Eğitim,  bilişim çağını yaşadığımız günümüzde daha da öncelik aciliyeti taşımaktadır.

Ülkemiz de de eğitim birinci önceliğimiz mi acaba? İsterseniz birkaç kıyasla ne kadar öncelik verdiğimize bir bakalım.

Ülkemizde, gündem oluşturmak,meseleleri toplumun dikkatlerine sunmak,münevver insanların meselelere bakış açısını halk ile paylaşmak gerekçeleriyle her gün yayınlanan gazetelere bir bakalım.Kaç haber eğitimle ilgili? Gazetelerde yazarların görüşlerini dile getirdiği kaç köşe yazarı var? Sadece ekonomi ,sadece spor gazeteleri var da neden bir eğitim gazetesi yok? Televizyonlarda siyaset,spor,ekonomi programları ne kadar,eğitim programları ne kadar? Yada televizyonlarda eğitimle ilgili haberlerin içeriği neler?

TV ve Gazetelerde yer alan eğitim içerikli haberlerinde çoğu olumsuzlukları içermektedir.Ya öğrencisini tokatlayan öğretmen haber olur(kesinlikle tasvip edemeyeceğimiz bir husustur tokat meselesi),Ya sınıfta arkadaşını bıçaklayan öğrenci haber yapılır.Bu tür haberler aslında sıklıkla yaşanan hadiseler değildir.Ama güzelliklerin haber değeri yoktur bazılarının gözünde.Halbuki bu tür haberlerin çözüm konusunda hiçbir katkısı yoktur.Eğitimde güzel örnekleri ön plana çıkarmalıyız.Gazetelerin birkaç köşe yazarı eğitimci olmalı.Çünkü her gün eğitimin içerisinde olan,her gün problemlerle yüz yüze olan eğitimciler çözüm yollarını en iyi bilen olmalıdır.Sağlık konusunda doktorlar ne kadar dinleniyorsa,eğitim konusunda da öğretmeler o kadar dinlenmelidir.Eğitimin fiilen içerisinde olan meslektaşlarımda şu çekince vardır;biz memuruz konuşmamız sınırlıdır.Haklılar da,geçmişte çok tatsız olaylar yaşamışlar.Konuşmalarından dolayı soruşturmalara,sürgünlere maruz kalmışlar.Siz konuşmayın,sizin işiniz sınıfta denmiş.Siz eleştiremezsiniz memursunuz denmiş.Ama çok şükür,Türkiyemiz her geçen gün daha da demokratik bir ortama doğru ilerliyor.Mesellerin birinci muhatabı olan biz eğitimciler de bildiklerimizi,sıkıntılarımızı,çözüm önerilerimizi konuşmalıyız.

Neden hükümetler kurulurken görevlendirilen  bakanların alandan olmasına dikkat edilirken Milli Eğitim Bakanlığına dikkat edilmez? Sağlık bakanı doktor olur,sanayi bakanı sanayici,maliye bakanı ekonomici olur.Milli eğitim bakanı herkes olur.Eğitime verdiğimiz önemin bir başka göstergesi de bu olmalı bence.

 Türkiyemizde herhalde sayısı en fazla üniversite mezunu meslek mensubu eğitimcilerdir.Peki TBMM de kaç tane eğitimci Milletvekilimiz vardır?Sayılarını kesin bilmiyorum,ama az olduklarına eminim.Çünkü hukukçulardan ve ekonomicilerden eğitimcilere fırsat düşmüyor.Eğitimciler aldıkları maaşlarla siyaset kulvarında yarışamıyorlar.Siyasetin para ile doğrudan ilişkisinin olduğu bir ortamda eğitimciler kenarda kalıyorlar.

Medeniyet yarışında en önde olmanın yolu eğitimden geçiyor.Eğitim meselesini halledememiş bir milletin işsizlik problemini çözmesi mümkün değildir.Eğitim meselesini dünya standartlarına çıkaramayan bir milletin zengin olması,güvenlik içerisinde yaşaması,huzurlu bir hayat sürmesi mümkün değildir.İnsan kumaşının kalitesinin yükselmesi eğitimde alacağımız mesafeye bağlıdır.Eğitimde kalitenin yükselmesi,eğitim problemlerinin çözümüne bağlıdır.problemi en iyi bilen,iliklerine kadar meselelere vakıf eğitimcilerin çözüm önerilerini sunmaları elzem bir hale gelmiştir.Kimsenin camına taş atma gibi bir niyetimiz yoktur.Aklımızın erdiği,alanın içerinde birisi olarak düşüncelerimi zaman zaman paylaşmak niyetindeyim.Çünkü bir mütefekkirimizin dediği gibi “fikirlerin serbestçe tartışılmasından hakikat ortaya çıkar”.

Biz eğitimciler olarak, eğitim meselesini gündeme taşıma sorumluluğumuzun olduğuna inanıyorum.Bunun yoluda,evde kendi kendimize söylenmek değil topluma söylemek olmalıdır.Söylemek ile söylenmek arsındaki farkı hatırlatmama gerek yoktur sanırım.

Rafet FENER

Başkan Yardımcısı

http://ueyder.org/haberler/dernek-etkinlik-haberleri/199.html