Müslümanların kadim yurdu Halep'te tarifi imkansız bir vahşet yaşanıyor. Kentin doğusunda mahpus 100 bin kişi, Rus uçaklarının bombalarından kurtulsa İran destekli terör grupları tarafından diri diri yakılıyor. Orada hayatta kalmak için teslim olmak yetmiyor; yanına PKK'yı da alan rejim, silahsız erkekler bir yana, kadın ve çocuklara da kurşun yağdırıyor. Dünyanın sırt çevirdiği Halep'te kadınlar, canilerin tecavüzünden kurtulmak için intihar etmeye başladı. canlarına kıymadan önce fetva istiyorlar.

Suriye devriminin sembol şehri Halep, 5 yıldır misket, varil, fosfor bombaları, balistik füzeler ve tüm konvansiyonel saldırılara rağmen direndi. 3 ay önce kuşatılan kent, Şam, Humus, Dera'da olduğu gibi açlık ve yokluğa mahkum edildi. 20 gün önce başlayan kara harekatı ile yüzde 90'ı işgale uğrayan kent, geçen sürede 2 bin şehit, 20 binden fazla yaralı verdi. Rejim, Şii milisler ve PYD ittifakı karadan korkunç katliamlar eşliğinde ilerledi. 100 bine yakın sivil, 2-4 kilometrelik alanda sıkıştı.. Son 2 günde rejimin şehir merkezinde sokaklarda infaz ettiği sivil sayısı 400'ü aştı.

TESLİM OLANLAR TARANIYOR

Bustan el-Kasr ve Salihin Mahallelerini sabah saatlerinde ele geçiren rejim ve müttefikleri beyaz bayraklarla teslim olanlara dokunulmayacağını taahüt etti. Ancak caniler, gün içerisinde evlerinden çıkarak teslim olmak amacıyla askeri noktalara ilerleyen sivillere kurşun yağdırmakta tereddüt etmedi. Sokaklar insan cesetleriyle doldu. 200'den fazla kadın esir alınarak Şii milisler tarafından karargah olarak kullanılan Muhayyem Neyrap bölgesine götürüldü. Esir alınan 43 kadına tecavüz edildiği, diğerlerinden ise haber alınamadığı bildiriliyor.

DİRİ DİRİ YAKIYORLAR

Tahliyeleri engellemeye çalışarak sivil kaybın artmasına neden olan İran'ın komuta ettiği Şii milisler, Haleplileri diri diri yakmaktan da çekinmiyor. Önceki gün 11'i kadın 13'ü çocuk en az 82 kişi bu şekilde yakılarak öldürüldü.

HER YERDE İNFAZ

Rejim, Şiiler ve PKK/PYD'liler, muhaliflerden ele geçirilen yerlerde sağlık çalışanlarını da hayatta bırakmıyor. Caniler dün Kellase'de, bina girişlerinde yaralanan sivillere sağlık hizmeti veren doktor, hemşire, teknisyen toplamda 65 sağlık çalışanını 'ihanetle' suçlanarak infaz etti. Halep'in doğusundan rejim kontrolündeki batıya geçen yaşları 30 ila 50 arasında değişen yüzlerce sivil erkekten ise haber alınamıyor. Onların da katledilmiş olmasından endişe ediliyor. Türkmenlerin yoğun yaşadığı 3 mahallede de evleri kepçelerle yıkan Esed rejimi, Halep işgali sonrası düşünülen demografik yapının da altyapısını oluşturuyor.

100 çocuktan haber yok

Halep'te ağır saldırı altındaki bir binada 100'den fazla çocuğun enkaz altında kaldığı açıklandı. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Halep'in doğusunda ebeveynleri yanlarında olmayan çocukların, ağır saldırı altındaki bir binada mahsur kaldığını bildirdi. UNICEF, çocukların binadan acilen tahliye edilmesi çağrısında bulundu. Alınan bilgiye göre, hedef gözetilerek bombalanan bina bir yetimhane. Rejim bölgesinden atılan havan topları, çocukların bulunduğu yetimhanenin 3. katına isabet etti. Binanın bodrumuna sığındıkları belirtilen çocuklardan bombalama sonrası haber alınamadı. Halep Yerel Meclisi Üyesi Samimr Karbi, "Çocukların bir kısmı binanın bodrumuna sığındı. Sonra iletişim kesildi. Orada mahsur kaldılar" şeklinde bilgi verdi.

Yakıyorlar

Halep'te her geçen dakika yeni bir dram yaşanıyor. Varil bombaları ve füzelerin isabet ettiği yerlerde yangın çıkıyor. Sokak ortasında diri diri yanan insanların feryadı yürekleri dağlıyor.

İntihar caiz mi?

Halep'te kadınlar artık, canilerin tecavüzünden kurtulmak için 'intihar fetvası' istiyor. Namusunu korumak için ölmek isteyen Müslümanlar, tanıdıkları alimlere başvurarak bu şartlarda intihar için cevaz verilmesini talep ediyor. Dün Halep'te bir kadın tecavüze uğrayacağını anlayınca binanın 4. katından aşağı atladı. İnsanlığın unuttuğu kentte yürek burkan bu manzaralar sıklıkla yaşanmaya başladı.

Son mesajı oldu

Son yılların en ağır katliamlarından birinin yaşandığı Halep'te Şii milisler önlerine geleni infaz edip, kadınlara tecavüzde bulunurken, yıllardır bölgeden dünyaya haber aktaran gazeteci ve aktivistler ise 'hayata veda etmeden önce' ya son videolarını çekip yayınlıyor ya da ses kayıtlarını yolluyor. Halep'te yıllardır sivilleri kurtarmak için yaşamını hiçe sayan yardım gönüllüsü Faris ebu İslam (27), AA'ya gönderdiği ses kaydından kısa süre sonra bombardımanda hayatını kaybetti. 2011 yılından buyana İMKANDER gibi yardım kuruluşlarına da gönüllü destek veren İslam'ın, patlamadan kısa süre önce yolladığı kayıtta son sözleri şöyle oldu: "Sokaklarda hep savaş var. O yüzden dışarıya çıkamadık. Hakkınızı helal edin, ne yapalım başa gelen çekilir. Allah var, bizleri unutmayacak inşallah. Bizleri unutmayın, ölümlü dünya."

'Bir sıkıntı yok elhamdülillah'

Halep'ten bir Türkmen komutan, yayınladığı kayıtla yürekleri dağladı. Herkese iyi olduğunu söyleyen komutan, "Selamun aleyküm. İnşallah Allah'a emanet olun. Ben iyiyim. Bunlar ihanet etse de inşallah alemlerin Rabbi, karşılık olarak cenneti verecek. Allah'a hamdolsun. Yok, bir sıkıntı yok elhamdülillah. Allah böyle diledi, böyle olacak. Benim tek üzüldüğüm sizlersiniz. Siz üzüleceksiniz ben üzülüyorum. Allah'a emanet olun" diyor.

Kimsenin gidecek evi kalmadı

Halep'teki muhalif gruplardan Tecemmu Festakim Tugayı Komutanı Ebu Kutaybe, Yeni Şafak'a yaptığı değerlendirmede, "Direnişçilerin teslim olması savaşarak ölmesinden çok daha kötü bir seçenek. Rejimin yalanlarına inanarak teslim olanlar olağanüstü işkence ve insanlık dışı muamelelere maruz kaldı. Çoğu da öldürüldü" dedi. Halep'te insani durumun çok kötü olduğunu söyleyen Kuteybe, şöyle konuştu: "Kabul edilmesi imkansız koşullar öne sürerek tüm Halep'in katledilmesinin altyapısını oluşturdular ve bu vahşete ortak oldular. Sokaklarımız cesetlerle dolu. Şehit olan siviller günlerce defnedilmeden sokaklarda teşhir ediliyor. Yoğun yağmur ve soğuğa rağmen sivillerin bina girişlerinde bekleyişleri sürüyor. Kimsenin gidecek bir evi kalmadı. Durum her geçen saat daha da zorlaşıyor."

Arap Birliği toplanıyor

Arap Birliği, başta Halep olmak üzere Suriye'deki durumu görüşmek üzere daimi delegeler düzeyinde yarın olağanüstü toplanma kararı aldı. Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt da dün yaptığı açıklamada, Suriye'nin Halep kentinde Esed rejimi ve destekçilerinin sivillere yönelik işlediği "suçları ve kötülükleri" kınayarak, acil ateşkes çağrısında bulunmuştu.

Kimyasal katliam

Halep'te soykırıma imza atan Beşşar Esed rejimi dün Hama'da da kimyasal silahlar kullanarak büyük bir katliam gerçekleştirdi. Akirbat beldesinde havadan halkın üzerine sarin gazı yüklü bombalarla saldıran rejim,aralarında çok sayıda çocuğun da bulunduğu 100 sivili katletti. Katliam sırasında 300 sivil de yaralandı. Kimyasal saldırıdan sağ kurtulanlar hastanede tedavi altına alınırken bölgeden gelen fotoğraflar insanın kanını donduruyor. Bölgede çok sayıda ceset, açılan çukurlara toplu bir şekilde defnedildi.

Güle güle dünya

* Halepli yaşlı bir amca: "Ey dünyanın doğu ve batısındaki Müslümanlar, neredesiniz? Biz Halep'te katlediliyoruz. Biz Halep'te açız. Çocuklarımız öldürülüyor."

* Bir başka Halep'li: "Bölge her türlü bombardımana maruz kalıyor. 2 kilometreyi aşmayan bir bölgede çoğu sivil 80 bin insan var. Bize yardım edin."

* Bir aktivist: "Şu an karşılaştığımız şeyi, en kötü kabuslarımda bile görmemiştim."

* Fatıma anne: "Bir şeyler yapın! Sokaktaki insan cesetleri ciğerimizi yakıyor. Allah için harekete geçin!"

* Ammar adlı bir çocuk: "Uçaklar sabahtan beri bizi vuruyor! Hastane yok! Çocukların cesetleri kömür oldu! İlaç yok! Yemek yok!" Halep'teki durumu anlatmak için başka bir aile de kız çocukları Selma'nın ses kaydını paylaştı.

* Halepli sivil: "Ölüyoruz, açız! Çocuklarımız kesiliyor! Hiçbir şeyimiz kalmadı. Bizi dinleyenler, Allah'tan korkun! Ey Araplar! Ey Müslümanlar! Ey Allah'ın yarattığı insanlar! Nerdesiniz?"

* Aktivist Lina el-Şami: "Halep'te şu anda bir soykırımla karşı karşıyayız. Bu benim son videom olabilir. Burada hiçbir güvenli alan ve hayat şansı yok. Her yeni bomba, yeni bir katliam demek. Halep'i kurtarın, insanlığı kurtarın!"

* Hamdi isimli bir öğretmen: "Biz sadece özgürlük istemiştik. Ama izin vermediler. Bu dünyayı yönetenler bize özgürlüğü çok gördüler. Onlar haricinde hiç kimse özgür değil."

* Halepli bir baba: "Lütfen dünyaya bizim hikayemizi anlatın. Oğlum babasıyla gurur duysun..."

* Shero Alo isimli aktivist: "Güle güle dünya..."

YeniŞafak