İLKSAN Üyelerine Açık Mektup
İLKSAN Üçlemesi’ nin ikinci metnini okuyorsunuz. Üçüncü yazım da yakında yayına girecek.
İLKSAN Üyelerine Açık Mektup
Sevgili İLKSAN üyeleri,
İLKSAN Üçlemesi’ nin ikinci metnini okuyorsunuz. Üçüncü yazım da yakında yayına girecek.
İlk önce şunu elzem şekilde belirtmeyi uygun görüyorum: Sizlerle protokolü, resmî ağzı bir kenara bırakarak dostça konuşmak hatta mektuplaşmak istiyorum. İLKSAN üyesi olup da illâki bu mektuba cevap verecek arkadaşlarımız vardır. Benim için onların görüş ve önerileri paha biçilemez derecede önem taşıyor. İLKSAN bayrağını bir çıta daha yükseltmek, Sandık’ ınızı bir adım daha ileri taşımak; her şeyden önce sizin kârınızadır. Çünkü ben Türkçe öğretmeniyim dolayısıyla İLKSAN üyesi değilim. (Ancak böyle bir imkânım olsa, emin olun, Ankara’ ya koşa koşa gider; hemen üye olurdum.)
İLKSAN’ a dair metin yazarken hep Türk Eğitim-Sen’ den bahsedilmesi veya hep Türk Eğitim-Sen’ den konuşmak zorunda kalmamız, otuzdan fazla öğretmen sendikası varken sizce tesadüf olabilir mi? Bence asla tesadüf değildir, tıpkı ağızlarından salyalar aka aka saldıranların aslında İLKSAN’ a değil de Türk Eğitim-Sen’ i hedef aldıklarını kolaylıkla görebilirsiniz. Neden? Çünkü meyve veren ağaç taşlanır!
Siz ihtimal veriyor musunuz 7 kişilik kadronun 4’ ü MEB’ in, 3’ ü Türk Eğitim-Sen delegelerinin oluşturduğu yönetimde herhangi bir işlemin es geçileceğini veya herhangi usulsüzlüğe göz yumulacağını? Emin olun bakanlık, şu anda İLKSAN’ da izole bantın kaç santimetre kullanıldığını bile biliyordur!
Sevgili İLKSAN üyeleri,
Sanki dışarıdan bakıldığında İLKSAN, millî eğitimimiz ve Türk Eğitim-Sen için olmazsa olmaz bir kuruluşmuş gibi görünüyor olabilir. Ancak asla öyle değildir. Şöyle düşünün: Biz Türkiye Kamu-Sen olarak 12 sendikamız, 1 konfederasyonumuzla birlikte bir de İLKSAN’ ı yönetiyoruz. Yaklaşık 1 milyon devlet memurundan bahsediyorum, sizce bu kolay bir iş olabilir mi? Tabi ki İLKSAN ne tabudur, ne ayettir ne de başka bir şey… Biz her zaman diyoruz ki ‘‘Eğer Sandık, kapatılacaksa bunu kesinlikle üyelerin ortak iradesi yapmalı! Aksi bir durumda İLKSAN mezbeleliğe döner! Çünkü İLKSAN’ da tek yetkili üyelerdir!’’ Türkiye’ deki hiçbir sandığın veya diğer sosyal paylaşım/ kazanım örgütlerinin yönetimi size bu raddede şeffaf davranmaz. Bu da Türk Eğitim-Sen’ in ahlâkının bir sonucudur.
Yıllardan beri özelleştirilen/ satılan kurumları gözünüzden bir geçirin:
Seka, THY, Sümer Holding, ETİ Bakır Gümüş Krom, Tekel, TZD, Esgaz, Divhan, Ebüaş, Petkim, Türk Telekom, limanlarımız, maden işletmeleri, barajlarımız, otoyollarımız, Boğaz Köprüsü, İGSAŞ, KBİ, TÜGSAŞ, Gerkonsan, Taksan, Tüpraş, Borçelik, Bursagaz, TDİ, Merinos ve daha onlarcası…
Ülkemizde Özelleştirme Dairesi var arkadaşlar. Dolayısıyla Sandık’ ınıza ilk önce sizin sahip çıkmanız gerekir. İLKSAN ileride ‘‘Bir yandaşa haraç mezat satılan kurum’’ olarak anılmasın. Yine hizmet ve sosyal politikaları takip edilen alanında bir yıldız olarak parlamaya devam etsin. Ancak işleyen demir ışıldar. Siz de işleyen demirin ışıldaması için işleyen yönetime tekrar görev verin.
Sevgili İLKSAN üyeleri,
Okul ziyaretleri yaptıkça bazı arkadaşlarımız İLKSAN’ ın kesintisini çok buluyorlar. Bunu anlamlı bir eleştiri olarak görmüyorum. Bir ay boyunca yaptığınız harcamaları gözden geçirin, ne kadarı gerekli? Bir ayakkabımız, bir takım elbisemiz varken bir tane daha almıyor muyuz? Cebimizden bir maaş tutarından daha fazla telefonlar çıkmıyor mu? Homurdananlar olabilir. Sana ne bizim yaşam standardımızdan, diyebilirsiniz. Ancak unutmayın ki o yaşam standardını yükseltmek için Türk Eğitim-Sen’ den daha fazla mücadele eden bir sendika daha gösteremezsiniz.
Söylemek istediğim aslında satır aralarında gizlidir: Yapılan kesinti derece değiştiğinde çift, kademe ilerlemelerinde tektir ve toplam kesintinin size %700’ lük dönüşü olacağını unutmayın. Aynı parayı harcayarak elde edeceğiniz hiçbir meta, size emekli olduğunuzda eşit derecede kâr sağlamayacaktır.
Sevgili İLKSAN üyeleri,
İLKSAN’ ın millî ve yerli kuruluşlar arasında son kale, son cephe, son durak, son liman olduğunu unutmayın!
Millî eğitimde sorun, dert, tasa, kadrolaşma, mülâkat, hukuksuzluk, liyakâtsizlik, yalan dolan, hile hurda, ötekileştirme elvan elvanken ağzını açmayıp İLKSAN’ a gözünün üstünde kaş var diye dava açanları unutmayın! (Buradan anlaşılmasın ki İLKSAN’ a dava açılmasından korkuyoruz! Asla! Biz bir hukuk devletinde yargının vereceği tüm kararlara saygılıyız. Demek istediğim; İLKSAN’ ı dava gibi birtakım yöntemlerle yormaya çalışmanın, zan altında bırakmanın doğru olmadığıdır. Açılan dava, sadece İLKSAN’ a değil tüm üyelerinedir. Yani İLKSAN’ ı sindiremeyenler, incir çekirdeğini doldurmayacak sebeplerden sandık üyesi tüm arkadaşlarımızı zan altında bırakmaktadırlar.)
Ülkemizdeki diğer sandıklarda üyelerin nerdeyse hiç söz sahibi olmadıklarını; 2014’ te Emniyet-Sen’ in gayretleriyle 9 asil, 20 yedek üyeden oluşan Polsan yönetimine yedek listeden sadece 5 polis memurunun girebildiğini unutmayın!
İLKSAN genel kurulunda Türk Eğitim-Sen Genel Sekreteri Sayın Musa Akkaş, ‘‘Türk Eğitim-Sen’ in olduğu yerden ayakkabı kutuları çıkmaz!’’ demişti; bu cesareti ve özgüveni unutmayın!
Benim Genel Başkanım Sayın İsmail Koncuk, İLKSAN ziyaretinde ‘‘İLKSAN’ da çaydan gayrısı kursağımızdan geçmişse zehir zıkkım olsun!’’ demişti; asla unutmayın!
Toplu sözleşmede İLKSAN’ a vurdukları baltaları, güya Sandık üyeleri adına kazandıkları birtakım haklarmışcasına(!) anlatanları unutmayın!
Her fırsatta İLKSAN’ a çamur atıp bir de utanmadan pis ellerini İLKSAN üzerinden çekmeyenleri unutmayın!
Türk Eğitim-Sen, haklarını korumak için eğitim çalışanlarından her zaman yetki talep etmiştir; aynı kertede işini yapmayan sözde yetkili sendikaları da sonuna kadar eleştirmiştir. Şimdi bir sendika düşünün ki ağzını her açtığında İLKSAN’ ı yerin dibine sokmaya çalışsın ama görev almaya gelince sandığa gitmesin! Bunu da unutmayın!
Türk Eğitim-Sen’ li delegelerin 1994’ ten beri İLKSAN’ da verdiği mücadeleyi, ürettiği hizmeti, Sandık’ ı şu an getirdikleri noktayı unutmayın!
2012’ de yapılan son İLKSAN seçimlerinde Türk Eğitim-Sen’ in %60.8 oy alarak 135 delege çıkardığını; Eğitim-Sen’ in %21.1 oy ile 47 delegede, yetkili sendika Eğitim Bir-Sen’ in ise %18.0 oy alarak 40 delegede kaldığını unutmayın!
Unutmayın, diyorum bu asla bir emir değil aksine bir ricadır. Çünkü olur da yarın biri çıkar ‘‘İLKSAN şöyledir, böyledir!’’ derse siz de hiç çekinmeden bunları yüzüne vurun ve ‘‘Sandıkta sen neredeydin?’’ diye sorun!
Sevgili İLKSAN üyeleri,
Köşe yazılarımı, haber dosyalarımı takip edenler bilir, ben olaylara her zaman adalet ve doğruluk penceresinden objektif şekilde bakmaya çalışırım.
İLKSAN’ daki başarı için tek ölçüt sadece üretilen hizmet olamaz. Başarının dalı budağı ve buzdağının bir de görünmeyen kısmı vardır. İLKSAN başarısında; şeffaflığını, sürekli denetlenmesini, hesabı verilemeyecek tek kuruşun olmamasını, dönüt alınan ulaşılabilir yönetime sahip olmasını, birlikte yönetilen demokratik bir Sandık özelliği göstermesini ve hizmet refleksinin had safhada olmasını sayabiliriz.
Sevgili İLKSAN üyeleri,
Sizin için en güzel sonuç, İLKSAN’ ın başarılı kadrosunun yönetime devam etmesidir. O yüzden 9 Nisan sabahı uyandığınızda yapmanız gereken, sanki bir genel seçim varmışçasına sandığa gidip sizin haklarınızı masada bırakanlara tokat gibi bir oy kullanıp evinize geri dönmek olmalıdır.
Kara propagandalara aldanmayacağınıza, Sandık’ ınızı yükseltenlere gereken vefayı göstereceğinize ve Sandık’ ınıza sahip çıkacağınıza inanıyor; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Yücel ÖNDER
Türk Eğitim-Sen
Esenler İlçe Başkanı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.