HÜKÜMET 110 BİN SÖZLEŞMELİYİ YOK SAYDI

HÜKÜMET 110 BİN SÖZLEŞMELİYİ YOK SAYDI

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk'un sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesiyle ilgili yaptığı basın açıklamasıdır.

Türkiye Kamu-Sen, yıllardır kamuda sözleşmeli personel çalıştırılması uygulamasına son verilmesi ve esnek, kısmi zamanlı, geçici, vekil, ücretli, usta öğretici, sözleşmeli gibi değişik adlar altında çalışan tüm personelin, kadroya geçirilmesi için mücadele etmektedir.
Mücadelemiz, geçtiğimiz günlerde resmi gazetede yayımlanan ve sözleşmelileri kadroya geçiren kanun hükmünde kararnamenin yayınlanmasının ardından kısmen de olsa başarılı oldu.
Buna göre 4/B’li ve 4924 sayılı Kanun uyarınca çalışan sözleşmeli personel kadroya geçirilecektir.
Ancak 5393 sayılı Kanununa göre belediyelerde istihdam edilen, 5302 sayılı Kanununa göre İl Özel İdarelerinde çalışan, bazı kamu kurumlarında, teşkilat kanunlarına göre sözleşmeli olarak çalışan personel ile 657 sayılı Kanunun 4/c maddesine göre istihdam edilenler bu KHK'nın kapsamı dışında tutulmuştur. 
Bütün bu hususlar incelendiğinde, sayıları 300 bine dayanan sözleşmeli ve geçici personelden yalnızca 657 sayılı Kanunun 4/b maddesi ve 4924 sayılı kanun uyarınca çalıştırılan yaklaşık 192 bin kişinin memur kadrolarına geçirileceğinin bizzat yetkililer tarafından açıklanmış olması, yüz binin üzerinde sözleşmeli personelin mağduriyete mahkum edildiğinin en açık göstergesidir.
Bu KHK’yı hazırlayanların Anayasanın eşitlik ilkesinden haberi yok mu?
TC Anayasası’nın 10. maddesi “…hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadır” hükmünü amirdir. Buradan anlaşılan, eşitlik ilkesinin, sadece idare makamlarına, yani kanunun uygulayıcılarına değil, aynı zamanda kanun koyucuya, yani yasama organına da hitap ettiğidir.
İlgili KHK’nin tüm sözleşmeli personeli kapsamaması nedeniyle, hukuki statüleri birbiri ile aynı olan sözleşmeli personel arasında ayrımcılık ortaya çıkacak ve benzer şartlar altında istihdam edilen personelden bir kısmının devlet memuru kadrosuna geçirilmesi, bir kısmının ise kapsam dışında tutulması sonucunda, Anayasal eşitlik ilkesi zedelenecektir.
 
Belediye çalışanları, il özel idarelerinde çalışanlar, kurumların teşkilat kanunlarına göre çalışan sözleşmeliler ve 4/c’liler üvey evlat mıdır?
5393 sayılı Kanunun 49. maddesi ile 5302 sayılı Kanunun 36. maddesinde “Bu personel hakkında bu Kanunla düzenlenmeyen hususlarda vize şartı aranmaksızın 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (B) fıkrasına göre istihdam edilenler hakkındaki hükümler uygulanır.” denilmektedir. Devlet Personel Başkanlığı’nın da ilgili kanunlar kapsamında çalıştırılan personelin 657 sayılı Kanunun 4/b maddesi uyarınca çalıştırılıyormuş gibi değerlendirileceğine dair çeşitli görüşleri bulunmaktadır. Dolayısı ile bu kapsamlarda çalıştırılan personelin de 657 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin (B) fıkrası çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir.
Ancak bu çalışanlarımız adeta üvey evlat muamelesi görmüşler ve kadroya geçirilmeyerek büyük bir mağduriyet yaşamışlar, adeta yok sayılmışlardır.
 
Sözleşmeli ve geçici personel istihdamı tamamen kaldırılmalıdır!
 
Türkiye Kamu-Sen’in uzun yıllar boyunca sözleşmeli personellerimiz adına sürdürdüğü mücadelenin temelinde; sözleşmeli personel çalıştırılması uygulamasının uluslar arası sözleşmelerde tanımlanarak, ülkelere tavsiye edilen düzgün iş, “decent work” kavramına uygun olmadığı, kamu istihdamına güvencesizliği yerleştirdiği, çok başlı bir uygulamanın önünü açtığı ve karmaşık bir istihdam yapısı doğurduğu gerekçeleri yatmaktadır. Bu nedenle sözleşmeli istihdamı uygulamasının kaldırılması ve 657 sayılı kanunun 4/c maddesi kapsamında çalıştırılan geçici personel dâhil olmak üzere, kamu istihdamı mantığına uymayan ve esneklik içeren vekil imam, vekil ebe, vekil, ücretli öğretmen, sözleşmeli belediye personeli gibi tüm çalışanların kadroya geçirilmesi temel hedefimizdir.
Adaletsizliği ilke; haksızlığı gelenek haline getirenler, sorunları çözmemek için direnmişlerdir!
Siyasi iktidar, 9 yıllık icraatı boyunca kamu kesiminde memurluk güvencesini yok ederek yerine güvencesiz sözleşmeli personel çalıştırılması uygulamasını hâkim kılmaya; kamu istihdam rejimini, özel kesim istihdam rejimi benzeri bir yapıya çevirmeye çalışmıştır. 
Sözleşmeli personel, “esneklik” adı altında, her türlü güvenceden mahrum, tayin hakkı olmayan, aile bütünlüğünün korunmadığı, her türlü istismara açık şekilde, bir zorlama ile karşı karşıya kalmıştır. Siyasi iktidarın, kamuda özel kesime benzer yapı oluşturma hedefi, son 9 yılda sözleşmeli personel sayısının 10 binler dolayından 300 bine çıkmasına neden olmuştur. 
Bugün gelinen süreçte, sözleşmeli personel çalıştırılması uygulamasının mucidi olan hükümetin, yıllardır kamuya doldurduğu sözleşmeli personeli kadroya geçirmesi, yaptığı hatayı kabul ettiğinin en açık göstergesidir. Ancak bu noktada, siyasi iradenin büyük bir ikilem içinde olduğunu görüyoruz. Geçtiğimiz yıl içerisinde hükümet tarafından kamuoyuna açıklanan istihdam stratejisinin, esnek istihdam modeli üzerine oturtulması ve yayımlanan KHK’nin sözleşmeli personel uygulamasına son vermemesi, yapılanların, mevcut bir sorunu çözmekten çok, seçim öncesinde, sözleşmeli çalışanlarımızın gönlünü almak amacı güden bir girişim olduğunu ortaya koyuyor.
 
Sözleşmeli istihdamına son verilmesi yolunda, büyük bir fırsat kaçırılmaktadır.
 
Çıkarılan kararname, kamuda sözleşmeli personel uygulamasını sona erdirmemekte, yalnızca mevcut sözleşmeli personelin bir kısmını kadroya geçirmektedir.
 
Bu şekilde, kamuda sözleşmeli sorunu çözülmüyor. Aynı anlayış devam ederse önümüzdeki aylarda, kamuya alınacak personel sözleşmeli esaslara göre istihdam edilecek, değişen bir şey olmayacaktır. Dolayısı ile sözleşmelilerin kadroya geçirilmesi, yalnızca mevcut sözleşmeli personel açısından bir anlam ifade etmektedir. Kamuda sözleşmeli, geçici ve güvencesiz istihdam uygulaması, aynı şekilde devam etmekte ve mantık değişmemektedir.
 
Oysa çıkarılacak KHK ile kayıtsız şartsız tüm sözleşmeli çalışanlar, kadroya alınıp, bu uygulamaya son verilmek suretiyle, yüzbinlerce sözleşmeli çalışanın sorunları bir kalemde çözülebilirdi. Ancak adaletsizliği ilke edinen anlayış, böyle bir düzenleme yaparken dahi ayrıcalık ve adaletsizliklerle dolu bir karara imza atmış ve sorunun temeline inmeden, yüzeysel bir geçişle, günü kurtarma yolunu seçmiştir.
 
Türkiye Kamu-Sen sözleşmeli personel için verdiği mücadeleyi sürdürmekte kararlıdır!
 
Türkiye Kamu-Sen olarak mücadelemiz, kamu kesimi başta olmak üzere, tüm ülkede istihdam mantığının güvenceli, sürekli ve uluslar arası sözleşmelerde tanımlanan “düzgün iş” kavramına uygun hale getirilmesidir. Günübirlik uygulamalarla yapılan iyileştirmeler, sorunun geneline yönelik bir çözüm getirmeyecektir. Bu noktada hükümet, yaptığı hatayı kabul etmesine rağmen, sözleşmeli personel uygulamasına son vermeyerek başka bir yanlışa daha imza atmıştır.
 
Bugün gelinen süreçte, sözleşmeli personelimizin bir kısmının kadroya geçirilmesinde kuşkusuz ki en büyük pay, sözleşmeli personelin sendikal haklara kavuşturulmasıyla başlayan   ve yaptığı iş bırakma eylemleriyle, basın açıklamalarıyla, kampanyalarla, mitinglerle ve hukuki girişimleriyle Türkiye Kamu-Sen ve bağlı sendikalarımıza aittir. Eğer Türkiye Kamu-Sen’in sözleşmeli personel adına yaptığı bu etkili eylemler olmasaydı yetkililerin sözleşmeli personelin varlığından dahi haberi olmayacaktı. Bu dönemde birçok üyemiz, sözleşmeli personelimizin hakları için yaptıkları eylemler sonrasında soruşturmalara maruz kaldılar. Bir kısmı, bu eylemler nedeniyle işten el çektirildi ve mahkeme kararıyla işlerine döndü. Bir bölümü sürgüne gönderildi. Türkiye Kamu-Sen üyeleri çalışanlarımızın hakları için mücadele ederken bazı sözde sendikalar ise, idareye ihbar mektupları yazarak, muhbirlik yapıyor, çalışanları içten vuruyor, siyasi iradeyle çay içme törenleri yaparak sendikacılık yaptıklarını zannediyorlardı. Bu nedenle sözleşmeli personelimizin elde ettiği bu hakta, yaşanan zorlukları, yapılan fedakârlıkları ve çekilen acıları unutmamak gerekmektedir.
Türkiye Kamu-Sen olarak, sözleşmeli personelin bir kısmının kadroya geçirilmesini, olumlu bir gelişme olarak görmekle birlikte, sorunun tam anlamıyla çözülmediğini kamuoyuna bildirmeyi bir gereklilik olarak görmekteyiz. Bu alandaki mücadelemiz, kamuda güvencesiz, sözleşmeli, geçici, vekil ve kısmi zamanlı personel çalıştırılması uygulaması son buluncaya kadar sürecektir. Kararlıyız, haklıyız, kazanacağız.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.