Her şey Türk ama burası Türkiye değil

Her şey Türk ama burası Türkiye değil

Türkiye'nin ihracatında önemli yer tutan deniz taşımacılığı son yıllarda önemli bir gelişme kaydederken, ro-ro taşımacılığında kaydedilen ilerlemenin en çarpıcı örneklerinden bir İtalya'nın Trieste limanında görülüyor.

Bu sektörde Türkiye’nin en büyük şirketi olan UN Ro-Ro’nun davetiyle gerçekleştirdiğimiz gezide, Trieste limanının neredeyse tamamının ülkemizden gelen ya da dönmeye hazırlanan tırlarla dolu olduğuna şahit olduk.

Türkiye’nin ihracatının yaklaşık yüzde 10’unun geçtiği bu liman, Trieste ekonomisinin can damarlarından da biri durumunda.  

İtalya’nın yaklaşık 250 bin nüfusa sahip bu tarihi kentinde limandaki faaliyetler yaklaşık 15 bin kişilik istihdam yaratıyor. Trieste Üniversitesi tarafından 2007 yılında yapılan bir araştırmaya göre Türkiye’den gelen ro-ro trafiği, Trieste’de yıllık 80 milyon euroluk bir ekonomik faaliyet yaratıyor.

Türkiye’nin Avrupa’ya açılan bu önemli kapısındaki genel kargonun yüzde 50’sini ise tek başına UN Ro-Ro taşıyor.

Sektörün içinde bulunduğu durumu ve faaliyetlerini değerlendiren UN Ro-Ro CEO’su Sedat Gümüşoğlu, deniz taşımacılığına yaptıkları yatırımla Türkiye'nin dış ticaret hedefinin önemli bir halkasını oluşturduklarına dikkat çekti.

Gümüşoğlu, “Türkiye dış ticaretinin altyapısını oluşturuyoruz. Türkiye’nin ihracatının yüzde 50’si Avrupa Birliği ülkelerine yapılıyor. En çok Almanya, İtalya ve Fransa’ya… Türkiye ile Batı Avrupa arasındaki karayolu taşımacılığının yüzde 50’si ro-ro ile yapılıyor. UN Ro-Ro ise toplam ro-ro taşımalarının yüzde 85’ini gerçekleştiriyor. Mevcut hatlarımızda, UN Ro-Ro taşımalarının yüzde 70’i Trieste’ye, yüzde 30’u Toulon’a gerçekleşiyor” dedi.

Şirketin hepsi Alman yapımı olan 11 tanesi kendisine ait, iki tanesi de kiralık olmak üzere 13 gemilik filosu bulunduğunu belirten Gümüşoğlu, ortalama 4.5 yaşında olan gemilerin Akdeniz’in en genç filosunu oluşturduğu da söyledi.

SEYİR HALİNDEYKEN BAKIM

Gümüşoğlu, gemilerin sürekli sefer halinde olduğunu ve bakımlarının dahi hareket halinde yapıldığını ifade ederken, tamamı dolu olduğunda yaklaşık üç bin tane tırın deniz üzerinde taşındığını ve bu tırların toplam uzunluğunun da 47 kilometreyi bulduğuna dikkat çekti.

Ro-ro taşımacılığı başta maliyet olmak üzere sunduğu avantajlardan dolayı son dönemde hızlı bir gelişim kaydediyor. Gümüşoğlu, 2010 ve 2011’in ilk dört ayı kıyaslandığında tekerlekli taşıtlarla Avrupa'ya yapılan ihracattaki yüzde 17'lik artışa karşın, U.N Ro-Ro’nun taşımalarında yüzde 30'luk bir artış yakalandığının altını çizdi.

FİYATLAR KARAYA GÖRE HEP AVANTAJLI

Ro-ro taşımacılığındaki avantajlara değinen Gümüşoğlu şöyle konuştu:

"Fiyatlama politikası olarak her zaman karayolundan daha uygun fiyatlı olduk. İstanbul’dan Trieste’ye gidiş – dönüş olarak treyler taşıma (ki U.N Ro-Ro hatlarında taşımaların ortalama yüzde 70’i treyler ile) fiyatı 1475 euro. Örneğin Hamburg’a gidecek bir aracın sadece karayolundan gitmesi ile ro-ro kullanması kıyaslandığında, ro-ro ile taşımada gidiş-dönüş tur başına 300-400 euroluk doğrudan maliyet avantajı sağlıyoruz.

Ro-ro taşımacılığının bir diğer avantajı da taşımacılarımızın araç yatırım maliyetlerini azaltmak. Sunduğumuz iş modeli ro-ro gemilerine sadece treylerlerin yüklenmesi mümkün kılıyor, bu sayede ro-ro gemisine yüklenen treylerleri İstanbul’daki limanda farklı bir çekici teslim edip Trieste’de (veya Tolulon’da) farklı bir çekici teslim alabildiği için taşımacı şirketlerimiz ağırlıklı olarak treyler yatırımı yapabiliyor. Çekicilerin ortalama fiyatının 80-100 bin Euro olduğu ve ithal edildiği, treylerlerin ortalama fiyatının 20-30 bin Euro olduğu ve Türkiye’de üretildiği için sunduğumuz modelin sağladığı yatırım avantajı da ortaya çıkıyor; örneğin bir taşımacı 1 milyon euro yerine 600 bin euroluk araç yatırımı ile faaliyete başlayabilir. Bu iş modelinin Türkiye’nin cari açığının azaltılmasına da katkısı bulunuyor" dedi.

Şirket üçü İstanbul'da birisi de Mersin'de olmak üzere dört limandan ro-ro gemisi kaldırıyor. İstanbul'daki limanlardan birinden Fransa'nın Toulon limanına sefer yapılırken, diğer iki liman ve Mersin'den kalkan gemiler ise Trieste'ye yanaşıyor. Gelen konteynerler ya da tır dorseleri istenirse  Avusturya'nın Salzburg kentine kadar trenlerle de taşınabiliyor.

SINIRSIZ TİCARETİN KAPISI

Trieste Limanı İkinci Dünya Savaşı sırasında kazandığı özel statü nedeniyle Türkiye'nin Avrupa'ya ihracatında çok önemli bir rol oynuyor. O dönemde yapılan özel anlaşma uyarınca, burası adeta bir serbest bölge olarak çalışıyor ve Kıta'nın kuzeyine yapılan ihracat için bir kota konulmuyor. Ancak aynı taşımacılık karadan yapıldığında başta Bulgaristan olmak üzere buna belirli kota koyarak, potansiyel ihracatın bir noktadan sonra durmasını da beraberinde getirebiliyor.

Önümüzdeki dönemde Köstence'ye de sefer başlatacaklarının haberini veren Gümüşoğlu bu rotada haftada karşılıklı üç seferle yılda 30 bin araç taşımayı hedeflediklerini ifade etti.

2011 HEDEFİ 200 MİLYON EURO

2011 sonunda toplam araç taşıma sayısını 240 bine çıkarmayı amaçlayan UN Ro-Ro, bu dönem için 200 milyon euro üzerinde ciro yapmayı bekliyor.

Karayolu taşımacılarınca kurulan ve ilk kurulduğunda çok ortaklı yapısı olan şirketin yüzde 98.8’i 2007’de ABD’li yatırım fon şirketi KKR tarafından satın alındı. Yüzde 1.2’lik kısmı ise Uluslararası Nakliyeciler Derneği’nin (UND) elinde bulunuyor.

Trieste'nin ekonomik hayatında önemli bir yeri bulunan şirket, bölgedeki önemli sosyal organizasyonlara da destek veriyor.

Hürriyet

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.