İSTANBUL'DA DERNEĞİMİZ İSTİŞARE TOPLANTISI
İSTANBUL'DA DERNEĞİMİZ İSTİŞARE TOPLANTISI
UEYDER Teşkilatlanmadan sorumlu Başkan Yardımcısı ve Kastamonu/Cide İlçe Milli Eğitim Müdürü Davut ÇALIŞKAN” Yetki ve sorumluluklarımız ile doğru orantılı mali ve özlük haklarına sahip olmak istiyoruz”
İstanbul’da görev yapan İlçe Milli Eğitim Müdürleri ve Şube Müdürleri 30 Mayıs 20011 Pazartesi saat 18:30’da Ataşehir Zübeyde Hanım Öğretmenevinde, yemekte biraraya geldiler. Uluslararası Eğitim Yöneticileri Derneği Dayanışma toplantısının ev sahipliğini, Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürü Sayın Şaban KARATAŞ yaptı. Diğer eğitim çalışanlarının sorunları ile uğraşan İlçe Milli Eğitim Müdürleri ve Şube Müdürleri bu sefer kendi sorunlarını masaya yatırdılar. Programın açılış konuşmasını Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürü Şaban KARATAŞ yaptı. Konuşmasında “mali ve özlük hakları ile ilgili problemlerin çözümünde örgütlü olmanın önemine değindi. Ayrıca ” bu konu bizim şahisiyet ve onur meselemizdir, bu teşkilatlanmaya katkı sağlamalıyız, dedi”
Daha sonra Basın ve Dış İlişkilerden sorumlu Dernek Başkan Yardımcısı ve Arnavutköy İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Rafet FENER tarafından katılanlara UEYDER’in kuruluşu ve talepleri ile ilgili slayt gösterisi sunuldu.
Günden güne gerileyen mali ve özlük hakları ile ilgili Silivri İlçe Milli Eğitim Müdürü İkram KAYAPINAR, Arnavutköy İlçe Milli Eğitim Müdürü Arif DEDE birer konuşma yaptı.
UEYDER Teşkilatlanmadan sorumlu Başkan Yardımcısı Davut ÇALIŞKAN ise konuşmasında şunları söyledi.”
Değerli yönetici arkadaşlarım,
Öncelikle bu organizasyonu düzenleyen Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürü sayın Dr. Şaban KARATAŞ’a Derneğimizin temsilcilerinden Arnavutköy ilçe milli eğitim müdürümüz sayın Arif DEDE ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Turan İPŞİROĞLU’na ve çok değerli dostum Rafet beye ve kıymetli zamanlarınızı ayırarak bu birlikteliğe katılan tüm yönetici arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
“Maziyi unutmadan ancak yarınlarla ilgili tahminlerde bulunabiliriz.”
Ben konuşmamım başında mali ve özlük haklarımız ve Derneğimiz ile ilgili açıklamalar da bulunmadan önce Bakanlığımızın son 7-8 yıl içerisinde yaptığı olumlu değişimlerden kısaca bahsetmek istiyorum. Çünkü maziyi unutmadan ancak yarınlarla ilgili tahminlerde bulunabiliriz. Hepimiz şunları gördük ve yaşadık; öğretmen atamalarının illere yapıldığını, okul yönetici atamalarının ise geçmişte nasıl yapıldığını biliyoruz. Kritersizlik kriter olmuştu unutmayalım. Ayrıca ücretsiz kitap dağıtımı, e-okul, şartlı nakit transferi, BT sınıfları, gönül köprüsü, İKS sistemi ve fatih projesi gibi projelerin bazıları gerçekleşti bazıları da gerçekleşme aşamasında. İyi ve güzel şeyleri tekrar etmek lazım.
“Derneğimizin amacı bu makamlara kurumsal kimlik kazandırmak.”
Tabi tüm olumlu gelişmelerin yanında, il milli eğitim müdür yardımcılarının, ilçe milli eğitim müdürlerinin, il/ilçe milli eğitim şube müdürlerinin ve merkez teşkilatı şube müdürlerinin mali ve özlük hakları günden güne geriye gitmiştir. Bugünlerde 1 yılını dolduran UEYDER i, biz bu makamlara kurumsal kimlik kazandırmak için kurduk. Amacımız mali ve özlük haklarımız ile ilgili kamuoyu oluşturmak, yetkili ve ilgililer ile görüşmek, Bakanlığımızın genel sorunları ile ilgili çözüm önerilerini paylaşmak. Dolayısıyla verdiğimiz hizmetin kalitesini arttırmak. Bunu gerçekleştirmek için ismimiz ile bir web sitesi kurduk. Burada şube müdürlerinden gelen sorun ve önerilerimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz. Diğer memur sitelerine yazarak da sesimizi daha fazla kişinin duymasını sağlıyoruz.
“Bir ülkede demokrasinin ölçütü örgütlü toplumdur.”
Bu geçen bir yıl zarfında sorunlarımızı siyasetçiler, sendika yöneticileri ve bürokratlar ile paylaştık. Çözüm önerileri ile ilgili raporlar sunduk. Mill Eğitim Komisyonu Başkanı sayın Mehmet SAĞLAM’ dan Müsteşarımıza kadar her kademede ki yetkili ve ilgililer ile ile geçen yıl görüşmelerde bulunduk. Geriye doğru baktığımda bazen hani bir söz vardır, “ benim oğlum bina okur döner döner yine okur” hissine kapıldığım oluyor ama örgütlenme konusunda büyük bir aşama kaydettiğimizi söyleyebilirim. Türkiye’de ilk defa şube müdürleri böyle bir çatı altında toplanıyor. Bu çok önemli… Bu konu da geç bile kaldık diye düşünüyorum. 2004 yılında 5253 sayılı Dernekler Kanun’da değişiklik yapılarak bizlerin derneklere üye olmasının önü açıldı. Bence ilk biz teşkilatlanmalıydık. Ama olmadı. İşte müfettişler Derneği. 3600 gösterge hakkını bu şekilde kazandılar. Memlekette kanarya severler derneği bile varken aynı görevi yapan aynı sıkıntıyı yaşayan bizlerinde bir an önce örgütlenmemizi tamamlayarak kamuoyunda sesimizi duyurmamız lazım. Demokrasilerde bireysel olarak hak elde etmek imkânsızdır. B unun bilincinde olması gerekenler, eğitim liderleri olan bizleriz. Onun için örgütlü olmaktan imtina etmeyelim. Bir ülkede demokrasinin ölçütü örgütlü toplumdur. Ülkemizin ileri demokrasiye kavuşması örgütlü toplum olmaktan geçiyor. Sadece 4 yılda bir oy verrek demokratik hakkımızı yerine getirmiş sayılmayız. Hızla ülkemizin temsili demokrasiden ayrılıp katılımcı demokrasi kervanına katılması gerekiyor. Bu neden ile STK lara büyük görevler düşmektedir. Bunun için il ve ilçelerde eğitim öğretim faaliyetlerinin en üst noktasında bulunan bizlerin teşkilatlanmasını önemsiyorum.
“Mali haklarımız 2002 yılından bu yana astlarımız karşısında %28 azalmıştır.”
Mali ve özlük haklarımız, bulunduğumuz makamların yetki ve sorumlulukları ile ters orantılı hale gelmiştir. 2002 yılından bugüne değin astlarımız olan okul müdürleri ve öğretmenlerin maaşları karşısında mali haklarımız %28 e yakın gerilemiştir. Eşi çalışmayan uzman öğretmen 2000 lira gibi bir maaş alırken aynı durumda üst görevde çalışan şube müdürünün maaşı 1750 civarındadır. Yetki ve sorumluluklar artarken gelirin azalmasının mantıklı izahı yoktur. Bakanlığımız dışında hiçbir kurumda böyle bir durum söz konusu değildir. Aynı şekilde diğer ilçe müdürlerindende daha az mali haklara sahibiz. Eşit işe eşit ücret, unvanları aynı yetki ve sorumlulukları farklı müdürlerin maaşlarını eşitlemeyi amaçlayan bir hikâyeye dönüşmüştür. Bu durum Anayasa’nın 55. Maddesine de aykırıdır.Yetki ve sorumluluklarımız ile doğru orantılı mali ve özlük haklarına sahip olmak istiyoruz.
“Mali Hak kayıbımızın sebepleri…”
Aslında mali hak kayıpları ile ilgili problemimizin birden çok nedeni bulunmaktadır. Bunların başında ek ödeme gelmektedir. Denge tazminatı olarak 2006 yılında uygulamaya konulan ek ödeme dengesizlik yaratmıştır. Bugünkü sıkıntının bir kaynağıda budur. Bir nedeni de kariyer basamakları sınavlarına dâhil edilmememiz olmuştur. Uzman başöğretmenlik gibi unvanlara sağlanan maddi haklar bizlerede sağlanmalıdır.
Yine ek göstergenin 3000 olması başka bir sorundur. 3600 çıkarılması lazımdır. Birçok arkadaşımız bu neden ile emekli olmaktan imtina etmektedir. Çünkü çalışırken aldığı aylık gelirin emekli olduğunda yarısını almaktadır. Bugün sigortadan işçi statüsünde emekli olan bir işçiden, şube müdürü emekli olduğunda daha az maaş almaktadır. Hal böyle olunca emekli olmaktan imtina edilmektedir.
“Beş kollu ahtapot.”
Yine bir başka sorunumuz harcama yetkili olmanın verdiği sorumluluktur. Harcama yetkili amirlere mali risk tazminatı ödenmelidir. Çünkü devletin ödeneklerini harcamaktan dolayı 2003 yılında yayınlanan 5018 sayılı yasa gereği kişisel muhattap kabul edilmekteyiz. Bugün imzaladığımız bir nakit fişi 10 yıl sonra karşımıza çıkabilir. Sayıştayın verdiği kararlara itiraz hakkıda bulunmamaktadır. Harcama yetkili amirlerinin etrafı 5018,SGK, SSK, icra mahkemeleri, sayıştay gibi beş kollu ahtapot tarafından sarılmıştır. Heran birine yakalanabiliriz.
“Özlük haklarımız mali haklarımızdan da geride kaldı”
Özlük haklarımız ise mali haklarımızdan daha kötü durumdadır. Atanma ve yer değiştirme yönetmeliğimiz yoktur. Görevde yükselme ve unvan değişikliği yönetmeliği çelişkiler ile doludur. Okul müdür başyardımcılığı için bir yıl yöneticilik hizmeti şartı aranırken şube müdürlüğüne atama için yöneticilik yapma şartı getirilmemesi ilginçtir. Yer değiştirmelerin ne zaman nasıl yapılacağı ile ilgili yönetmelikte hiçbir hüküm yoktur. Bugün astınızın astı yarın disiplin amiriniz oluvermiş. Böyle bir uygulama hiçbir bakanlıkta yoktur. Bugün astsubay olan yarın albay olamaz. Ya da maliye de bir şef hiçbir sınava girmeden bir gecede il defterdarı olamaz. Yine, Şube müdürlüğü için hizmetiçi eğitim kursu açmadan önce isteğe bağlı yer değişiklikleri gerçekleştirilmelidir. İsteğe bağlı yerdeğişikliğinden önce ilkdefa şube müdürü atamaları gerçekleşirse, hâlihazır da çalışanlara haksızlık yapılmış olacaktır.
“Etkili ve güçlü olmak için üye sayımızın daha da artması lazım”
İşte yukarıda saydığımız bu adaletsiz uygulamaların son bulması, bu makamlara kurumsal kimlik kazandırmak için örgütlü olmalıyız. Takdir edersiniz ki bir sivil toplum örgütünün gücü üye sayısı ile doğru orantılıdır. Etkili ve güçlü olmak için üye sayımızın daha da artması lazım. Bütün STK lar gibi bizim içinde İstanbulda teşkilatlenmemız çok önemli. İstanbul’da 35 olan üye sayımızın artması lazım. İstanbul’da ki teşkilatlanmayı gören diğer iller daha çabuk Derneğimize üye olacaktır. Ayrıca 200’e yakın İstanbul’da kadrolu şube müdürü ve üstü görevde çalışan bulunmaktadır.
Dernek ile ilgili katılanların soruları cevaplandırıldıktan sonra proğram sona erdi.
http://ueyder.org/haberler/dernek-etkinlik-haberleri/178.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.