HAK-İŞ'ten 6 başlıkta taşeron işçi açıklaması

HAK-İŞ'ten 6 başlıkta taşeron işçi açıklaması

HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, 26 Aralık 2017 tarihinde HAK-İŞ Genel Merkezinde taşeron, geçici ve mevsimlik işçilerle ilgili 24 Aralık 2017 tarihinde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

1- “KHK İle 3 Temel Düzenleme Getirilmiştir”

Basın toplantısında konuşan Genel Başkan Mahmut Arslan, 24 Aralık 2017 tarihinde yayınlanan 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin özellikle çalışma hayatı ile ilgili olan bölümünün çok önemli ve anlamlı bir düzenleme olduğuna işaret ederek, “ 696 sayılı KHK ile 3 tane temel düzenleme gerçekleştirilmiştir. Kamuda çalışanlar, yerel yönetimlerde çalışanlar ve geçici ve mevsimlik işçiler konuları doğrudan çalışma hayatıyla ilgili olarak getirilen düzenlemelerdir” dedi.

2- “HAK-İŞ Geçici İşçilerle İlgili Çok Önemli Bir Rol Üstlenmiştir”

HAK-İŞ’in hem taşeron konusunda hem de geçici ve mevsimlik işçiler konusunda geçmişi olan uzun bir mücadelenin içerisinden geldiğini vurgulayan Arslan, “2007 yılında yapılan geçici işçilere kadro düzenlemesinde HAK-İŞ çok önemli bir rol üstlenmiş, 218 bin geçici işçinin kamuda kadroya alınması konusunda büyük bir mücadeleyi zaferle sonuçlandırmıştır. HAK-İŞ olarak 2007 yılından başlayarak Türkiye’nin pek çok kurum ve kuruluşunda çalışan taşeron işçileri HAK-İŞ bünyesindeki sendikalarımıza dahil etme konusunda büyük bir mücadelemiz oldu” ifadelerini kullandı.

3- “2014 Yılında Taşeron Sorununu Türkiye’nin Gündemine Taşıdık”

Taşeron sorununu 24 Ocak 2014 yılında Türkiye’nin gündemine HAK-İŞ’in taşıdığını belirten Arslan, “HAK-İŞ olarak 2014 yılında Ankara’da 6 binden fazla taşeron işçinin katılımıyla gerçekleştirilen büyük bir organizasyonu ve kampanyayı başlattık. Türkiye’nin kunta kinteleri gibi gözüken, ücretli modern köle muamelesi gören taşeron işçilerin başta sendikal örgütlenmeler olmak üzere çalışma şartlarının düzeltilmesi, toplu sözleşme sistemine dahil edilmesi ve kamuda kadrolu işçi yapılması konusunda bir mücadeleyi HAK-İŞ olarak başlattık ve bu kampanyamız kısa sürede önemli bir karşılık buldu” dedi.

2014 yılında HAK-İŞ’in bir ilki gerçekleştirerek Türkiye’den yaklaşık 5 bin 500 taşeron işçinin katılımıyla ve her bir taşeron işçiyle 20 dakikalık mülakat ve anket çalışması gerçekleştirildiğini ve bunun sonucunun kamuoyuna sunulduğu bilgisini veren Arslan, “İlk kez 26 ilde 5 bin 500 taşeron işçinin katılımıyla Türkiye’nin taşeron gerçeğini bir çalışmayla kitap haline getirip kamuoyuyla paylaştık. Bu çalışmamız kamuoyunda büyük bir yankı buldu. Taşeron işçilerin çalışma şartlarının, yaşadıkları zorlukların, karşılaştıkları sorunların, bütün detaylarıyla ortaya çıktığı çok ciddi bir çalışmadır” diye konuştu.

4- “Bugün Çıkarılan KHK’nın Temelleri 2014 Yılında Atılmıştır”

Arslan, “2014 yılında o dönemde Başbakan olan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla 2014 yılı Temmuz ayında ilk defa 6552 sayılı kanunla taşeron konusunda önemli bir reforma imza atılmıştır. Bugün tartıştığımız konunun geçmişine baktığımız zaman KHK ile getirilen düzenlemelerin altyapısı 2014 yılı Temmuz ayında 6552 sayılı kanunla atılmıştır. O kanun çok temel yeni düzenlemeler getirmiştir” sözlerine yer verdi.

Arslan önceki yıllarda getirilmesi planlanan Özel Sözleşmeli Personel çözümü hakkında şu açıklamalara yer verdi: “Özel Sözleşmeli Personel yapma gayretleri, hevesleri ve ısrarlarına rağmen konfederasyonumuz bütün platformlarda hem 2015 yılının Mart ayında açıklanan hedeflerin gerçekleşmemesi için hem de daha sonra yapılan seçimlerle kurulan hükümetler nezdinde asla HAK-İŞ olarak ÖSP düzenlemesine karşı olduğumuzu, bunu kabul etmeyeceğimizi, bunu engellemek için her türlü mücadeleyi yapacağımızı kamuoyuna açıkça ilan ettik. Bu konuda çeşitli kampanyalar yaptık. Bu konuda taşeron işçilerin gelecek beklentileriyle ilgili bu yıl çok önemli bir çalışmaya imza attık. Yaklaşık 3 bin 500’ün üzerindeki taşeron işçiyle yüz yüze yapılan ankette nasıl bir çözüm istediklerini de öğrenmeye çalıştık. Burada ayrıntılı bir değerlendirme yer alıyor. Bu çalışmamızda işçilerin büyük bir çoğunluğunun ÖSP’ye neden itiraz ettiğini, ÖSP uygulamalarının işçilerin gelecekleri için nasıl bir tehdit oluşturduğunu ve bu konuyu neden kabul etmediklerini, niçin kamu işçisi olduklarını ayrıntılı bir şekilde kamuoyuna sunmuş olduk.”

5- “Mücadelemizin Sonuç Verdiğini Görüyoruz”

“HAK-İŞ olarak bütün çalışmalarımızda taşeron işçilerin kamuda kadrolu işçi olarak istihdam edilmesi konusundaki kararlılığımızı hem kongrelerimizde, hem genel kurul kararlarımızda, hem de bütün kamuya açık yaptığımız toplantılarda açık ve net bir şekilde ortaya koyduk” diyen Arslan, “Önümüze çıkartılan her türlü engele rağmen onlara, asla vazgeçmeyeceğiz, mücadeleden geri adım atmayacağız. Sizi asla yalnız bırakmayacağız ve mücadelemizi aynı kararlılıkla sürdüreceğiz dedik. Onlara her zaman umut olmaya çalıştık. Taşeron işçi kardeşlerimiz, ne olduğu belirsiz özel sözleşmeli personel statüsünün gündeme geldiği kritik süreçlerde bile asla HAK-İŞ'ten umudunu kesmedi, bize inanmaya devam etti. Biz güvenle bugünlere geldik. Son yapılan düzenlemeyle yaptığımız mücadelenin, ortaya koyduğumuz performansın ve uzun yıllara dayanan bu çabalarımızın büyük ölçüde sonuç verdiğini görüyoruz” sözlerini kullandı.

6- “Taşeron İşçiliğin Kaldırılması Türkiye'nin Batıya Meydan Okumasıdır”

Arslan, taşeron işçilere kadro imkanı veren düzenlemenin çalışma hayatının en büyük sorunlarından birini ortadan kaldırdığını belirterek şu açıklamalarda bulundu:

“Küresel sermayenin bütün dünyayı köye dönüştürdüğü ve küreselleşmenin doğal bir sonucu olarak bize dayatılan kamu hizmetlerinin özelleştirilmesi, kamu kurumlarının özelleştirilmesi, devletin küçültülmesi, kamu hizmetlerinin özel sektör eliyle sürdürülmesi yalanına karşı Türkiye'nin bir meydan okumasıdır. Hem dünyadaki hem de Batı ülkelerindeki uygulamalara bir meydan okumadır. IMF'ye, Dünya Bankası'na ve diğer uluslararası kuruluşların ülkemize ve ülkelere dayatılan bu yaklaşımlarına bir meydan okumadır. Artık Türkiye, kamu kurumlarında ve yerel yönetimde taşeron uygulamasını yasaklamıştır. Bu, Türkiye Cumhuriyeti devletinin endüstri ilişkileri sisteminde ve çalışma hayatında bugüne kadar yapılmış en büyük reformdur. Sadece taşeron işçilere kamuda kadro hakkı verilmiyor, bugüne kadar yürütülen taşeron sisteminden vazgeçiliyor, geleceğe dair de vazgeçiliyor.

KHK’nın hayata geçirilmesiyle kamuda 400 bin, yerel yönetimlerde 450 bin olmak üzere 900 bin işçi kamu işçisi oldu. Mevcut 200 binin yaklaşık 4 buçuk katı kamuda yeni işçi yer alacak.”

Günümüz itibariyle 330 binden fazla taşeron işçiyi örgütleyen HAK-İŞ’in taşeron işçilerin büyük bir bölümünü temsil yetkisi ve kabiliyeti olduğuna işaret eden Arslan, “Yaptığımız çalışmaların sonucu olarak kamudaki 400 ila 450 bin arasındaki taşeron işçiden 300 bini HAK-İŞ'e bağlı sendikalarımıza üyedir” diye konuştu.

Arslan “Bu başarı için bütün sendikalarımızı tebrik ediyorum. Bu işçilerin gelecekle ilgili kaygılarını giderme konusunda, onların beklentilerinin hayata geçirilmesi konusunda, onların umutlarını diri tutma adına büyük bir mücadele verdik. Sendikal çalışmalarımızın önemli bir kısmını taşeron işçiler aldı. Biz bu çalışmaları taşeron işçilerin sadece ve sadece dualarını almak için yaptık” dedi.

KHK’nın yayınlanmasıyla gelinen noktada kamuda taşeron işçilik sorunun ortadan kalkmasından büyük bir memnuniyet duyduklarını anlatan Arslan, taşeron işçilere kadro düzenlemesiyle birlikte HAK-İŞ’e bağlı sendikalara üye taleplerinin arttığını dile getirdi.

Arslan, taşeron sorunu ortadan kaldırma iradelerinden dolayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu'na teşekkürler etti.

Kaynak : SGK Rehberi

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.