Her sektöre teşvik var ama eğitime yok...
Hangi sektör krize girse ya da kriz sinyalleri görülse, devlet, anında yardıma koşuyor
Bu turizm için de böyle, otomotiv, enerji, tarım ve diğer sektörler için de farklı değil.
Verilen teşviklere bakıldığında hayvan yetiştiriciliği yapmak, kesinlikle ve kesinlikle öğrenci yetiştirmekten yani eğitimle uğraşmaktan çok daha avantajlı. Ama Ankara’ya gidip devletin en tepesinden, en altındakine kadar kime mikrofon uzatsanız, istisnasız hemen hepsi, eğitim çok önemli diyecektir...
Peki o zaman, eğitim bu kadar önemli ise neden hiç kimse boş kontenjanlarla ilgilenmiyor. Önceki yıl 130 bin, geçen yıl 100 bin kontenjan boş kaldı. Bu yıl da 150, 200 bin açıktan söz ediliyor. Bu bir kriz değil de ne? İlle de üç, beş üniversitenin batması mı bekleniyor?
Çözüm üretmek için daha ne olması isteniyor?..
Yine Ankara’dan gelen duyumlara göre, her an yeni gelişmeler olabilirmiş.
Ne olacaksa bir an önce olmalı ki, hemen herkes ona göre karar versin!..
Harçların kaldırılması da...
Başbakan Erdoğan’ın, tam da tercihler öncesinde, “harçlar kaldırılacak“ müjdesini, vakıf üniversitelerine darbe vurmak için verdiğini hiç sanmıyoruz. Ama vakıf üniversiteleri, yüksek sesle dile getirmeseler de, Erdoğan‘ın bu açıklamasına çok bozulmuş durumdalar. Hatta kızgınlar. Çünkü bu açıklamanın, kontenjan açığını daha da artıracağına inanıyorlar.
Diğer yanda bedava devlet üniversiteleri varken, paralı vakıf üniversiteleri niye tercih edilsin diyorlar.
Haksızlar mı?
Abartıldığı kadar değil ama haklılar. Cebinde trilyonları olanlar bile, çocuğunun geleceği için doğru olanı değil, bedava olanı tercih edebiliyor!..
Üniversite harçları, vakıf üniversitelerinin yanında, devede kulak bile değil ama kaldırılması önemli bir tercih nedeni olacaktır!..
Bir kez daha düşünülsün!
Harçların kaldırılacağından ne YÖK’ün ne de Maliye’nin haberi vardı. Olsaydı, ona göre bir hazırlık yaparlardı. Ama görünen o ki, önce açıklama geldi, şimdi de oluruna bakılıyor.
Üniversiteler bu konuda çok tedirgin. Öğrenciye yönelik sübvansiyonlar, spor ve sağlık harcamaları ile öğrenci etkinlikleri, hep bu fondan karşılanıyordu, ya yerine aynı miktar para gönderilmezse ne olacak? Sorusunu sormadan edemiyorlar.
Biz söyleyelim. Öyle bir kaynağı artık hayallerinde görürler. Ne YURTKUR artık onlara böylesi sürekli bir kaynak sağlayabilir ne de Maliye ek bütçe verir. Belki bir süre gider, sonra da genel bütçeye katılır ve üniversitelerin de iki ayağı bir pabuca girer. Bunun sonucunda da, yemek fiyatları tavan yapar, sağlık ve spor aktiviteleri en aza iner, bilimsel etkinlikler ve diğer seyahatler için kaynak bulunmaz noktaya gelinir...
Umarız, bu konuda da yanılan biz oluruz...
Parası olandan alınsın
Üniversitelerde örgün öğretimde bir milyonu aşkın öğrenci var ve yarısı, ihtiyacı olmadığı için harç kredisi almıyor. Geri kalanın tümüne de zaten YUTKUR, bu desteği sağlıyor. Yani parası olmadığı için hiç kimsenin okuyamama durumu söz konusu değil.
Şu an, harç kredisi sadece ihtiyacı olana veriliyor ve mezun olduktan sonra da faiziyle alınıyor. İş bulamadıklarında da geri ödeme süreci, bazen sorunlar çıksa da genelde uzatılıyor.
Şimdi yapılacak olan, tümden kaldırma yerine, ihtiyacı olanlara, karşılıksız harç kredisi verme yönünde olabilir. Böylece, devletin kasasından çıkacak para yarı yarıya azalmış olur.
Bu da, öğrenciye sağlanan desteğin kesilmemesi anlamına gelir ki, bu çok önemli!..
Yemek ücreti patlar!..
Devlet üniversitelerinde, yemek ücretleri 1 lira ile 4 lira arasında değişiyor. Ve maliyeti en az 7, 8 lira. Aradaki fark ise harçlar fonundan karşılanıyor.
Ve göreceksiniz, harçların kaldırılmasıyla birlikte, yemek fiyatları anında fırlayacak...
Sakın ola, üç, beş lira artsa ne olacak ki gibi bir düşünce içerisine girmeyin. Çünkü 2, 3 liralık yemek ücretini bile pahalı bulup, yiyemeyen on binlerce öğrenci var.
Devlet eğer ille de bir bonkörlük yapacaksa, hiç ihtiyacı olmayanların harcını kaldırmak yerine, öğrencilere verdiği burs miktarını artırsın.
Zaten çok arttı gibi bir açıklama da getirmesinler. Evet arttı ama gelsinler kendileri 320 lira ile İstanbul’da geçinebiliyorlar mı, bakalım, görelim!...
Özetin özeti: Çocuklara en büyük kazığı iyilik olsun diye anne babalar atıyor. Devletin yaklaşımı da sanki onlardan hiç farklı değil!..
Abbas GÜÇLÜ-Milliyet
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.