26 yıl önce, 26 Şubat 1992’de tarihinde Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında 600’ü aşkın soydaşımız Ermeni çeteleri tarafından toplu şekilde öldürüldü, yüzlercesi yaralandı ve bin 275 kişi rehin tutularak her türlü zulme, işkenceye tabi tutuldu.

Ermeni çeteleri, Sırpların Boşnaklara yaptığı gibi, acımasızca katliamlar yaptılar, Azerileri soykırıma tabi tutarak topraklarını işgal ettiler. Dünyanın tanıklık ettiği bu katliam, insanlık tarihine sürülen büyük bir lekedir.

Ne Rusya ne Avrupa ülkeleri ne ABD ne de BM, Hocalı’da yaşanan yıkım, kıyım ve katliamı önlemek, engellemek veya durdurmak için hemen hiçbir ciddi girişim içinde olmamıştır. Bu ilgisizlik, duyarsızlık, Ermeni çeteleri daha da cesaretlendirmiştir. Faillerin çoğu daha sonra Cumhurbaşkanlığı da dâhil Ermenistan’ın en yüksek makamlarına kadar çıkmış; katliamı intikam almak için yaptıklarını göğüslerini kabartarak söyleyenler adeta ödüllendirilmiştir.

Ne yazık ki, dünyanın ve BM dâhil uluslararası kuruluşların gereken tepkiyi göstermemesi, uzun zamandır katil ve zalimleri cesaretlendirmektedir. Dahası doğrudan veya en öldürücü silah ve teçhizatla donatıp arka çıktıkları eli kanlı terör örgütleri ile yapılan katliamlar, yeni savaşma biçimine veya yeni politik tutuma dönüşmüştür. Bu zalimce tutum sebebiyle acılarımızın katlanarak çoğaldığı, çoğalarak sürdüğü Halep, Doğu Guta birer Hocalı’dır. Dün Hocalı’da maruz kaldığımız zulüm bugün her yerde ve daha acımasız olmaya başlamıştır.

Müminlerin kardeş olmasının acılarımızda ve sevinçlerimizde bizi ortak kılması sebebiyle Hocalı’da zalimce katledilen kardeşlerimizin hicranını yüreğimizde hissettik, hissediyoruz. Yapılan, başta Rusya olmak üzere, Ermenileri kullanan güçlerin tezgâhladıkları egemenlik oyunudur. Son zamanlarda vatanlarını işgalden kurtarıp özgürleştirmek için Azeri kardeşlerimizin kazanımlarla süren çabalarını destekliyoruz.

Hocalı katliamını yapanları, katliamı karanlık siyasi hesapları için olağan görenleri şiddetle kınıyoruz. Ermenistan, 26 yıldır işgal altında tuttuğu Karabağ’dan kayıtsız şartsız çekilmelidir. Bütün bu acı ve gerçekler yaşanıp dururken, faillerini kınayıcı tek kelime edemeyen Hollanda ve benzeri kimi ülkelerin, siyasi amaçlarına uygun ürettikleri temelsiz algılarla 1915 olayları üzerinden hakikatleri saptırma politikalarını da şiddetle protesto ediyoruz.

Eğitim-Bir-Sen olarak, bütün bu acıları unutmayacak, hatırlatacak ve zulme karşı mazlumdan yana duruşumuzu sürdüreceğiz. Zulümle payidar olunmayacağı düşüncesiyle sadece Hocalı’da değil, bütün mazlum coğrafyalardaki mazlumların ahının yerde kalmayacağına ve zalimlerden hesap sorulacağına olan inancımızı, bu yöndeki umudumuzu ve mücadele azmimizi asla kaybetmeyeceğiz.