Türkiye Gazetesi'nden Mahmut Özay'ın haberine göre: İşsiz öğretmen ordusu her geçen yıl artıyor. 75 devlet, 7 özel eğitim fakültesinde yaklaşık 200 bin öğrenci eğitim görüyor. 600 bine yakın öğretmen adayı atanmayı bekliyor.

Her yıl 100 ile 110 bin arasında mezun, öğretmen olmak için ise MEB'in kapısını çalıyor. Mevcut öğretmen yetiştirme politikası yeniden ele alınıp düzenlenmezse önümüzdeki birkaç yıl içinde sayı bir milyonu bulacak.

Bu öğretmenlerin bir bölümü özel okullarda çalışmaya başlıyor. Bir bölümü de ne iş bulursa yapıyor. Fakülteler şu anda mezun vermezse bile bekleyenlerin atanabilmesi için uzun yıllara ihtiyaç var.

MEB'in açıkladığı son rakama göre ise devlet okullarında şu an 60 bin öğretmene ihtiyaç var. Şubat ayının ortasında bakanlığın yeni atama takviminin açıklanması bekleniyor. Adaylar bakanlıktan gelecek müjdeli haberi beklediği bu günlerde 'Türkiye'de atanmayan öğretmenler sorunu ve öğretmen yetiştirmeyi' irdeledik.

'Çözüm nedir' sorusunu önce kurduğu dershane, sonrasında yayınları ve okullarıyla binlerce öğrenciye eğitim veren İbrahim Taşel ile konuştuk. "Eğitimin geleceği iyi öğretmen yetiştirmeye bağlı" diyen Taşel şunları söyledi:

DÜZENLEME ŞART...

"Türkiye'de eğitim fakültelerinin sayısı ve kontenjanı fazla gibi görünse de aslında bazı branşlarda öğretmen ihtiyacı devam ediyor. Mesela sınıf öğretmenliği, yabancı dil, fizik ve matematik öğretmenliği gibi bölümlerde ihtiyaç var. Özellikle özel okulların bu branşlarda öğretmen ihtiyacı hala devam ediyor.

Bunun yanı sıra "Sosyal Bilimler" alanındaki Tarih, Türkçe gibi bazı bölümlerde mezun fazlalığı olduğu söylenebilir. Meslek liselerinde bazı branş öğretmenlerinde de eksiklik var. Öğretmen fazlalığından çok branş dağılımından dolayı bir düzenlemeye ihtiyaç duyuluyor. Bazı bölümlerin kontenjanı artırılıp, fazla mezun veren bölümlerin kontenjanı azaltılırsa bu sorun çözülebilir.

Ülkemizde öğretmen yetiştirme konusunda bazı temel eksiklikler bulunuyor. Eğitimin geleceği iyi öğretmen yetiştirmeye bağlı. Eğitim fakültelerinin müfredat ve uygulama yöntemlerinin yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Özellikle staj programlarının sürelerini artırmak gerekli. Yapay zeka destekli öğretim ve hibrit öğretim yöntemlerinin eğitim fakülteleri müfredatında yer alması gerekiyor.

ORTAK AKIL GEREKLİ

Herkesin üzerinde uzlaştığı, günübirlik tartışmalardan uzak bir eğitim sistemi oluşturmalıyız. Eğitim sistemimizi kişilerden bağımsız, siyaset üstü bir yere konumlandırmalıyız. Ülkemizin hedeflerine, toplumsal ihtiyaçlara cevap veren, ortak akılla oluşturulmuş bir sistem geleceğe güvenle bakmamızı sağlayacaktır.

Eğitim toplumsal değerlerin oluşumundan iyi insan yetiştirmeye, gelişmiş bir ekonomiden köklü bir demokrasinin oluşumuna kadar bir ülkeyi her alanda etkiliyor. Bildiğiniz gibi, ülkemizin önemli bir genç nüfus potansiyeli var. Bu potansiyeli güçlü bir geleceğe dönüştürmenin yolu nitelikli eğitimden geçiyor.

Araştırmalar gösteriyor ki, gelişmekte olan ülkelerin gelişmişlik aşamasına geçmesinde entelektüel sermaye büyük rol oynuyor. Bir dönem ülkemizde, kişi başına düşen gelir düzeyinin belirli bir seviyenin ötesine gidememesini tarif eden "Orta Gelir Tuzağı" kavramı çokça tartışılmıştı. Bu tuzaktan çıkabilmenin yolu iyi eğitiminin doğurduğu nitelikli insan gücünden geçiyor.

Nitelikli insan gücüne sahip olduğunuzda katma değerli üretime, yeni teknolojilere yatırım yapabiliyorsunuz. Bu nedenle Türkiye'nin geleceği iyi eğitimden ve entelektüel sermayesini güçlendirmekten geçiyor."

MEB'İN PLANLI ÖĞRETMEN AKADEMİSİ

MEB, Milli Eğitim Akademisi ile büyüyen krize neşter vurmak istiyor. Kanuni altyapısı noktalanan akademinin nisan ayında kurulması hedefleniyor. Akademi ile beklentiler, öğretmenliğe kaynak teşkil eden fakültelerle başta olmak üzere, üniversitelerle bakanlık arasında ilişkiyi kurumsal hale getirmek. Akademisyenler ve hocaların 'Görüşlerimiz ciddiye alınmıyor' endişelerini gidermek.