Gazete, İsraillilerin Türkiye'de en fazla tercih ettikleri tatil beldelerinden biri olan Antalya'yı manşetine çıkartarak, “Antalya'ya Dönüş” başlığı altında ilk sayfasından verdiği haberinde, Antalya'nın tekrar tercih edilen destinasyon konumuna geldiğini bildirdi ve iki ülke arasında süregelen gerginliğin azalması nedeniyle yüzlerce İsrailli ailenin, tatillerini geçirmek üzere hafta sonunda Antalya'ya gideceklerini de duyurdu.

Haberde, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a gönderdiği barış mesajlarının yanı sıra Erdoğan'ın Gilad Şalit'in serbest kalması konusundaki girişimlerinin, İsraillilerin tekrar Türkiye'ye dönmelerine neden olduğu vurgulandı ve “Mavi Marmara gemisi sonrasında yaşanan gerginlikler ise artık geçmişte kaldı. Son 2 yılda İsrail ile Türkiye arasında süregelen gerginlikten sonra, son zamanlarda iki ülke başbakanının barış deneyimleri sonucunda esen olumlu hava, Türkiye'ye düzenlenen paket turlara olan talepte artışlara neden oldu” denildi.

Türkiye'nin Tel Aviv'deki Turizm Müşaviri Hasan Sarıtepeci de gazeteye yaptığı açıklamada, “Biz İsraillilerden vazgeçmedik. Tatillerini Antalya'da geçirmek isteyenlere sunacak pek çok şeyimiz var” diye konuştu.

İsraillilerin son günlerde Turizm Müşavirliği ofisine sürekli telefonlar açıp, Türkiye'ye gitmenin güvenli olup olmadığını sorduklarını ifade eden Sarıtepeci, bu sorulara karşı, yeni bir dönem başladığı, ilişkileri iyileştirmek için çaba gösterildiği, Türkiye'de sorun olmadığı ve İsraillilerin memnuniyetle karşılandığını ifade ettiğini kaydetti.

İSRAİLLİLER TÜRKİYE'Yİ ÖZLEDİ
Tur operatörlerinden “Holiday Lines”ın yetkilisi Arnon Englander de “1,5 yıllık ayrılıktan sonra İsrailliler Türkiye'yi özledi” dedi.
Flying Carpet Genel Müdürü Eyal Kaşdan, “Sundukları şeylerle karşılaştırıldığında, Türkiye'nin lüks tatil köyleri ile rekabet edebilecek diğer bir turizm destinasyonu bulunmamaktadır” derken, her hafta, İsraillilerin çok sevdiği “herşey dahil” lüks tatil köylerine olan taleplerde daha fazla artış olduğunun gözlendiğini dile getirdi.

Haberde Türkiye'ye gitmeyi planlayanlar da Türkiye'den vazgeçmediklerini, geçen yıl Girit'te yaptıkları tatilin Türkiye ile karşılaştırılamayacağını, Türkiye'ye gitmekten korkmadıklarını ve Türklerin nazik ve konuksever olduklarını dile getirdiler.
Globes gazetesinde yayımlanan haberde de artan talep üzerine turizm şirketlerinin Antalya seferlerinin sayısını haftada üçten dörde çıkardıkları kaydedildi.

Yine İbranice yayımlanan Maariv gazetesinde Michal Aharoni imzasıyla yayımlanan makalede ise, “Birkaç hafta öncesine kadar Türkiye ile işimiz bitmiş gibiydi” denilirken, şöyle devam edildi:

“Ama yavaş yavaş fırtınayı dindirmenin mümkün ve gerekli olduğu anlaşıldı. Filistin Yönetimi Devlet Başkanı (Mahmud Abbas) dünyayı gezip Eylül ayında bağımsız devlet kurmak için destek isterken, çevremizdeki ülkelerle ilgili olarak fazla seçici olamayız. Tüm Ortadoğu büyük bir sarsıntıdan geçerken Türkiye bir düşman ülke haline gelmemelidir. İsraillilik gururu önemlidir ama bölgedeki varlığımızı sürdürmemiz daha önemlidir. Barış bayrağını taşıyan Savunma Bakanı (Ehud) Barak grup toplantısında 'Türkiye ile uzlaşma sağlamayı arzu ediyoruz. Geçmişte ne olduysa oldu' dedi. Son zamanlarda birileri Türkiye'nin çarşı pazar ve su kaydıraklarından başka, hava sahası, laik demokratik bir cumhuriyet, stratejik bir ülke, istikrarlı bir rejim ve hatta yangın söndürme uçakları anlamına geldiğini hatırladı. Dün bir turizm şirketini aradım ve danışman 'İsrailliler Türkiye'ye geri dönüyor' diyerek bana Antalya'yı önerdi. Türkiye'deki tatil köyüne gitmeyi ciddi olarak düşünüyorum. Ehud Barak geri adım atmışsa, biz de aynısını yapamaz mıyız?”

Radikal