikte daha fazla çaba göstermeliyiz. Namus ya da töre cinayeti adı altında gerçekleştirilen kıyımları önlemek ve her an ıssız bir yere götürülüp öldürülme riski olan kadınların can güvenliğini sağlamak çok taraflı, çok kapsamlı bir işbirliği ve çabayı gerekli kılmaktadır. İnanıyorum ki, hak ihlallerine ve kadınlara uygulanan şiddete karşı vereceğimiz ortak mücadele başta kadınlar olmak üzere herkes için insanca yaşamanın koşullarını oluşturacaktır.''

Milli Eğitim Bakanlığı görevini üstlendiği 2 Mayıs 2009'da, merkez ve taşra teşkilatı ile okullarda kadın yönetici sayısı 5 bin 298 iken bugün bu sayının 8 bin 779'a yükseldiğini bildiren Çubukçu, ''Teşkilatımızın büyüklüğüyle kıyaslandığında belki küçük ama etki gücü bakımından yüksek olan bu sonucun, eğitim camiasındaki değerli öğretmenlerimizi karar alma mekanizmalarında yer alaya teşvik edeceğini umuyorum'' dedi.

CUMHURİYET

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.