İnkılap Tarihi, Cin Ali ve İngilizce hazırlık?..
Eğitimde hemen her şey gibi müfredat ve ders kitapları da değişir. Gelişen toplumlarda bu kaçınılmaz.
Eğitimde hemen her şey gibi müfredat ve ders kitapları da değişir. Gelişen toplumlarda bu kaçınılmaz. Aksini düşünmek abes olur.
Ama bu işi aceleye getirmek de bir o kadar sakıncalı.
Çünkü, müfredat programı ve ders kitabı hazırlamak hem uzmanlık işi hem de sabır gerektirir.
Müfredat programlarına yeni derslerin konulup, çıkartılması da, dayatmayla değil, sağlam gerekçelere ve pedagojik ihtiyaçlara göre belirlenir...
Baksanıza üniversitelerdeki İnkılap Tarihi dersi de kalkıyormuş. Hazır elleri değmişken Türkçe dersini de kaldırsalar çok iyi olur! En azından üniversiteler ve öğrenciler, artık bu utançtan kurtulur. Ama öğrencilerin bu konudaki bilgi eksikleri nasıl giderilecek, o çok daha önemli.
Düşünün bir kez, üniversiteye Türkçe ve İnkılap Tarihi dersi koymak demek, öğrencilerin o konuda bilgisiz ve donanımsız olduğu anlamına gelir. Bu bir ayıp değildir de nedir?
Ayrıca, üniversiteye gelinceye kadar, bu iki önemli konuda, öğrencilere bu donanımı kazandıramadıysanız, bu da ayıpların en büyüğü olur ki, bu kararı alanlara şu soruyu sormak gerekir:
12 Eylül dayatması bu dersleri kaldırıyorsunuz iyi, güzel de, üniversiteyi bitirinceye kadar, bu öğrencilere, Türkçe ve İnkılap Tarihi’ni nasıl öğreteceksiniz? Ve daha da önemlisi bu dersleri kaldırıp, yerine ne koyacaksınız?..
Ve sakın ola bu derslere ne gerek var ki demeyin!..
Cin Ali gitti ama!..
MEB, 66 aylık mini mini birler için, yeni sisteme göre çalışma kitabı yayımladı. 186 sayfalık bu kitapla birlikte, öğretmenler için de kılavuz olabilecek ayrı bir kaynak kitap yayımlandı. Ama belli ki, tıpkı 4+4+4 gibi, çalışma kitabı da aceleye getirilmiş yani şişirilmiş.
Eğitim-Sen eski Genel Başkanı Alaaddin Dinçer’in bu yöndeki tespitleri çok çarpıcı. İşte “bir bakışta“ gördüklerinden birkaçı:
* Kitapta yer alan yanlışlara bakıldığında, ilk planda öne çıkan görünümün, şekil, boyama ve çizimlerin özensiz ve sıradan olduğunu ifade etmeliyim. Oysa yeni olanın daha özenli ve dikkatli hazırlanması gerekmektedir.
* Mevsimlerin ilkbahar ile başlatılması yanlıştır. Çünkü yeni yıl kavramı ocak ayında başlıyor. Sıralamanın ya Kış ile ya da okulların başladığı ay olan Sonbahar ile başlatılması daha doğru olacaktır.
* 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’na yer verilirken arada 10 Kasım unutulmuş.
* Sayfa 22’de Bilge ağaç dikiyor başlığının altında ne Bilge, ne de ağaç görünmemektedir. Görünümde sadece bir ev ve bahçesi yer almaktadır.
* Sayfa 29’da yer alan 6. fotoğrafın gölgesi yok. Çocuk neyi bulup işaretleyecek bilinmiyor.
* Sayfa 52’de Bilge pastayı süslüyor başlığında, Bilge’nin pasta süsleme pozisyonu ve araçları ortada yok. Bunların yerine Bilge’nin eline balon tutuşturulmuş.
* Sayfa 54’te Bilge gününü planlıyor başlığında, Bilge’nin yatağının yanındaki saatte okula gitmek için kalkış saati sabah 7 olarak işaretlenmiş. Okula gidiş 8, okuldan çıkış 1 olarak gösterilmiş. Oysa hepimiz biliyoruz ki artık sadece ortaokullar sabahtan derse başlayacak. İlkokullar ise öğleden sonra başlayacaklar.
* Sayfa 89’da 5 yaşında çocuk dedektif kılığına sokulmuş. Bu yaşta çocuklara bu tür imgeleri ve simgeleri kodlamak yanlıştır. Araştırma davranışını kavratmak için dedektif yerine başka imgeler kullanılabilirdi.
* Sayfa 99 ve 175’te kadın yine temizlik, ev işleri ve mutfakta yemek yapmakla ilişkilendirilmiş, erkekler ise ortalıkta görünmüyor. Cinsiyet eşitliği kompozisyonu ile bu fotoğraflar örtüşmemektedir...
Hazırlık sınıfları
Üniversitelerde, on binlerce öğrenci İngilizce hazırlık sınıfı mağduru. ÖSS’de dereceye girip Türkiye’nin en iyi üniversitelerine giriyorlar ya da vakıf üniversitelerine dünyanın parasını ödüyorlar. Ama bir türlü hazırlık sınıfını anlayıp derslere başlayamıyorlar. Niye? Çünkü anlamsız derecede zor olan İngilizce dayatması yüzünden. İddia ediyoruz bu sınavlara o üniversitenin diğer hocaları ve İngiliz ya da Amerikan üniversitelerinden öğrenciler getirseniz onlar da sınıfta kalır!..
Eğitimde kaliteden elbette ödün verilmemeli ama yabancı dil öyle bir ya da iki yılda vakıf olunacak bir olay değil. Ama bizim üniversitelerimiz, bunu bir türlü anlayamadı. ABD’de bile bu konudaki mükemmeliyet için okul bitinceye kadar süre verilirken, bizde mezuniyette aranan koşulların, hazırlıkta istenmesi çok manidar. Ayrıca hangi üniversitede yüzde 100 İngilizce eğitim yapılıyor, çok merak ediyorum!..
Hazırlık sınıflarındaki bu dayatma yüzünden binlerce öğrencinin hayatı karardı, onlarca üniversite zor duruma düştü ama bu kimin umurunda.
YÖK, mutlaka bu konuyu gündemine almalıdır...
Özetin özeti: Eğitimde dayatmalar dönemi artık sona ermelidir!..
Abbas GÜÇLÜ-Milliyet
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.