Heba edilen alın teri: İLKSAN

Heba edilen alın teri: İLKSAN

İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı (İLKSAN), ilkokul öğretmenlerine konut, sağlık, doğum, ölüm ve emeklilik durumlarında yardım etmek üzere 1943 yılında kurulmuş, beceriksizlik sarmalında heba edilen alın teri, skandalların odağında...

İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı (İLKSAN), ilkokul öğretmenlerine konut, sağlık, doğum, ölüm ve emeklilik durumlarında yardım etmek üzere 1943 yılında kurulmuş, beceriksizlik sarmalında heba edilen alın teri, skandalların odağında bir sandıktır.

İLKSAN dendiğinde insanın aklına gelen ilk şey, Süleyman Demirel’in “verdimse ben verdim” meydan okumasında kendisini bulan skandaldır.

Dönemin Millî Eğitim Bakanı Köksal Toptan, skandalı şöyle anlatıyor: Tercüman Gazetesinin sahibi Kemal Ilıcak mali krizdeydi. Ilıcak’ın İstanbul’da Ömerli Barajı yakınında büyük bir arsası vardı ve bir türlü müşteri bulamamıştı. Yakın dostu Süleyman Demirel’in Başbakan olması, O’nun için umut kapısı oldu. İlkokul Öğretmenleri Yardımlaşma Sandığı İLKSAN arsayı satın alırsa, Kemal Ilıcak kurtulacaktı, konuyu Demirel’e açtı, Demirel sorunu çözdü.

Ilıcak’a verdiği sözü tutan Demirel “verdimse ben verdim” resti ile skandalın hesabı sorulamadı. ‘Verdimse ben verdim’ler devam etti.

İLKSAN, bugün 285 bini aşkın üyesi ile her bir sınıf öğretmeninden kesilen aylık 100 TL civarındaki kesintilerle, gelirlerinin yüzde 99’unu faizden elde eden rantiyeci bir sandıktır. Toplam mal varlığı 2 milyar TL, yıllık aidat geliri 250 milyon TL, emekli olan üyelerine ödenen 230 milyon TL ile emekli üyelerine yönelik yükümlülüklerini ancak karşılayabilmektedir. 25 hizmet yılından fazla 50 bine yakın üyesinin emekli olması hâlinde batacak bir sandıktır. Bu nedenle İLKSAN’ı yöneten akıl için önemli olan, üyelerinin emekli ol(a)maması veya 8-10 yıl aidatlarını iç ettikten sonra bir yolunu bulup aidatlarını ödememektir.

Önümüzdeki hafta İLKSAN delege seçimleri var.

2 milyarlık mal varlığını kontrol psikolojisi, İLKSAN’ın sahip olduğu otel imkânları ve yıllık 250 milyonluk aidatın nakit akışının ürettiği güçten mahrum olma korkusu nedeniyle 25 yıldır İLKSAN’ı yöneten akıl ilk kez bu düzeyde tedirgin…

İLKSAN ile ilgili ifade etmem gereken bir diğer önem arz eden husus ise, İLKSAN delege seçimleri sendikal mücadelenin sahası değildir. O mücadele 2002’den beri sahada devam etmekte olup, her yıl Mayıs ayında da mutabakat dediğimiz çerçevede neticelenmektedir. Eğitim çalışanları özgür iradeleri ile sendikasını seçmekte, üye olarak destek olmakta, bazen de istifa ederek desteğini çekmektedir. 2020 yılı için süreç bu yıla mahsus Temmuz’da neticelenmiş, 428 bin 571 eğitim çalışanı tercihini Eğitim-Bir-Sen’den yana belirtmiştir. 213 bin 496 eğitim çalışanı da Türk-Eğitim-Sen’den yana tercih belirtmiştir. Altını çizerek tekraren ifade ediyorum.

İLKSAN delege seçimleri sendikal mücadelenin sahası değildir.

……

Bir İLKSANzede olarak hakkımı helal etmiyorum. 1997’de öğretmenliğe başladım. 2005’te Halk Eğitimi Merkezi’ne atanınca İLKSAN üyeliğim sonlandırıldı.

1997’de öğretmen maaşı 40-50 (sadece kırk-elli) lira idi. İLKSAN’a aylık ortalama 80-90 kuruş kesilirdi. Bu kesintiler 8 yıl sonra 2006’da yüzde 50 zamla 130 kuruş olarak ödendi. Eğer kesintim 8 yıl değil de 4-5 yıl olsaymış onu da ödemeyeceklermiş.

8 yıllık emeğimi gasbeden İLKSAN’a hakkımı helal etmiyorum.

Benim gibi binlerce kurban var, bu binlerce öğretmen ile nasıl helalleşeceksiniz?

Şenol METİN

Eğitim-Bir-Sen Konya 2 No'lu Şube Başkanı

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum