Gül'ün dikeni elbet tüm vicdanları yaralamış ve kanatmıştır
İnsan yola çıkış gayesini ve yol arkadaşlığı gailesini ve bu yolda ki emekleri, çileleri, yaşananları unuttuğunda yada unutturulduğunda her zaman her yerde her şartta nankörleşen bir varlık olmuştur.
SIDK mı? FIS(ss)K mı?
Kadim medeniyetimizin hayatımızda yer edinen iki ciddi sosyal kavramı şunlardır:
Sıdk: Doğru dürüst olma, içten bağlılık, aleniyet, samimiyet, özü sözü bir olma ve ahde vefa kısaca sadakat.
Fısk: Sinsilik, haddi aşma, isyan, ifrat tefrit, doğru yoldan ayrılmak, isyan, başkaldırı ve fasızlık, fitne-fesat kısaca ihanet .
Sıdk ı fısk a döndüren ise insanoğlu için haresedir,hazımsızlık, hatırsızlık, hasetliktir.
İnsan yola çıkış gayesini ve yol arkadaşlığı gailesini ve bu yolda ki emekleri, çileleri, yaşananları unuttuğunda yada unutturulduğunda her zaman her yerde her şartta nankörleşen bir varlık olmuştur.
Bu tıynet insanı, adamlık, ademlik, sıddıklık mertebesinden; şeytanlık ve fasıklık mertebesine indiriverir. Hem gözden düşürür hemde gönülden…Birde elbet Gayretullah makamı var…
Sıddık ül ekber, Ebubekir sıddık, olmak elbette zordur. Zorda sadakat, zorda biat, zorda muhabbet zordur.’’O’’(sav.) dediyse doğrudur diyebilmek zordur. Arkadaşlığı, dostluğu, kardeşliği sürdürmek zordur.
Hele hele samimiyet yara almışşsa, sabır da tükenmiş ise davasında ayakları yere sağlam ve sabit basan diğer gerçek dost ‘’la tahzen…’’ demek yerine kahırlanır ve ‘’yazıklar olsun’’diye sitem ediverir.
Makam -mevki hırsı, Kızıl elma yerine, İngiliz elmasını seçme, millileşme yerine Haricileşmeyi tercih etme, Rıza-i İlahi yerine majestelerinin gönlünü hoş tutma gayreti,şer odaklarının vaadleri elbet kökü dalı ince olanları şarhoş eder bir hoş eder.
Birde Anadolu tabiri ile gece hocası sekinet yerine husumet veriyorsa, EGO kasılırda kasılır ve işte o zaman arada bul yol arkadaşını, kardeşini.
Elbet insanlar hür ve özgür olarak düşünecek ve bunları ifade edecekler, eleştirecekler, tesbit yapıp nasihat edecekler…vs
Ancak!!!
Bizim medeniyetimizde, örfümüzde, kültürümüzde, itirazın, istişarenin, ihtilafın şekli ve edebi bellidir.
Dolayısıyla, bu şekil ve edep hayra sonuç açmalıdır, birlik ve beraberliği artırmalıdır, dostu sevindirmeli, bir maslahata yol açmalıdır, düşmanı kahretmelidir.
Durduk yere ortaya çıkıp mazlum mağdur munis rolü kesmeye başlarsan hayırdır bayram değil seyran değil dut yemiş, kaçak güreşen enişte, paatt diye niye ortaya çıkıverdin diye sorarlar.
Kim niye çıkarsa çıksın kim çıkarırsa çıkarsın ‘’ve mekeru ve mekerallah…’’,
Bu milleti tanımayanlar bu necip milletin sağduyusunu, vefasını bilmeyenler boyunun ölçüsünü ve göbeğinin suyunu alır,halktan -kökten kopuk kös kös WASP hayatına geri dönerler.
Milletimizin, devletimizin ,yöneticilerimizin içinde bulunduğumuz coğrafyanın bir çok zorlukla mücadele ettiği yedi düvel ile beka mücadelesi verdiği, birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bu dönemde Gül ün dikeni elbet tüm vicdanları yaralamış ve kanatmıştır.
REİS im bu millet sana diyor ki: Durma yiğidim yürü ’’La Tahzen İnnalahe Meana’’
Ne diyelim büyük annem der di ki :
‘’Aslı hu nesli hu,görgülü kuşlar gördüğünü işler.’’
Op. Dr. Ziya Boyacıoğlu - Habertrendi.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.